“Basta ja” / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL

Zuhal ÖZÜGÜL

“Basta ja”



İspanyolca “yeter artık” anlamına geliyor. 1996 yılının Temmuzunda 6 Milyona yakın İspanyol’un taşıdığı pankartlarda “basta ja” yazıyordu. İnsanlar büyük bir öfke ve üzüntü içinde sokaklara dökülmüşlerdi. Terör örgütü ETA’nın genç bir milletvekilini öldürmesi, bardağı taşıran son damla olmuÅŸtu. Yalnız Madrid’de 1,5 Milyon, Barselona’da 1 Milyon, Bilbao’da 500 bin ve öteki kentlerde yürüyen insanların sayısı 6 Milyona yakındı. Yıllardır süren teröre artık dur demenin zamanı gelmiÅŸti. Terör örgütünün istekleri ardı ardına sıralanıyor, hükümet (Aznar) istekleri kabul etmeyince bombalı saldırılar yapılıyordu. Politikacılar, gazeteciler kaçırılıyor, öldürülüyordu.

Evet, gözlerini kırpmadan öldürüyorlardı. Yürüyen milyonlar deÄŸiÅŸik politik düşünceye sahip kiÅŸilerdi. Ama o anda öldürenleri lânetlemek, “sizleri desteklemiyoruz” demek için sokaklara dökülmüşlerdi. O zamana kadar hükümetlerin “ölenlerin kanları yerde kalmayacak” gibi söylemleri de artık onlara yetmiyordu.

Herkes bir anadır, babadır, kardeştir. Ve en önemlisi yurttaştır. Yani ölenlerle, biz akraba olmasak da, yurt ve vatan bağıyla birbirimize bağlıyız. Çaresiz ve sessizce dövünüyoruz.

İnsanın öfkesini, üzüntüsünü anlatamaması bir ülkeyi hastalıklı yapıyor. Sanki hiçbir şey olmamış gibi sürdürmek aklı başında insanların yapabileceği bir durum değil gibi görünüyor bana. Ama sürdürüyorlar bir şekilde! (Ah o şekli bir bilsem)

Halkımızın çoÄŸunluÄŸu dizileri büyülenmiÅŸ gibi izliyor. Bu büyüden onları baÅŸkalarının kurtarmasını mı bekliyor? Konserlerde deliler gibi tepinen gençler acaba gerçeÄŸi duymamak mı istiyor? Televizyonlarda program yapanlar (halkı eÄŸlendirmek için!) halkın 13 ÅŸehidi duyduktan sonra onları izlemek istemediklerini bilmiyor mu? Acaba ‘nasıl oldu’yu’ tartışmaya çıkanlar artık konuÅŸmanın gereksiz olduÄŸunu anlamıyor mu? Televizyonda cenazeleri gösterirken acıklı acıklı anlatan spikerlerin aklında hep reyting mi var? Bazıları gözlerini belli belirsiz siler gibi yapıyor. Ah zavallı sunucu, ÅŸehidin karısı, annesi bile bir damla gözyaşını göstermiyor. Sen bize gösteriÅŸ mi yapıyorsun?

Aklıma gelen bir düşünce ürpertiyor beni. Bu kabulleniÅŸ, tıpış tıpış savaÅŸa da götürür bir ülkeyi…

Son zamanlarda bende bir takıntı baÅŸ gösterdi. Yolda yanımdan geçen bir askerin yüzüne, gözüne bakamıyorum. Kendi kendime “ya onun resmini ÅŸehitler arasında görürsem” diyorum. Gözlerimi kaçırıyorum. Düşünüyorum da “ ben burada rahat rahat yaÅŸayayım diye sen ta oralara gidiyorsun. Sen daha 20’li yaÅŸlardasın”. Nasıl bir yük veriyorlar sırtına…

Mustafa Kemal ülkeyi gençlere emanet etmişti ama böyle değil!

Sonraki yıllarda İspanya’da neler oldu? BaÅŸta hükümet deÄŸiÅŸti. ETA verilen mesajı aldı ve süresiz silâh bırakma kararı aldı. Hükümetle diyaloga girdi. Ancak hükümetin ağır koÅŸullarını kabul etmek zorunda kaldı. İstekleri hâlâ bitmedi. Arada bir bombalar patlıyor.

Ama tüm İspanyollar, ETA da dâhil, çok daha önemli sorunları olduÄŸunu kavradılar. Ekonominin hızla çöktüğünü fark ettiler. O, bu deÄŸil, hepsi etkilenecekti bu olumsuzluktan. İspanya’dan yola çıktım, ama koÅŸullar pek de bizimkine benzemiyor. Tüm bu süre içinde 835 kiÅŸi öldürülmüş. Yakalanan ETA’cılar 20-30 sene ya da ömür boyu hapse mahkûm olmuÅŸlar.

Onlarla savaÅŸan askerler yok.

Beni 6 Milyonun sokaÄŸa çıkması etkilemiÅŸtir hep… Bekliyorum.

(Ancak “ya sev ya terk et” sloganı ne kadar yanlışsa, bir aÅŸk ÅŸarkısı söyleyen sanatçıyı ıslıklamak da o kadar cahillik. Size de “yeter artık”)


Zuhal ÖZÜGÜL




19 Temmuz 2011 Salı / 2132 okunma



"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...