DEĞİRMENLİTEPE VE FENERYARIMADASI…
Her fırsatta güzel Foça’mızın dağını taşını dolaşırım; her adımda inanılmaz bir flora ve manzara ile karşılaşır, şaşar kalırım. Hele bu yılki ilkbahar, bir başka bahar…
Böyle bir coğrafyada yaşamaktan büyük bir sevinç duyar, Tanrı’ya şükrederim…
Bu gezilerim sırasında kentin görkemli manzarasını görmek için sık sık çıktığım Değirmenlitepe ve bazı geceler sırtüstü uzanıp Foça ışıklarını seyrettiğim Feneryarımadası, hem konumları hem de işlevleri bakımından beni çok etkiler. Nedenini açıklayayım: Değermenlitepe, yamacında Anadolu’da yapılan ilk tiyatrosu ve tepesindeki yel değirmenleriyle, Feneryarımadası ise yorgun denizcilere güvenle sığınacakları Foça Limanı’na ulaştıklarını gösteren denizfeneri ve şimdi yalnızca temelleri kalmış yel değirmenleriyle tarihe silinmez damgalarını vurmuşlardır.
Foça; tarih boyunca limanı, tiyatrosu, Athena Tapınağı ve değirmenleri ile ünlenmiştir. Anadolu’nun Ege’ye bakan bu şirin kentinin doğal yapısının denizciliğe çok elverişli olması; hinterlandında çok zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarının bulunması; Batı Anadolu’daki tarihi karayolları ağı ile bağlantı kurması; ikliminin insan sağlığını güzelleştirmesi, O’nu her zaman diğer yerleşim birimlerinden farklı ve seçkin bir duruma getirmiştir.
Antik Dönem’den başlamak üzere denizcilikte yeni tekneler icat etmesiyle birlikte Akdeniz ticaretinde egemen olup mor renkli, horoz simgeli bayrak ve flamalarını İtalya, Fransa gibi zengin ülkelerde göstermesi; daha Ortaçağ’a kadar Şap ve tuz gibi çok önemli iki stratejik maddenin bu yöreden elde edilmesi, (şap, o dönemlerde “Altın Madeni” kadar değerli tutulmakta ilaç, kağıt ve özellikle boya sanayinde çok aranmakta, Foça-Yeni Foça arasındaki Şaphane Dağı’ndan ‘çıkarılmaktaydı) altın ve gümüş karışımı elektron parasının her yerde aranır olması ticarette de yerini çok sağlamlaştırmıştı.
Bitek Menemen Ovası ile taa.. Sardes’e kadar uzanan Gediz Ovası’nda yetiştirilen ürünler, başta buğday olmak üzere Foça Limanı’na getirilmekte; buğdayın bir kısmı Payitaht’a, bir kısmı Akdeniz Ülkeleri’ne götürülmekte, bir kısmı da bugün Değirmenlitepe ve Feneryarımadası üzerinde kurulan tam 27 adet yel değirmeninde öğütülerek çevre il ve ilçeleri ile Ege adalarında satılmaktaydı.
Bu limandan “Frenk taifesinden nice kafirler” buğday, koyun, sahtiyan, meşin, balmumu, kuru üzüm, pekmez ve başka nesneler alıp gittiklerinden iç piyasada sıkıntı çekilmekte, bundan dolayı Foça Limanı zaman zaman ticarete bile kapatılmaktaydı. Buna rağmen “Bazı Nasara ve Yahudi taifesi”nin, Foça’nın ünlü Kara Üzümü’nü toplayıp şarap haline getirmesi engellenemiyordu.
1884 yayınlanan Aydın Vilayeti Salnamesi’ne göre Foça’da yaşayan ahali’nin sayım dökümü de şöyleydi: 3642 Müslüman, 7876 Rum, 212 Yahudi olmak üzere toplam 11730 idi.(*) 1902 Salnamesi’nde ise bu sayının yabancıların lehine 5857 kişi artarak 17587’ye ulaştığını görüyoruz.
İşte tüm bunlardan dolayı deniz fenerinin ve yel değirmenlerinin bulunduğu Feneryarımadası ile Değirmenlitepe benim hep ilgimi çekmiştir.
Gelelim bugüne: Bu iki güzel yöre, tüm bu tarihi işlevlerine rağmen bugün hak ettikleri değeri ve vefayı görmemektedir. “Doğal SİT Alanı” ilan edilip yerleşime açılmamaları çok doğru bir düşünce, ama; buraları bu halde mi bırakılmalı?!..
Ev-apartman dikilsin demiyorum, asla; ağaçlandırılıp, insan aklı ve eliyle güzelleştirilemez mi?.. (Değirmenlitepe’de yapılması düşünülen “SEYİR PARKI” projesinin akıbetini merak ediyoruz!..)
Ege’nin mavi sularına usulca dalmış Feneryarımadası’na ve binlerce yıl Foça’ya kol kanat germiş Değirmenlitepe’ye zeytin ağaçları ve fıstık çamları nede güzel yakışır…
Geçmişte Değirmenlitepe ve Feneryarımadası’na yapılan 27 yel değirmenden bugün hiç olmazsa 7 tanesi, yeniden onarılarak gelecek kuşaklara birer armağan olarak bırakılamaz mı?!.. (Değirmenlitepe’deki üç yel değirmenin onarımı, üç yıldır bir türlü bitirilemez mi?!..)
Balıkçı Barınağı’nın yapılması ve Yat Bağlama Yeri’ni genişletme çalışmalarından sonra Büyük Liman giderek ilgi odağı haline geliyor.
Ne güzel…
Peki, Değirmenlitepe ve Feneryarımadası böyle mi kalacak?..
(*)-“Aydın Vilayeti Salname ve İstatistiklerinde Foçateyn Kazası - Dr.Erkan Serçe ve Salnameler ve Nevsaller (Yıllıklar) – Hasan Duman
Eğitimci-Yazar
recboz48@gmail.com
|