ÇALIŞANIN TERİ KURUMADAN / Cevat YILDIRIM
Cevat YILDIRIM

Cevat YILDIRIM

ÇALIŞANIN TERİ KURUMADAN




O günler bereketli yıllardı. Koca tepeden aÅŸağıya doÄŸru baktığınızda üzüm baÄŸlarını, sebze bahçelerini, pamuk, tütün ekili arazileri, kavun karpuz taşıyan arabaları, komÅŸu Mehmet Amcanın çitten arı kovanlarını çıplak gözlerle görebilirdiniz. Ya Süleyman Efendiye ne demeli? İş paydosunda çalışanları tek tek çağırır, yevmiyelerini ellerine verir, sonra oÄŸlu Mustafa’ya döner; “çalışanın teri kurumadan hakkı ödenmeli,” derdi. Henüz yaşım küçüktü. Süleyman Amcanın ne demek istediÄŸini yaşım olgunluÄŸa eriÅŸtiÄŸinde anlayabildim. Herkesin karnı ve gözü toktu. Yoksa, çocukluÄŸum benim için bir düş dünyası mıydı? Gerçekten insanlar bolluk içinde miydi?

Ayağında ayakkabı yoktu, giysisi yamalıydı, saçı bakımlı deÄŸildi belki insanların. Fakat, hangi eve gitseniz sizin önünüze bir dilim ekmek, tere yaÄŸda piÅŸmiÅŸ iki yumurta koyulurdu. Ya da zeytin, domates, peynir….
Ninemle dedem ne tür konular konuÅŸur tümünü anımsamasam da lafın çalımı geldiÄŸinde; “acıyan uyumuÅŸ, acıkan uyuyamamış.- aç köpek fırın deler.” tümcelerini iÅŸitir, acaba benim pamuk isimli köpeÄŸim niçin fırını delsin diye kendime sorar, cevabını hiç bulamazdım. Babam öğle olduÄŸunda bize çapaları bıraktırır, gölgeye çağırır, “Haydi çocuklar aç ayı oynamaz,” der, bezden sofranın çevresine bizi oturturdu. Åžimdi o topraklarda ne baÄŸ kaldı, ne bostan, acı tütün gibi, kar yığını pamuk kozalarımız da yok oldu. Peki Manisa helvacılarının özlemle beklediÄŸi ak susamlar, kıpkırmızı olgun domatesler, baÅŸka diyarlara mı göçtü? Gazetelerde okumuÅŸtum, Haziran ayının ilk haftası “ Açlıkla mücadele haftasıymış”. Siz biliyor musunuz? Afrikalı, Hindistanlı, Ya Asya’nın geri kalmış bölümünde yaÅŸayan kimi insanların bir lokma yiyeceÄŸe muhtaç olduklarını. Bahtsızlıktan mı? İşsizlikten mi, birilerinin sömürüsüne uÄŸradıklarından mı, bir gram süte, bir parçacık kuru ekmeÄŸe nasıl gereksinme duyduklarını anlayabiliyor musunuz? Bazı kimseler, bana ne? Onları ben mi aç koydum? Yahu insanlık denen kavram, yiyecekler gibi baÅŸka diyarlara mı göçtü?


SavaÅŸlar, aşırı nüfus artışı, üretimi arttırıcı umarların hesaplanmaması, üretim- tüketim konularının plansızlığı, doÄŸa olaylarının ürüne verdiÄŸi zararlar, cehalet, bazı insanların karnından ziyade kalbinin aç olması duygusuyla hep kendine yontması, sosyal devlet ilkesinin tam ve yeterli biçimde ele alınmaması, zengin ülkelerin bazı memleketlerde yaÅŸayan kiÅŸileri insandan saymaması gibi nedenlerle açlık sınırının altında yaÅŸayan nüfus gittikçe artmakta, gelecekte tüm insanlığı tehdit edecek boyutlara ulaÅŸacağı tahmin edilmektedir. Bundan dört yıl önce Türkiye’de yayınlanan bir ulusal gazete haberine göre; dünyada bir milyar insan günde bir dolarla geçiniyor. Bugün bir dolar, bir lira altmış kuruÅŸ deÄŸerindedir. “-Harca oÄŸlum, harca, bir dolar bitmez.”

Yakın süre önce, gazetede okumuÅŸtum. Türkiye, bazı alanlarda dünya birincisi olmuÅŸ. Sevineyim desem, pek iç açıcı rakamlar deÄŸil. Dünya Ekonomik Kalkınma ve İşbirliÄŸi Örgütü ( OECD) nin raporuna göre; geçen yıl Türkiye’nin birinci olduÄŸu alanlar, en düşük istihdam alanı, kadın doÄŸurganlığının en yüksek olduÄŸu ülke, bebek ölümlerinde, insan ömrünün en kısalığında ipi en önde göğüslemiÅŸiz. İşsizlikte ikinci, yoksullukta ikinci bile olamamışız, üçüncü sıraya yerleÅŸmiÅŸiz. TÜİK’in 16 Mayıs 2011 tarihindeki raporuna göre iÅŸsizlik oranı, yüzde 11’5, yoksulluk sınırının altında yaÅŸayan nüfus oranı ise; yüzde 17,8 dir.

Kimsenin mezar taşında “Açlıktan öldü” yazmasa da; dünya salt ilçemizden ibaretmiÅŸ gibi tasarlanıp, kasabanın mahalli yöneticileri çalışacak gençlere iÅŸ bulma konusunda yardımcı olmaları, hemÅŸehrilerine yol gösterecek iÅŸkurun minik bir bürosunu da açmaları gerekir diye düşünüyorum. Bu ilçenin insanları, savaşı durduramazlar, iÅŸsizliÄŸe çare bulamazlar, yoksulluÄŸa bir çırpıda yenemezler. Fakat, yoksul bir komÅŸuya yardım edebilirler, bayat ekmekleri çöpe dökmeyip papara yapabilirler, kimsesiz çocuklara hayata tutunabilecekleri kurs açabilirler, veya bu konuda çalışan dernekleri destekleyebilirler.

Haydi sevgili hemşeriler, daha iyi bir dünya, daha sağlıklı aç yatmayan çocuklar ve gelecek için neler yapabileceğimizi bir kere daha düşünelim.


Cevat YILDIRIM




2 Haziran 2011 PerÅŸembe / 1993 okunma



"Cevat YILDIRIM" bütün yazıları için tıklayın...