ISSN 1308-8483
KUŞKULUYUM, KORKUYORUM, KINIYORUM… / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL    
  Yayın Tarihi: 28.3.2011    


KUŞKULUYUM, KORKUYORUM, KINIYORUM…

Bir süre önce feci şekilde hasta oldum. Yatak döşek yattım. Bu yaşıma geldim böyle bir “Grip” olmamıştım (bu duruma hep grip teşhisi konur). O gripcik 5-6 günde geçerdi. Bu ise günlerce, haftalarca sürdü. Evin öteki ferdine de geçti. O da yatak döşek yattı. Biraz kendime gelince dışarıya attım kendimi. Bu arada birçok toplantı kaçırdım. Hep beraber olduğumuz arkadaşları da göremedim.

“Aaa, merhaba, nasılsın görüşmeyeli?”

“ Nasıl olayım, hastayım günlerdir”

“Ben de öyle, bugün ilk defa çıkıyorum. Gel şurada oturalım”

Birkaç arkadaşın yanına oturduk. Süzülmüşler. Aynı “Gripten” mustaripler.

“Bir mide bulantısı, ateş ve öksürük…”

“Sorma, bende de öyle başladı”

“Sanki bronşit gibi. Sigara içmiyorum. Hönkür hönkür öksürdüm günlerce”

“Kaç kez acile gittim”

“Doktorlar da şaşırmışlar”

“ Daya antibiyotiği gitsin”

“Ben sonuna kadar içtim. Gözüm korktu bir kere”

Konuşmalar bu minvalde gitti. Yanımıza gelen her arkadaşa “nasılsın” diye sorarken yüzde yüz hastalığını tahmin ediyorduk.

“Sen de mi?”

“Siz de mi?”

Biraz ortalık yatışınca, ben ne zamandır kafamı kurcalayan bir düşünceyi ortaya atmaya karar verdim. Beni anlayacaklarından emindim. Çoğumuz FOÇEP’in toplantılarına katılmış, dinlemiş, dinlemiş, dinlemiştik.

“Hani Aliağa’daki hava kirliliğinden anlatmışlardı ya”

“Yoksa senin de mi aklına takıldı, benim gibi”

“Evet. Aliağa bölgesinde oluşan kirleticiler rüzgârla taşınarak ta Foça’ya kadar yayılıyorlar. Biz de bu havayı soluyoruz. Vücudumuz zayıf düşüyor. Solunum zorluğu, bronşit ve öteki akciğer hastalıkları baş gösteriyor. Sigara içen bir kişi daha uzun süre hastalıkla mücadele ediyor.”

“Bunu, ben de duymuştum. Mide bulantısı ve ateş de hemen baş gösteriyor”

“En vahşisi de, havayı kirleten maddeler zamanla zemine çökerek toprağı kirletiyor”

“Ay, ben son zamanlarda çok sebze, ot yedim. Ispanak, kuzu kulağı, ne bulduysam”

“Acaba bunlarda ‘zehir’ mi var?”

“Ay sus ağzından yel alsın. O güzelim otlar da mı…”

“Düşün daha termik santral filan yapılmadı oraya”

“Evet, ama var olan demir-çelik tesislerinin bacalarından çıkan ve açıkta depolanan malzemelerden kaynaklanan toz emisyonları, bünyesinde tehlikeli organik kirleticileri içeriyormuş. Çok teknik oldu ama FOÇEP toplantılarının yararı oldu. Anlayabiliyoruz artık.

“Üstüne üstlük dünyanın dört bir yanından gelen gemi sökümleri daha da korkunç. İnsan sağlığına zararlı kirliliği yayıyormuş, yıllardır.”

“Yani Aliağa’da çevre kirliliği had safhaya ulaşmış zaten. Her kuzey rüzgârıyla İzmir’e kadar yayılıyor. Tabii Foça’dan geçerek. Açıkçası yavaş yavaş intihar! ediyoruz.” Dünyadaki cenneti bulduk derken, cehennemi mi yaşatacaklar bize Foça’da?

“ Sizler de böyle düşündüğünüze göre. Yoksa biz şu hava kirliliğinden mi yatak döşek yattık.”

“Başka bir açıklama var mı? Gittikçe de artacak bu hastalıklar. Artık her şeye “Grip” demeyi bırakalım. Ya da ‘bi şeyy olmaza’ devam edelim”

“FOÇEP, termik santral ve çimento fabrikası açıldığında neler olacağını kendi sitesinde anlatıyor. Bakmak yararlı olur.”

“En çok canımı yakan ise çimento fabrikasının Kyme antik kentinin üstüne yapılacak olması”

“Gelecek kuşaklara nasıl bir tarih veya tarihsizlik bırakıyoruz. Sık sık çocuklarımızı götürüp göstermeliyiz kalan zenginliklerimizi”

“Hadi ben kalkıyorum. Evde hastam var! Aman kendinize iyi bakın”

“Sağlık kadar önemli bir şey yok vallahi”

Konuşma yeniden başlayacağa benziyordu. Hızlı hızlı uzaklaştım oradan. Kuşkularımın doğrulandığını düşündüm.

Tüm tanıdık ve tanımadıklarıma geçmiş olsun diyorum.


Zuhal ÖZÜGÜL



2095










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)