BERLİN’İN PERGAMON’U
M.S.129 yılında Pergamon kenti güzel bir Nisan gününe yavaş yavaş uyanıyor. Gecenin koyu maviliği yerini canlı bir aydınlığa bırakıyor. Kuşlar cıvıldamaya başlıyor. Uzakta havlayan bir köpek duyuluyor. Bir bebek gülüyor. Gece pırıldayan kandiller yavaş yavaş sönüyor. Kentte hummalı bir faaliyet var bugün. İmparator Hadrian, inşa ettirdiği binaları görmeye gelecek. Pergamon halkı imparatorlarını selamlayacak ve sonra birlikte on bin kişilik tiyatroya gidecekler. Göz alabildiğine uzanan verimli topraklar, yemyeşil ağaçlar, ormanlar ve taa uzakta görünen deniz. İmparatoru beklerken, aşağıdan gelen Diyonizos Alayı’nı halk sevinçle izliyor. Kadınlı erkekli en güzel ve renkli giysilerini giymişler. İki kız çocuğunun bu eğlence hiç de ilgisini çekmiyor. Beş taş oynamayı sürdürüyorlar. Halk, imparator Hadrian’ı coşkuyla selamlıyor.
Tüm bu muhteşem görüntü, Berlin Pergamon Müzesi’nde izleniyor.
Yadegar Asisi isminde bir sanatçı yıllardır hayali olan bu düşüncesini nihayet gerçekleştirdiği için açılışta sevinçle alkışlıyor ve alkışlanıyor. Y.Asisi bir panorama sanatçısı. Arizona ormanlarını, Mount Everest’i, kiliseleri, tarihi binaları panorama olarak gerçekleştiriyor. Ancak Pergamon’un onda bir anısı var. 1960 yılında 10 yaşında bir çocuk, müzeyi gezdikten sonra yüzünde hayret ve sevinç ifadesi, müzenin önünde resim çektiriyor. Bugün 56 yaşındaki Asisi, aklından hiç çıkmayan Pergamon’a bu çalışmasıyla bir saygı sunuyor aynı zamanda.
Bu çalışmaya 5 yıl önce başlıyor. Önce 50 kişi ona yardım ediyor, bu sayı gittikçe artıyor. Neyse, sondan başlayalım.
Müzenin girişinde 25m. yüksekliğinde, çevresi 100m’yi bulan silindir şeklinde bir perde karşılıyor. Kent, aşağıdan yukarıya doğru görülüyor önce. Çepeçevre 360 derece sanal görüş için tam ortaya yerleştirilen 30m. yüksekliğindeki izleme kulesinden, 10 dakika bu kenti izliyor ziyaretçi. İçlerinden biri, “izlemiyordum, içerdeydim, onlarla birlikteydim” diyor.
Asisi Bergama’da, 15m yüksekliğinde kurduğu bir kuleden, o zamanki giysilerle değişik yerlere yerleştirdiği 50 figüranı, kalıntıları, ağaçları, taşları, tek tek fotoğraflıyor. Tam elli bin fotoğraf çekiyor. Bilgisayar ve tekniğin yardımıyla, bunları birleştiriyor. Asırlardır, yalnız ve terk edilmiş olarak duran bir yıkıntı canlanıyor. Bir ziyaretçi, “hep kalıntı olarak izlerken acaba aslı nasıldır diye merak ederdim. Nihayet gerçek olarak karşımda duruyor” diye hayranlıkla söz ediyor. Asisi: “Ben bir sanatçıyım, bilim insanı değilim. Ancak, olmayanı ve eksiği yine bilimin verilerine dayanarak tamamladım. Heykelleri bembeyaz izleriz, oysa onlar renklidir. Giysileri, kalıntılarda bulunan objelere göre renklendirdim” O zaman her taraf yemyeşildi. Tepeler, dağlar ormanlıktı. Dereler akıyordu. Seksen bin kişi yaşıyordu kentte. Dar sokakları, heykel atölyelerini, pazarın gürültüsünü, tartışan insanları, kedileri bile unutmamış. Athena Tapınağı’na ve ünlü kütüphaneye de uğruyoruz. İmparator Hadrian gittikten sonra tiyatroyu temizleyenleri görüyoruz. Bir ziyaretçi: “O kadar heyecanlandım ki atlayıp onlara karışmak istedim”
Müze müdürü: “Bu muhteşem gösteri nedeniyle, daha önce sergileyemediğimiz tüm heykel ve objeleri de sunuyoruz. Müzeyi gezmek harika bir yaşanmışlık olacak. Evet, 18 Avro’ya tepe tepe geziliyor.
Müze, yalnız Pergamon buluntuları için inşa ediliyor. 1878-1886 yılları arasında Bergama’da, Alman Carl Humann adında bir mühendis gün yüzüne çıkarıyor bu antik kenti. Almanya’nın, düşman komşuları İtalya ve Fransa’ya caka sattığı bir olay oluyor. (Beldemizde çıkan buluntular müze bodrumlarında çürürken... bir müze bile yapmaya ilgisizken… Of aman of)
Sergi/panorama bir yıl sürecek. Müzenin önünde uzuuun kuyruklar oluşuyor. Avrupa’dan, Amerika’dan gruplar şimdiden yer ayırtıyor. Berlin turizmde gelirini kat kat arttıracak. Oteller, restoranlar başta olmak üzere her “esnaf” yüzde yüz kazanacak.
Sergi Eylül 2011’de açıldı. O zamandan beri Türkiye yazılı ve görsel medyasında, bu konuda bir tek habere rastlamadım. Haberleri mi yok, önemsemiyorlar mı, sanki çok daha önemli haberler varmış gibi. Peki, Bergama yetkilileri, halkı, turizmcileri, esnafı ne diyor. Çok merak ediyorum. Bence, Bergama’nın komşuları; başta İzmir, Balıkesir, Manisa olmak üzere Ayvalık, Burhaniye, Soma, Kınık, Dikili, Aliağa, Foça ve sayamadığımız diğerleri. O çağlarda nasıl birlik olurken şimdi de bu gösterinin Bergama’da yapılması için maddi ve manevi dayanışmaya girin. Bilin ki herkes bundan kârlı çıkacak.
Asisi, “her şey yerinde güzel. Bu gösteri de toprağında çok daha değerlenecek” diyor ve bize mesaj gönderiyor.
|