
Ahmet Zeki YEŞİL
AY’A DA BAKMAM…
Sevgili… Gözlerinden öpüyorum seni. Sen gidince 15 cm. kaydı dünyamın ekseni. Japonya 4 m. öteye gitti. Gideni deÄŸil, kalanı seviyorum ben. Senden sonra “sensiz geçmiyor zaman” desem yalan. Bir günüm 15 sn. kısaldı. Artık en köklü kavramlarım tepetaklak. Derin imaların, derin sızılara yol açıyor. Kalplerimiz eÅŸ zamanlı atmıyor. AÅŸkımızın görüş mesafesi sıfır. EndiÅŸeliyim. Kaygılıyım. Yaz gelmeden korku iklimi geldi. “N’aber?” deyip vuruyorlar insanı. Tüp patlamasından deÄŸil, heyecandan çenem titredi. Benimki planlı bir çalışma deÄŸildi. Birden bire söyledim adını. Duydukların külliyen yanlıştı ama mantıken doÄŸruydu. Çünkü nisan ayı havası var sende. Nisan, yaÄŸmurları; mayıs çiçekleri getirirmiÅŸ. Isındım birden bire. Isındım… Merak etme, ele güne karşı göz kapaklarımda saklarım seni. Kirpiklerime tutun, hiç kırpmam gözlerimi. Ay’a da bakmam.
Sevgili… Kendimi ihbar ediyorum sana. GirmiÅŸken boÅŸ çıkmayayım bari ÅŸu dünyadan diye sevdim ben. Kaderi de çağırdım, gel otur yanıma. GeçmiÅŸ zamanların hüznünde bekliyorum. Memleketi kucaklar gibi kucaklayacağım seni. Kalburüstü aÅŸk desinler. Referandumlara gideceÄŸiz. Åžunu yapacağız, bunu yapacağız. Yüzde onluk barajlarda yüzeceÄŸiz birlikte. Nasıl anlatsam, mayhoÅŸ bir his var içimde. Karışık duygular içindeyim. Fallara baktırdım, masallarımızın büyüsü hatırına. KurÅŸun döktürdüm. Gülleri çoÄŸalttım. Olmayan iÅŸimi bıraktım. Ve bir liste yaptırdım kendime. “Bu güne kadar ne yapmadım?” listesi. Bir çeÅŸit ÅŸifresiz test hizmeti benim ki. Formül, ÅŸifre, algoritma (sayıların ahenkli dansı)… İnanılır gibi deÄŸil ama inandım ben sana. Hastayım, bir sana, bir de sonu ''S'' ile biten kısaltmalara. Çünkü yeteri kadar ÅŸifre var, çözen yok. Gel de çöz! Düşünmeme üzerine düşünmemi saÄŸla. İçinden balık geçen sayfalarda gezdir beni. Kimse anlamaz meraklanma.
Sevgili… GittiÄŸinden beri, hayatım lümpen bir Samanyolu dizisi. Fani dünyanın fani iÅŸlerini bıraktım. Her gece deniz fenerinin altında, hayır dua yöntemiyle yıldızları sayıyorum. Zaman ve mekan iyice daraldı. Vaktimiz az. Her temas istemeden iz bıraktı. Gelecek gelmeden gel. Koca bir yalnızlık ortalıkta kalsın. Uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız. Sonra ağıtlara da ulaÅŸamayacağız belki. Ve bir bakacağız seferler baÅŸlamış cehenneme. Bu nedenle organlarımı bağışlıyorum sana. Beynimi iyi sakla. Adını ezberledim, zihnimi usulca kapat. Beynim, anılara kendini kilitledi. Gözlerim kayıtlara geçti. Beni, retinamdan tanı artık. Tatminsiz teselli cümleleri kurma sakın. Ben, senin adına cümlelerimi anlamlı bir paragraf oluÅŸturacak ÅŸekilde sıralıyorum. ArkadaÅŸ olmanın büyüsünü anlatan cümleyi arıyorum. Sözlerimin kafiyesi tutuyorsa eÄŸer, anlamına aldırma. Anlasana... Ya silersen, kendini hafızamdan diye korkuyorum. Demedi deme, herkes her ÅŸeyi anladı ama yanış anladı. Sen bari doÄŸru anla. Sözüm söz, Ay’a da bakmam.
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
Sevgili… Gözlerinden öpüyorum seni. Sen gidince 15 cm. kaydı dünyamın ekseni. Japonya 4 m. öteye gitti. Gideni deÄŸil, kalanı seviyorum ben. Senden sonra “sensiz geçmiyor zaman” desem yalan. Bir günüm 15 sn. kısaldı. Artık en köklü kavramlarım tepetaklak. Derin imaların, derin sızılara yol açıyor. Kalplerimiz eÅŸ zamanlı atmıyor. AÅŸkımızın görüş mesafesi sıfır. EndiÅŸeliyim. Kaygılıyım. Yaz gelmeden korku iklimi geldi. “N’aber?” deyip vuruyorlar insanı. Tüp patlamasından deÄŸil, heyecandan çenem titredi. Benimki planlı bir çalışma deÄŸildi. Birden bire söyledim adını. Duydukların külliyen yanlıştı ama mantıken doÄŸruydu. Çünkü nisan ayı havası var sende. Nisan, yaÄŸmurları; mayıs çiçekleri getirirmiÅŸ. Isındım birden bire. Isındım… Merak etme, ele güne karşı göz kapaklarımda saklarım seni. Kirpiklerime tutun, hiç kırpmam gözlerimi. Ay’a da bakmam.
Sevgili… Kendimi ihbar ediyorum sana. GirmiÅŸken boÅŸ çıkmayayım bari ÅŸu dünyadan diye sevdim ben. Kaderi de çağırdım, gel otur yanıma. GeçmiÅŸ zamanların hüznünde bekliyorum. Memleketi kucaklar gibi kucaklayacağım seni. Kalburüstü aÅŸk desinler. Referandumlara gideceÄŸiz. Åžunu yapacağız, bunu yapacağız. Yüzde onluk barajlarda yüzeceÄŸiz birlikte. Nasıl anlatsam, mayhoÅŸ bir his var içimde. Karışık duygular içindeyim. Fallara baktırdım, masallarımızın büyüsü hatırına. KurÅŸun döktürdüm. Gülleri çoÄŸalttım. Olmayan iÅŸimi bıraktım. Ve bir liste yaptırdım kendime. “Bu güne kadar ne yapmadım?” listesi. Bir çeÅŸit ÅŸifresiz test hizmeti benim ki. Formül, ÅŸifre, algoritma (sayıların ahenkli dansı)… İnanılır gibi deÄŸil ama inandım ben sana. Hastayım, bir sana, bir de sonu ''S'' ile biten kısaltmalara. Çünkü yeteri kadar ÅŸifre var, çözen yok. Gel de çöz! Düşünmeme üzerine düşünmemi saÄŸla. İçinden balık geçen sayfalarda gezdir beni. Kimse anlamaz meraklanma.
Sevgili… GittiÄŸinden beri, hayatım lümpen bir Samanyolu dizisi. Fani dünyanın fani iÅŸlerini bıraktım. Her gece deniz fenerinin altında, hayır dua yöntemiyle yıldızları sayıyorum. Zaman ve mekan iyice daraldı. Vaktimiz az. Her temas istemeden iz bıraktı. Gelecek gelmeden gel. Koca bir yalnızlık ortalıkta kalsın. Uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız. Sonra ağıtlara da ulaÅŸamayacağız belki. Ve bir bakacağız seferler baÅŸlamış cehenneme. Bu nedenle organlarımı bağışlıyorum sana. Beynimi iyi sakla. Adını ezberledim, zihnimi usulca kapat. Beynim, anılara kendini kilitledi. Gözlerim kayıtlara geçti. Beni, retinamdan tanı artık. Tatminsiz teselli cümleleri kurma sakın. Ben, senin adına cümlelerimi anlamlı bir paragraf oluÅŸturacak ÅŸekilde sıralıyorum. ArkadaÅŸ olmanın büyüsünü anlatan cümleyi arıyorum. Sözlerimin kafiyesi tutuyorsa eÄŸer, anlamına aldırma. Anlasana... Ya silersen, kendini hafızamdan diye korkuyorum. Demedi deme, herkes her ÅŸeyi anladı ama yanış anladı. Sen bari doÄŸru anla. Sözüm söz, Ay’a da bakmam.
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...