Yine bir Menendi akşamı...
Günbatımından sarhoş olmuşçasına yavaş ve sarsak adımlarla yürüyoruz, nedense akşam alacasını rahatsız etmeme kaygımız var! Oysa; Saroz Körfezi’nden geldiğini bildiğimiz Tanrıların içkisi bizi bekliyor Menendi’de. Vakit; kerahat vakti. Dostlar çoktan ilişmiş akşama…
Tanrılar kükreyince şarabi kızıla döner ufuk ve işte o zaman diner sızıları dünyanın…
Merlot üzümünün çekim alanındayız şimdi. Butik üretici Hüseyin Karslı’nın Şubat ayında yine Menendi Cafe’de tattırdığı o güzelim Merlot’suyla bir kez daha şımaracağız. Sağolsun unutmamış, kendine özgü ambalajıyla bana da getirmiş. Eceabat’ın Kumköy’ünde 2006 dan bu yana 50 dönümlük bağıyla tamamen gönül işi üretim yapan Karslı, gönül ehli insanların o bilge duruşuyla emeğini bizlerle paylaşmaktan aldığı keyfi etrafına öyle güzel yansıtıyor ki...
Şarap tanımlamak zeytinyağı tanımlamaya benzemiyor, yemek ot çöp anlatmaya hiç benzemiyor o yüzden genç gövdeli sorunsuz bir Merlot 2010 diyerek komik olmak da istemiyorum. Bana gelen bu kutsal içeceği, erbabı Orhan Çakır’a ulaştırmak üzere bekletiyorum. O bilir ne diyeceğini.
Akşam güneşinin denize döktüğü maviliğin tonlarına takılı bir halde, damağımda tatlı bir hoşlukla gülümsüyorum dostlar ortamında. Yaşamı böylesi şaraplaştıran bütün güzel şeylere…
www.ascifok.com
|
