“MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI” VE YILMAZ HOCA…
22 Nisan 2011 günü akşamı Foça’da görkemli bir sanat etkinliği yaşandı. Reha Midilli Kültür Merkezi Salonu hınca hınç doluydu ama, keşke daha geniş kitleler izleme olanağı bulsaydı. Çünkü, böylesi üst düzeyde kültür olaylarına şahit olmak her zaman mümkün olmuyor.
Reha Midilli Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Yılmaz Mızrak’ın senaryolaştırıp yönettiği, aynı okul öğrencilerinin oynadığı Nazım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’nı nefeslerimizi tutarak izledik. Sahne dekorundan oyunculara, ışık düzeninden müziklere, anlatımlardan şiir okuyanlara kadar her şey, herkes mükemmeldi.
Başta Yılmaz hoca olmak üzere geleceğimizin en büyük güvencesi gençleri, programa katkısı olan öğretmenleri ve projenin her aşamasında onlara destek veren Okul Müdürü Ali ÖZTÜTÜNCÜ’yü yürekten kutluyorum.
Değerli okuyucular;
Dünya, iki Türkü çok iyi tanıyor: Biri, Türk Ulusu’nu emperyalizmin çelik kıskacından kurtaran ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran Mustafa Kemal Atatürk, diğeri ise Türk şiirinin en büyük ustası Nazım Hikmet.
“Memleketimden İnsan Manzaraları”, yaklaşık 20 bin mısradan oluşan devasa bir yapıttır ve Nazım Hikmet şiirinin doruğunu oluşturur. 1908-1945 yılları arasında insanımızın nereden geldiğini, nerede olduğunu ve nereye gittiğini kare kare anlatan bu şiirden alıntılar yapılarak oluşturulan senaryoda “YEDİNCİ BAP”tan “Bir Aletle Bir İnsanın Hikayesi”ni Yılmaz hoca okudu.
Aman Tanrım, o ne okuyuştu; gözyaşlarımı tutamadım. Zaten ben bu “Kuvayı Milliye Destanı”nı her okuyuşta, her dinleyişte - öyle sulu gözlü değilim ama, nedendir bilmem- gözlerim hep nemlenir; buruk ve hüzünlü anılar aklıma gelir…
Hiç unutmam, 1982 yılıydı. Cumhuriyet Tarihi dersinde Büyük Taarruz’u anlatıyordum. Anlattığım konuyla yakın ilişkisi olduğu için sınıfta işte bu şiirin “Şoför Ahmet” bölümünü öğrencilere okumuştum. Bir öğrencim;
-Bu güzel şiir kimin,öğretmenim?.. demişti de duymazlıktan gelmiştim.
Şairin adını söyleseydim ne o şiiri bir daha okuyabilir ne de o okulda kalabilirdim!..
Nerdennnn.. Nereye?!..
x x x
Bugün,
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. 91 yıl önce Mustafa Kemal Paşa başkanlığında yurdun kurtuluşu ve mutluluğu için toplanan
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve yeni bir devletin kuruluşunun müjdelendiği gündür.
Vatan topraklarının dört bir yandan bölünüp parçalanmaya, adım adım işgal edilmeye başladığı o karanlık ve korkunç günlerde umudunu yitirmeyen bir avuç yürekli, yurtsever insanın; ulusuna güvenerek ve ondan güç alarak
Büyük Mücadele’ye korkmadan atıldığı gündür.
Onların amacı: Bağımsız, onurlu, başı dik bir ulus yaratmaktı. O günden bugüne çok yol aldık ama; keşke onların hedef ve ilkelerinden hiç ödün vermeden, geleceğe umutla bakan; güven ve huzur içinde yaşayan bir toplum haline gelebilseydik…
Ama ben, asla umutsuz değilim.
Mustafa Kemal’i,
Nazım Hikmet’i yetiştiren bu büyük ulusun geleceğinden nasıl umutsuz olabiliriz ki…
Çünkü; var olan tüm sıkıntılara, sorunlara rağmen;
çocuklarımıza ve gençlerimize güveniyoruz. Yaşasın 23 Nisan…
Eğitimci-Yazar
recboz48@gmail.com