
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Tanrı Gökova’yı korusun!
Gökova’dan Foça’ya…
Ne zaman bir yerlere gidip farklı yoÄŸurt yemeler görsem içim sular seller gibi coÅŸar, bir dolu sözcüğü düşünce hızıyla depolarım daÄŸarcığıma…
YeÅŸil ormanlarla kaplı daÄŸlar, buz gibi serin temiz derecikler, akarsular ve gerçek turkuaz denizlerin diyarını aşıp İzmir’in kıraç daÄŸlarına toslamak bana bir fena geldi ki sormayın. Nedir bu İzmir’in yeÅŸile hasret suratsızlığı Allah aÅŸkına? Güneyden MuÄŸla ve Aydın tarafından Torbalı’yı aşınca çirkin betonlaÅŸma ve kelleÅŸen kıraç daÄŸlar can sıkıcı ölçülerde gözüne batıyor insanın. Aynı duyguyu, Kuzeyden KazdaÄŸları ve Ayvalık yönünden Åžakran’a gelip AliaÄŸa’nın bacalarını görünce de yaşıyorum. İzmir merkez ile AliaÄŸa arasına sıkışıp kalan Foça’nın yana tüte yitirilen yeÅŸilsizliÄŸi için ne yapılabilir bundan sonra kestirebilmek zor!
YemyeÅŸil sulak bölgelerden her dönüşümde, yeÅŸile uzanan ellere, yeÅŸil bir tek dal dikemeyenlere veryansın edesim geliyor! YeÅŸili koruyanlar da insan, suyun kenarına ev yapmayan, tatlı suyu ve deniz sahillerini hakkaniyetiyle kullananlar da insan, her yol kenarına uyarıcı levhalar asanlar da insan…

“Ormanda herhangi bir amaçla ateÅŸ yakmak yasaktır”
“Ormanda ateÅŸ yakma, çocuklarının geleceÄŸini yok etme”
“Azmaktan balık ve kuÅŸ avlamak yasaktır!”
Reklam levhası değil, doğayı ve insanı koruma levhaları bunlar; Üşenmemişler her yol ve dönemece pankartlar asmışlar, aman ne olur dikkatli olun diye! Nedir o doğalarına sahip çıkışları, akvaryum derelerinin temizliği! İnsanın evladı gibi koruyacağı gözünden sakınacağı cennet Gökova ne güzelsin sen! Akyakalıları yürekten kutluyorum, ne yüce insanlarsınız siz ki, yaşadığınız yeri böylesine özgün bırakabilmişsiniz! Üstelik onca yerli yabancı densiz turiste rağmen!!!
Bu noktada Gökova ile içselleÅŸmiÅŸ insan Nail Çakırhan’ı rahmetle, sevgili eÅŸi ve büyük insan Halet Çambel’i de sevgi ve saygı ile anıyorum. İdeallerinin yüceliÄŸiyle daima anılacak olan bu Gökova sevdalısı işçi, arkeolog, ÅŸair, bilim ve sanat insanı iki ruhun dokunuÅŸ ve yaÅŸanmışlıklarını her gölgede her kıpırtıda, azmağın akışındaki ahenkte hissetmek mümkün. Böyle yüce ruhlara dünyamızın gereksinimi var!
Duygulanarak kokladım; kızılçam, sedir, defne ve meÅŸe aÄŸaçlarını, kekik, hayıt kokularını Akyaka’nın. Öyle serin öyle yaÅŸam yüküyle akıyordu ki dereleri, koklarsam kazırım sandım belleÄŸime! Buz gibi kaynak sularının da kokusu olur mu demeyin, kokuyor hem de öyle temiz kokuyor ki dönüp geldiÄŸim Foça’nın orman yangınlarına tüm belleÄŸimi boÅŸaltasım geldi aczimden.
Yasalarda bir boÅŸluk mu var? Nasıl oluyor da yeÅŸilimizin yok ediliÅŸine bunca seyirciyiz? Evrenimize çocuk dünyaya getiren her anne babanın birinci görevlerinden biri büyüyen çocuÄŸu için her yıl aÄŸaç dikmek olamaz mı? Eskiden Anadolu’da yaÅŸatılan bir gelenekmiÅŸ bu, özellikle kız çocuÄŸu olanlar için; “Kız bebek beÅŸiÄŸe kavak aÄŸacı topraÄŸa” diye. Gerçi kavak aÄŸacını kız büyüyüp kıza çeyiz olsun diye keserlermiÅŸ ama kesilmeden kalan aÄŸaçlar da garibanlara gölge olurmuÅŸ zahar!
İklimin kızgın sıcakla imtihanı gibi GüneÅŸe tahammülün giderek azaldığı zamanları yaşıyoruz. Geziyorum ve görüyorum; Nerede aÄŸaç varsa orada yaÅŸam var. Nerede bir aÄŸaç gölgesi varsa altında dinlenip soluklanan canlılar var. GüneÅŸin kızdırdığı yeryüzünde canlılar bir aÄŸaç altı arıyor kendine, naylon ve branda gölgeliklerin bunaltan gölgesi aÄŸacın serinliÄŸini saÄŸlamıyor bunu anlamaktan uzak olan insan neslinin yeÅŸile mesafeli duruÅŸu beni çok üzüyor. Kilometrelerce tek bir aÄŸaca rastlanmayan İzmir bozkırına bakıp da hüzünlenmemek elde deÄŸil. Ege Orman Vakfı’nın aÄŸaçlandırma çabaları durum o ki çok yetersiz. Yanmış ve yakılmış kıraç tepelerin aÄŸaçsızlığı kimseleri rahatsız etmiyor olamaz, ne yapmalı da dağı taşı aÄŸaçlandırmalı?
.



.
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
Gökova’dan Foça’ya…
Ne zaman bir yerlere gidip farklı yoÄŸurt yemeler görsem içim sular seller gibi coÅŸar, bir dolu sözcüğü düşünce hızıyla depolarım daÄŸarcığıma…
YeÅŸil ormanlarla kaplı daÄŸlar, buz gibi serin temiz derecikler, akarsular ve gerçek turkuaz denizlerin diyarını aşıp İzmir’in kıraç daÄŸlarına toslamak bana bir fena geldi ki sormayın. Nedir bu İzmir’in yeÅŸile hasret suratsızlığı Allah aÅŸkına? Güneyden MuÄŸla ve Aydın tarafından Torbalı’yı aşınca çirkin betonlaÅŸma ve kelleÅŸen kıraç daÄŸlar can sıkıcı ölçülerde gözüne batıyor insanın. Aynı duyguyu, Kuzeyden KazdaÄŸları ve Ayvalık yönünden Åžakran’a gelip AliaÄŸa’nın bacalarını görünce de yaşıyorum. İzmir merkez ile AliaÄŸa arasına sıkışıp kalan Foça’nın yana tüte yitirilen yeÅŸilsizliÄŸi için ne yapılabilir bundan sonra kestirebilmek zor!
YemyeÅŸil sulak bölgelerden her dönüşümde, yeÅŸile uzanan ellere, yeÅŸil bir tek dal dikemeyenlere veryansın edesim geliyor! YeÅŸili koruyanlar da insan, suyun kenarına ev yapmayan, tatlı suyu ve deniz sahillerini hakkaniyetiyle kullananlar da insan, her yol kenarına uyarıcı levhalar asanlar da insan…
“Ormanda herhangi bir amaçla ateÅŸ yakmak yasaktır”
“Ormanda ateÅŸ yakma, çocuklarının geleceÄŸini yok etme”
“Azmaktan balık ve kuÅŸ avlamak yasaktır!”
Reklam levhası değil, doğayı ve insanı koruma levhaları bunlar; Üşenmemişler her yol ve dönemece pankartlar asmışlar, aman ne olur dikkatli olun diye! Nedir o doğalarına sahip çıkışları, akvaryum derelerinin temizliği! İnsanın evladı gibi koruyacağı gözünden sakınacağı cennet Gökova ne güzelsin sen! Akyakalıları yürekten kutluyorum, ne yüce insanlarsınız siz ki, yaşadığınız yeri böylesine özgün bırakabilmişsiniz! Üstelik onca yerli yabancı densiz turiste rağmen!!!
Bu noktada Gökova ile içselleÅŸmiÅŸ insan Nail Çakırhan’ı rahmetle, sevgili eÅŸi ve büyük insan Halet Çambel’i de sevgi ve saygı ile anıyorum. İdeallerinin yüceliÄŸiyle daima anılacak olan bu Gökova sevdalısı işçi, arkeolog, ÅŸair, bilim ve sanat insanı iki ruhun dokunuÅŸ ve yaÅŸanmışlıklarını her gölgede her kıpırtıda, azmağın akışındaki ahenkte hissetmek mümkün. Böyle yüce ruhlara dünyamızın gereksinimi var!
Duygulanarak kokladım; kızılçam, sedir, defne ve meÅŸe aÄŸaçlarını, kekik, hayıt kokularını Akyaka’nın. Öyle serin öyle yaÅŸam yüküyle akıyordu ki dereleri, koklarsam kazırım sandım belleÄŸime! Buz gibi kaynak sularının da kokusu olur mu demeyin, kokuyor hem de öyle temiz kokuyor ki dönüp geldiÄŸim Foça’nın orman yangınlarına tüm belleÄŸimi boÅŸaltasım geldi aczimden.
Yasalarda bir boÅŸluk mu var? Nasıl oluyor da yeÅŸilimizin yok ediliÅŸine bunca seyirciyiz? Evrenimize çocuk dünyaya getiren her anne babanın birinci görevlerinden biri büyüyen çocuÄŸu için her yıl aÄŸaç dikmek olamaz mı? Eskiden Anadolu’da yaÅŸatılan bir gelenekmiÅŸ bu, özellikle kız çocuÄŸu olanlar için; “Kız bebek beÅŸiÄŸe kavak aÄŸacı topraÄŸa” diye. Gerçi kavak aÄŸacını kız büyüyüp kıza çeyiz olsun diye keserlermiÅŸ ama kesilmeden kalan aÄŸaçlar da garibanlara gölge olurmuÅŸ zahar!
İklimin kızgın sıcakla imtihanı gibi GüneÅŸe tahammülün giderek azaldığı zamanları yaşıyoruz. Geziyorum ve görüyorum; Nerede aÄŸaç varsa orada yaÅŸam var. Nerede bir aÄŸaç gölgesi varsa altında dinlenip soluklanan canlılar var. GüneÅŸin kızdırdığı yeryüzünde canlılar bir aÄŸaç altı arıyor kendine, naylon ve branda gölgeliklerin bunaltan gölgesi aÄŸacın serinliÄŸini saÄŸlamıyor bunu anlamaktan uzak olan insan neslinin yeÅŸile mesafeli duruÅŸu beni çok üzüyor. Kilometrelerce tek bir aÄŸaca rastlanmayan İzmir bozkırına bakıp da hüzünlenmemek elde deÄŸil. Ege Orman Vakfı’nın aÄŸaçlandırma çabaları durum o ki çok yetersiz. Yanmış ve yakılmış kıraç tepelerin aÄŸaçsızlığı kimseleri rahatsız etmiyor olamaz, ne yapmalı da dağı taşı aÄŸaçlandırmalı?
.

.
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...