Elinin hamuruyla… / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL

Zuhal ÖZÜGÜL

Elinin hamuruyla…



Bu sözün tamamını ülkemiz insanı çok iyi bilir. “Elinin hamuruyla erkek iÅŸine karışma.”

Daha bebeklikten itibaren kızlar duyar bunu sık sık. Bazıları hamura devam eder, bazıları ise ciddiye almazlar.

Bu sene altıncısı düzenlenen Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası bunun bir göstergesi. Her zaman, her alanda olduğu gibi kadınlar söke söke gelmişler bu güne.

1863 yılında İngiltere’de baÅŸlamış bu tutku. Önce okullarda oynamış kızlar. Sonra futbol dernekleri kurmaya giriÅŸmiÅŸler. O zamanki sahaları düşünebiliriz. Çamur, balçık içinde top koÅŸturmuÅŸlar.

1.Dünya savaşı sırasında iyice ilgi görür, kadın futbolu. Erkekler savaÅŸa gönderilince, kalanlara birliktelik duygusu vermesi için desteklenir. Bu sayede o zamana kadar yalnız erkek alanı olarak düşünülen futbola, kadınlar “elinin hamuruyla” karışır. Ne yazık ki baÅŸladığı ülkede ilk yasağı alır. 1921 yılında kadınların futbol oynaması yasaklanır.

Almanya’da yasağın gerekçesi, o zamanlar kadına nasıl bir gözle bakıldığını gösteriyor:

“Topu kazanmak için iki kadının mücadelesi (!) vücudun diÅŸiliÄŸini ve cilveliliÄŸini kaybettiriyor. Zarar görüyorlar ve ruhları acı çekiyor. Ayrıca vücutlarını gözler önüne sermeleri görgüsüzlük olduÄŸu için kadınlara yakışmıyor” Gerekçe çılgınca düşüncelerle devam ediyor. “Kadınlar sakatlandıkları zaman evde iÅŸ yapamıyor. Çocuk doÄŸuramıyor.” Daha uzatmayalım.

Kadınlar kafalarına koyduklarını sürdürüyorlar. 1970 yılında zar zor, birçok engelle izin çıkıyor.

1) Kadınlar kış mevsiminde 6 ay oynayamıyorlar,
2) Futbol ayakkabısı giymeleri yasak,
3) Top daha küçük ve hafif,
4) Önce70 dakika oynamaları öngörülüyor. Daha sonra önce 80 dakikaya çıkarıyorlar. Sonra pes edip 45/45, tıpkı erkekler gibi, 90 dakika kabul ediliyor.

O yıllarda ÅŸampiyonalarda kazananlara bir takım “kahve servisi” (porselen) veriliyor.

Kadın uzmanların, kadın milletvekillerinin ısrarla kadın futbolunu desteklemeleri ve parasal yardım aramaları üzerine “yetkili” erkekler karşı duramayacaklarını anlar ve yasak kalkar.

Erkekler hep alaycı ve ‘sırıtarak’ söz ettiler kadın futbolundan. Bu yıl ise statları erkek kadın dolduruyorlar. Televizyonlarda izleme sayısı rekora ulaÅŸtı.

Ben Almanya - Japonya maçını nefesimi tutarak izledim. Stat hop oturup hop kalktı. Japonlar dişini tırnağına takarak mücadele etti. Sanki birer küçük Ninja savaşçılarıydılar. Yaptıkları her faulde sarı kartı da gördüler. Bu arada belirtelim hakemler de kadın. Almanlar yenildiler ve finale kalamadılar.

Almanya takımında gözlerim bir iki Türk kadın futbolcu aradı. Özil ve Altıntop’lar gibi onlara da sıra gelir mutlaka. Kadınlar sahaya da bakımlı çıkıyor. Özellikle göz makyajlarını ihmal etmemiÅŸler. Saçlarının özgürce uçuÅŸmalarını izlerken aklıma İranlı sporcu kızların sıkı sıkı örtülmüş saçları geliyor.

Almanya, bir heyecan bir mutluluk yaşadı bu sürede. Bu arada ülkenin işsiz sayısı, borçları, AB üyeleri ülkelerinin tek tek iflâsı bir süre için unutuldu. Savaş sırasındaki birliktelik duygusunu bugün de yine kadınlar veriyor.

Son maç Japonya- Amerika arasında oynandı. Küçük Ninjalar favori, gösteriliyordu ve dünya ÅŸampiyonu oldular. Onlar her maç sonrası, dünyanın FukuÅŸima’ya verdiÄŸi destek için teÅŸekkürü unutmadılar.

Geldik bize. Ülkemizde kadın futbolu ne durumda? Var mı öyle bir ÅŸey? Kadınların en az üç çocuk doÄŸurması sık sık tekrarlandığına göre bundan sonra pek de ÅŸansları yok. Eh, kadınlar da söz hakkını, kendileri için karar verme yetkisini karşı cinse bırakmasınlar. Sen de elinin hamuruyla karış biraz…

İşte Ulusal Kadın voleybol takımımız Avrupa üçüncüsü oldu. Yalnız spor alanında bir baÅŸarı deÄŸil kazanılan. Tüm ulusun hem moralini yükselttiler hem de ülkeden umutsuz Avrupa’ya hatta dünyaya çaÄŸdaÅŸlığı gösterdiler. KargaÅŸa ve sorunlar yumağı içindeki toplumda “birliktelik” duygusunu yaÅŸattılar (Toplumumuz birliktelik duygusunu her gün öldürülen kadınlar için ne yazık ki yaÅŸamıyor)

Foça’da da, bir voleybol kız takımı var. Haberlerini okurum merakla. BaÅŸarılarına sevindim. Kendilerini ve anne babalarını yürekten kutlarım. Foça’daki maçlarından birini izlemek ve bol bol tezahürat yapmak istiyorum. Ya ya ya, ÅŸa ÅŸa ÅŸa bizim takım çok yaÅŸa…


Zuhal ÖZÜGÜL




12 Ekim 2011 Çarşamba / 1764 okunma



"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...