Recep BOZKURT
EN ÇOK İHTİYACIMIZ OLAN!..
“Ülkemizde en çok neye ihtiyacımız vardır?..” diye bir soru ile karşılaşırsak, kim bilir hangi yanıtlar alırız.
Bu sorunun yanıtı elbette kiÅŸilere göre deÄŸiÅŸecektir. Ama, bugün bizim toplumumuzun hava kadar, su kadar, ekmek kadar ihtiyacı olduÄŸu bir ÅŸey var ki, o da “iyi eÄŸitimli insan”dır, yani kaliteli insandır.
ÇaÄŸdaÅŸ ve uygar toplumların sorunlarını çözüp kültürlü ve refah bir toplum haline geliÅŸlerinin mayası, eÄŸitimli insanların varlığındadır. Çünkü; iyi bir eÄŸitimden geçmiÅŸ, akıl ve bilimi kendine rehber edinmiÅŸ; namuslu, bilinçli bireylerin ve yetenekli, çalışkan ve dürüst yöneticilerin oluÅŸturduÄŸu toplumlar: üretken oluyorlar, çalışıp kazanmayı erdem sayıyorlar, namuslu yaşıyorlar; onurlu, başı dik ve bağımsız oluyorlar; birbirine güvenip saygı duyuyorlar; paylaşımcı oluyorlar; hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi bir yaÅŸama biçimi olarak kabul ettiklerinden barış ve kardeÅŸlik içinde yaşıyorlar…
İyi eğitim göremeyenler, kendini yetiştiremeyenler ise tam tersi: bencil, kavgacı, saldırgan, yalancı, iftiracı, ikiyüzlü, güvensiz, korkak; kolay kandırılan ve istenilen yöne çekilen, güdülen, itilen kakılan, üretmeden tüketen, onursuz, bağımlı, bireyler oluyorlar.
İşte iyi bir eğitim almak ve buna bağlı olarak kaliteli insan yetiştirmek, bundan dolayı ulusumuz için hava kadar, su kadar, ekmek kadar önemlidir.
Daha fazla zaman yitirmeden, bugün, giderek artan sorunlarımızın temelinde, bir türlü çözemediğimiz eğitim sorunlarının yattığını görmek zorundayız.
Peki, iyi bir eğitim nasıl verilir, nasıl alınır?...
İşin can alıcı noktası; işte bu sorulara verilecek ya da bu sorulara bulunacak yanıtlarda yatıyor.
İnsanoÄŸlunun yüzlerce yılı bu sorulara doÄŸru yanıtlar aramakla geçmiÅŸtir. Bu soruların doÄŸru yanıtlarını bulanlar almış başını gitmiÅŸ; bulamayanlar ise acı ve kederler içinde kıvranıp durmuÅŸ; kendilerine ve içinde yaÅŸadığı topluma huzur ve mutluluk, refah ve gönenç saÄŸlayamamış; üstüne üstlük kan ve gözyaşı sel olup akmıştır…
Bütün dünyada şimdi gelinen nokta budur.
Bunu anlamak için, günümüzde artık ille de dünyayı gezip dolaÅŸmaya da gerek yok. Bu konuda yazılmış binlerce kitap var. İletiÅŸim araçları, İnternet, televizyon ise, artık her ÅŸeyi ayan beyan ortaya döküp saçıyor…
“İyi bir eÄŸitim nasıl verilir, nasıl alınır?..” sorusuna dönecek olursak; geliÅŸmiÅŸ toplumlar bizden çok önceleri bunun yanıtını ÅŸu uygulamalarda bulmuÅŸlar ve amaçladıkları hedeflere ulaÅŸmışlardır:
Demokratik, laik bir düzen ve yönetim anlayışı içinde akıl, bilim ve ihtiyaçlar neyi gerektiriyorsa toplum bireylerine öyle bir eğitim verilmiş; bireyler de çok çalışarak, çok okuyarak ve yine akıl ve bilim yolundan ayrılmayarak bu eğitimden yararlanmış; Devlet, tek bir vatandaşın dahi eğitim dışında kalmayacak önlemleri almış; siyasi görüş ve inanca bakılmaksızın kültürlü, nitelikli, yetenekli insanların yolu açılmış; en küçük birimden en üst yönetim noktalarına bu tür kişiler özgürce seçilip getirilmiş; adama göre iş değil işe göre adam bulunmuş; yasalar ve yönetmelikler hiçbir kişi ya da kuruma ayrıcalık yapılmadan uygulanmış; rüşvet, yolsuzluk ve düzenbazlıklara hoşgörü ile bakılmayarak en ağır cezalar verilmiş; çalışkanlık, dürüstlük, emek ve üretmek en kutsal değerler olarak bütün toplum katlarında kabul görmüştür.
İşte çözüm; bunları başarıp başarmamakta yatmaktadır.
Büyük Atatürk’ün daha Türkiye Cumhuriyeti’ni kurar kurmaz hedeflediÄŸi bu anlayıştan son 60 yıldır –bilinçli ya da bilinçsiz- ayrıldığımız için maalesef bugün; sorunlarını çözmüş, mutluluk ve güven içinde yaÅŸayan, gelecekten umutlu, çaÄŸdaÅŸ ve geliÅŸmiÅŸ, everensel deÄŸerleri özümsemiÅŸ bir toplum haline gelemedik.
Ve ne acıdır ki; bu gerçeği göremediğimiz, akıl ve bilimin ışığında yürümediğimiz takdirde, korkarım, daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
EÄŸitimci-Yazar
Recep BOZKURT
recboz48@gmail.com
“Ülkemizde en çok neye ihtiyacımız vardır?..” diye bir soru ile karşılaşırsak, kim bilir hangi yanıtlar alırız.
Bu sorunun yanıtı elbette kiÅŸilere göre deÄŸiÅŸecektir. Ama, bugün bizim toplumumuzun hava kadar, su kadar, ekmek kadar ihtiyacı olduÄŸu bir ÅŸey var ki, o da “iyi eÄŸitimli insan”dır, yani kaliteli insandır.
ÇaÄŸdaÅŸ ve uygar toplumların sorunlarını çözüp kültürlü ve refah bir toplum haline geliÅŸlerinin mayası, eÄŸitimli insanların varlığındadır. Çünkü; iyi bir eÄŸitimden geçmiÅŸ, akıl ve bilimi kendine rehber edinmiÅŸ; namuslu, bilinçli bireylerin ve yetenekli, çalışkan ve dürüst yöneticilerin oluÅŸturduÄŸu toplumlar: üretken oluyorlar, çalışıp kazanmayı erdem sayıyorlar, namuslu yaşıyorlar; onurlu, başı dik ve bağımsız oluyorlar; birbirine güvenip saygı duyuyorlar; paylaşımcı oluyorlar; hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi bir yaÅŸama biçimi olarak kabul ettiklerinden barış ve kardeÅŸlik içinde yaşıyorlar…
İyi eğitim göremeyenler, kendini yetiştiremeyenler ise tam tersi: bencil, kavgacı, saldırgan, yalancı, iftiracı, ikiyüzlü, güvensiz, korkak; kolay kandırılan ve istenilen yöne çekilen, güdülen, itilen kakılan, üretmeden tüketen, onursuz, bağımlı, bireyler oluyorlar.
İşte iyi bir eğitim almak ve buna bağlı olarak kaliteli insan yetiştirmek, bundan dolayı ulusumuz için hava kadar, su kadar, ekmek kadar önemlidir.
Daha fazla zaman yitirmeden, bugün, giderek artan sorunlarımızın temelinde, bir türlü çözemediğimiz eğitim sorunlarının yattığını görmek zorundayız.
Peki, iyi bir eğitim nasıl verilir, nasıl alınır?...
İşin can alıcı noktası; işte bu sorulara verilecek ya da bu sorulara bulunacak yanıtlarda yatıyor.
İnsanoÄŸlunun yüzlerce yılı bu sorulara doÄŸru yanıtlar aramakla geçmiÅŸtir. Bu soruların doÄŸru yanıtlarını bulanlar almış başını gitmiÅŸ; bulamayanlar ise acı ve kederler içinde kıvranıp durmuÅŸ; kendilerine ve içinde yaÅŸadığı topluma huzur ve mutluluk, refah ve gönenç saÄŸlayamamış; üstüne üstlük kan ve gözyaşı sel olup akmıştır…
Bütün dünyada şimdi gelinen nokta budur.
Bunu anlamak için, günümüzde artık ille de dünyayı gezip dolaÅŸmaya da gerek yok. Bu konuda yazılmış binlerce kitap var. İletiÅŸim araçları, İnternet, televizyon ise, artık her ÅŸeyi ayan beyan ortaya döküp saçıyor…
“İyi bir eÄŸitim nasıl verilir, nasıl alınır?..” sorusuna dönecek olursak; geliÅŸmiÅŸ toplumlar bizden çok önceleri bunun yanıtını ÅŸu uygulamalarda bulmuÅŸlar ve amaçladıkları hedeflere ulaÅŸmışlardır:
Demokratik, laik bir düzen ve yönetim anlayışı içinde akıl, bilim ve ihtiyaçlar neyi gerektiriyorsa toplum bireylerine öyle bir eğitim verilmiş; bireyler de çok çalışarak, çok okuyarak ve yine akıl ve bilim yolundan ayrılmayarak bu eğitimden yararlanmış; Devlet, tek bir vatandaşın dahi eğitim dışında kalmayacak önlemleri almış; siyasi görüş ve inanca bakılmaksızın kültürlü, nitelikli, yetenekli insanların yolu açılmış; en küçük birimden en üst yönetim noktalarına bu tür kişiler özgürce seçilip getirilmiş; adama göre iş değil işe göre adam bulunmuş; yasalar ve yönetmelikler hiçbir kişi ya da kuruma ayrıcalık yapılmadan uygulanmış; rüşvet, yolsuzluk ve düzenbazlıklara hoşgörü ile bakılmayarak en ağır cezalar verilmiş; çalışkanlık, dürüstlük, emek ve üretmek en kutsal değerler olarak bütün toplum katlarında kabul görmüştür.
İşte çözüm; bunları başarıp başarmamakta yatmaktadır.
Büyük Atatürk’ün daha Türkiye Cumhuriyeti’ni kurar kurmaz hedeflediÄŸi bu anlayıştan son 60 yıldır –bilinçli ya da bilinçsiz- ayrıldığımız için maalesef bugün; sorunlarını çözmüş, mutluluk ve güven içinde yaÅŸayan, gelecekten umutlu, çaÄŸdaÅŸ ve geliÅŸmiÅŸ, everensel deÄŸerleri özümsemiÅŸ bir toplum haline gelemedik.
Ve ne acıdır ki; bu gerçeği göremediğimiz, akıl ve bilimin ışığında yürümediğimiz takdirde, korkarım, daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
EÄŸitimci-Yazar
Recep BOZKURT
recboz48@gmail.com
"Recep BOZKURT" bütün yazıları için tıklayın...
