ISSN 1308-8483
AY’A DA BAKMAM… / Ahmet Zeki YEŞİL
  Yayın Tarihi: 29.4.2011    


AY’A DA BAKMAM…

Sevgili… Gözlerinden öpüyorum seni. Sen gidince 15 cm. kaydı dünyamın ekseni. Japonya 4 m. öteye gitti. Gideni değil, kalanı seviyorum ben. Senden sonra “sensiz geçmiyor zaman” desem yalan. Bir günüm 15 sn. kısaldı. Artık en köklü kavramlarım tepetaklak. Derin imaların, derin sızılara yol açıyor. Kalplerimiz eş zamanlı atmıyor. Aşkımızın görüş mesafesi sıfır. Endişeliyim. Kaygılıyım. Yaz gelmeden korku iklimi geldi. “N’aber?” deyip vuruyorlar insanı. Tüp patlamasından değil, heyecandan çenem titredi. Benimki planlı bir çalışma değildi. Birden bire söyledim adını. Duydukların külliyen yanlıştı ama mantıken doğruydu. Çünkü nisan ayı havası var sende. Nisan, yağmurları; mayıs çiçekleri getirirmiş. Isındım birden bire. Isındım… Merak etme, ele güne karşı göz kapaklarımda saklarım seni. Kirpiklerime tutun, hiç kırpmam gözlerimi. Ay’a da bakmam.

Sevgili… Kendimi ihbar ediyorum sana. Girmişken boş çıkmayayım bari şu dünyadan diye sevdim ben. Kaderi de çağırdım, gel otur yanıma. Geçmiş zamanların hüznünde bekliyorum. Memleketi kucaklar gibi kucaklayacağım seni. Kalburüstü aşk desinler. Referandumlara gideceğiz. Şunu yapacağız, bunu yapacağız. Yüzde onluk barajlarda yüzeceğiz birlikte. Nasıl anlatsam, mayhoş bir his var içimde. Karışık duygular içindeyim. Fallara baktırdım, masallarımızın büyüsü hatırına. Kurşun döktürdüm. Gülleri çoğalttım. Olmayan işimi bıraktım. Ve bir liste yaptırdım kendime. “Bu güne kadar ne yapmadım?” listesi. Bir çeşit şifresiz test hizmeti benim ki. Formül, şifre, algoritma (sayıların ahenkli dansı)… İnanılır gibi değil ama inandım ben sana. Hastayım, bir sana, bir de sonu ''S'' ile biten kısaltmalara. Çünkü yeteri kadar şifre var, çözen yok. Gel de çöz! Düşünmeme üzerine düşünmemi sağla. İçinden balık geçen sayfalarda gezdir beni. Kimse anlamaz meraklanma.

Sevgili… Gittiğinden beri, hayatım lümpen bir Samanyolu dizisi. Fani dünyanın fani işlerini bıraktım. Her gece deniz fenerinin altında, hayır dua yöntemiyle yıldızları sayıyorum. Zaman ve mekan iyice daraldı. Vaktimiz az. Her temas istemeden iz bıraktı. Gelecek gelmeden gel. Koca bir yalnızlık ortalıkta kalsın. Uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız. Sonra ağıtlara da ulaşamayacağız belki. Ve bir bakacağız seferler başlamış cehenneme. Bu nedenle organlarımı bağışlıyorum sana. Beynimi iyi sakla. Adını ezberledim, zihnimi usulca kapat. Beynim, anılara kendini kilitledi. Gözlerim kayıtlara geçti. Beni, retinamdan tanı artık. Tatminsiz teselli cümleleri kurma sakın. Ben, senin adına cümlelerimi anlamlı bir paragraf oluşturacak şekilde sıralıyorum. Arkadaş olmanın büyüsünü anlatan cümleyi arıyorum. Sözlerimin kafiyesi tutuyorsa eğer, anlamına aldırma. Anlasana... Ya silersen, kendini hafızamdan diye korkuyorum. Demedi deme, herkes her şeyi anladı ama yanış anladı. Sen bari doğru anla. Sözüm söz, Ay’a da bakmam.


Ahmet Zeki YEŞİL



3260










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)