BU BAYRAM BAŞKA BAYRAM! / Ahmet ÖNEL
Ahmet ÖNEL

Ahmet ÖNEL

BU BAYRAM BAÅžKA BAYRAM!



Gençlikte paramız yoktu; ÅŸiir kitabı alamazdık…

Bu yüzdendir şiire başlamışlığım!

Ünlü bir ozanın ÅŸiirle buluÅŸmasıyla ilgili hoÅŸ bir anekdottur bu satırlar. Biraz da kendi ÅŸiirini kendin yaz serlevhalı bir gerçeÄŸi de dile getirmiyor mu dersiniz? Dilimize pelesenk olmuÅŸ kimi dizelerin de aslında onu söyleyene ait olduÄŸu iddia edilir! Neruda’nın Postacı’sına da fısıldadığı bir sırdır bu. Güzel yararlı olmalı diyen Bedri Rahmi’ye deÄŸin uzanan bir hoÅŸluÄŸun saÄŸlamasını da yapabilirsiniz bundan öte.

Ege’nin baharla birlikte ÅŸenlikli günleri baÅŸladı ya, ondandır bu çalçeneliÄŸim! Deniz kıyısında yaÅŸarken, konu ne olursa olsun, sözü dönüp dolaÅŸtırıp ille de ÅŸiire getirmek de bir Akdeniz bulaşığıdır belki . Ne ki, muradım ÅŸiirle sınırlı kalmak da deÄŸil. Åžiirin de öykünün de sığındığı yurtların, yani o güzelim kitapların hayatımıza her zamankinden daha yakın olduÄŸu günlere kavuÅŸmanın coÅŸkusudur bu yazının asıl nedeni.

16 Nisan cumartesi günü başlayacak olan İzmir Kitap Fuarı bir hafta boyunca konuklarını ağırlayacak. Yediden yetmişe kitap meraklılarının bir karınca titizliğiyle kendilerini stanttan standa atacaklarına yakından şahit olacağız. Hani kitap insanın dünyasından çekip çıkıyor demelere inat gerçekleşecek bu şölen.

Åžiirden söz açmıştık ya, bu yılki fuarın onur konuÄŸu olarak seçilen ÅŸair Refik DurbaÅŸ’a da bir selam göndermenin tam zamanıdır öyleyse.

Her sabah böyle ağlar mı Üsküdar

Yoksul karanlığında kuşların

diyerek kimilerine ince bir serzeniÅŸte bulunan DurbaÅŸ’ın ÅŸiir bahçesinde bu vesileyle bir kez daha gezinti yapacak; dizelerinde yeni anlamlar keÅŸfedip yeni yeni güller derleyeceÄŸiz.

Nisan’ın çıldırtan bir yanı vardır aslında. Hani dilin ucuna gelip de söylenemeyen bir sözcük sanki karanlık bir koridorun ucundan bir yanar bir söner. Ne kadar yaklaşırsanız o kadar da uzaklaşır üstelik. Bu anlatılmayan, dahası tuhaf olan duyguyla en güzel örtüşen ay nisandır. Peki ÅŸu güzellemeyi hak edecek ne yapmıştır derseniz, su kuÅŸlarının gagalarını nemlendirmiÅŸtir diye yanıtlarım sizi; belki bir de sarmaşık güllerinin yüreÄŸini hoplatmıştır; hani bir anda sabahların izinsiz konuÄŸu kırağıya dönüşüp ufkumuzun netlik ayarıyla oynadığı için!

Ama ne güzel ki fuarda güzelim kitaplarla dostluk tazelenecektir! Kırağı da, gül de, su kuÅŸu da yalnızca birer sözcüğe, dahası imgeye dönüşüp eÅŸlik edecektir ÅŸu eÅŸsiz bahar yolculuÄŸuna. Kitap dostluÄŸunun faziletlerinden söz etmeye kalkışıp kimsenin _ hele ki çocukların_ canlarını sıkmak istemem. Sahi, daha geçenlerde çocuklarla tanıştırdıktan hemen sonra benden kitaplarla ilgili akıllı uslu sözler etmemi bekleyen bir dostuma yaÅŸattığım o güzel ÅŸaÅŸkınlık geliverdi aklıma. Öyle ya, söze “çocuklar! BoÅŸ verin… Kitap filan okumayın!” diye baÅŸlamamış mıydım? Elbette dostumun yaÅŸadığı ÅŸaÅŸkınlığın uzun ömürlü olmasına izin vermeyecektim. Kitap mitap okumayın önerisinin hemen sonrasında, aslında böylesi tersine bir eÄŸretilemenin bile istenirse beklentiye yanıt verecek ölçüde hınzır bir yöntem olduÄŸunu _yine kitaplardan aldığım öğreti çerçevesinde_ örnekleyecektim.

Ama ÅŸimdi uzun söze gerek yok. Kitap bayramının tam içindeyiz ÅŸu günlerde. Albenili kapaklar, yolculukların en vazgeçilmezini öneren öyküler, romanlar, denemeler… bizleri beklemiyor mu? Öyleyse bir tanesinin kapağını usulca açalım ve baÅŸlatalım yolculuÄŸu!

Kara kuytusunda seviÅŸmenin
ÅŸehvetiyle emziresin diye beni
kara urganıyla boğasın diye beni
kara karanlığında unutasın diye beni
Güz erken geldi, sen gelmedin.

DurbaÅŸ’a aldırmayın! Güze daha çok var… Ayrıca, hemen kapımıza dayanan sıcaklardan bizleri yine kitapların serinliÄŸi kurtaracaktır.

Son bir not: 19 ve 20 Nisan günlerinde, Tudem Kitapları standında olacağım. Hem duyduğuma göre çocuklarını yanlarında getirmeyenleri fuara almıyorlarmış!


Ahmet ÖNEL

www.ahmetonel.com



12 Nisan 2011 Salı / 2331 okunma



"Ahmet ÖNEL" bütün yazıları için tıklayın...