Seyfi GÜL
İZBANLI BİLMECELER – “İZMİR'DE PEK ÇOK, FOÇA'DA HİÇ YOK”
“Bilmece bildirmece el üstünden kaydırmaca”lara alışkın bir nesilden geliyoruz. Åžimdiki zaman sorunlarını da bu yolla ilgililere aktarmak istiyoruz..
İşte güncel bir bilmece;
“Menemen’de üç, Hatundere’de iki tane, İzmir’de pek çok, Foça’da hiç yok”
Biraz ipucu vereyim. Hani İzban trenlerine, İzulaÅŸ otobüslerine, İzdeniz vapurlarına binerken bastığınız bir kart var ya. Onunla ilgili. Kent Kart’la yani.
Foça’da iki kent kart dolum bayii var. İkisi de ne hikmetse garajdan epey uzaklarda. Sabah erken, akÅŸam geç saatlerde kart dolduracaksanız açık bayi bulmanız imkansız gibi bir ÅŸey. Bu durumu çözecek en basit yöntem 24 saat hizmet veren Kent Kart Otomatik para yükleme makinalarından bir tanesini 744 no.lu otobüsün kalkış noktasına koymak. Sabahın ayazında insanlara bayi aratmadan, “fazla konturunuz var mı, parasını versem benim yerime de bassanız” diye birbirine yalvartmadan, bir de ÅŸoförün “kartta yoksa binemezsin” lafını duyup güne bozuk bir moralle baÅŸlatmadan, İzban yollarına çıkarabiliriz.
İzban ulaşımı, özellikle Foça gibi kent merkezinden uzaklarda yaşayanlar için rahatlattı, ucuzlattı, kaliteyi yükseltti. Memnunuz. Ama aksayan konuları da dile getirmek gerek.
3 Åžubat 2012 Cuma günü 17.20 dolayında Alsancak İstasyonu’na geldim. Işıklı levhada AliaÄŸa 14. dakika yazıyor. Hava çok soÄŸuk, yaÄŸmur yağıyor. İstasyon püfür püfür. İş çıkışı adamlar, kadınlar, çocuklar. Pek çoÄŸunun sadece gözleri meydanda. Yine de titriyorlar. AliaÄŸa 14. dakika levhasında sayılar düştü düştü düş…
4 dakikadan sonra düşme durdu. Ne bir anons ne bir uyarı. Herkes birbirine bakıyor. Neredeyse bir saat geçtikten ve istasyon adamakıllı dolduktan sonra üzerinde “ÇiÄŸli-Alsancak” yazılı bir tren geldi. Bu nereye gidiyor diye tereddütle ve kapağı bir an evvel sıcak bir yere atayım telaşıyla vagonlara doluÅŸuldu. Biraz da AliaÄŸa yönüne giden perona yanaÅŸmasının yarım yamalak güveniyle yolculuk baÅŸladı. "Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" tavrıyla tren içinde yolcular duruma sayıp döküyor. Hemen bir sonraki Halkapınar durağında bir yolcu, 4-5 dakika sürmeyen bir istasyon için bir saattir neden bekletildiÄŸine öfke kusarak ayrıldı aramızdan. Tabii tren ekstradan geldiÄŸi için “Next Station Karşıyaka” gibi anonslar da çalışmıyor. Bir saat kadar sonra Menemen’e ulaÅŸtığımızda kulaklarımızı tırmalayan, ama içimizi aydınlatan bir anons duyduk. Tren sürücüsü davudi sesiyle biraz da yolcuları paylar gibi bir tonda “AliaÄŸa’ya gidecekler inmeyin, devam edicez” deme lütfunda bulundular!
Hatundere İstasyonu’nda karlı tepelerin önünde bizi 744 no.lu otobüsümüz bekliyor. KoÅŸar adım sıraya girdik. BineceÄŸiz. İçeriden tartışma sesleri geliyor. Kartı basan bir yolcu neden 3 lira diye soruyor. Åžoför izah etmeye çalışıyor. “90 dakika içinde kullansaydınız, 1.25 alacaktı” Yolcu ısrar ediyor. “KardeÅŸim treni ben geciktirmedim. Hem soÄŸukta bir saat bekledim. Hem de fazla para alıyorsunuz. Bu ne biçim iÅŸ. İzban’ın hatasından ben iki defa cezalandırılıyorum.” Åžoför’ün “sistem otomatik çalışıyor, benim yapacağım bir ÅŸey yok” sözleriyle yolcu yerine geçiyor. Aynı tartışma bir sonraki yolcuyla, ardından dört kiÅŸilik bir aileyle devam ediyor. Bakiyesi yetersiz kalan birçok kiÅŸi inip yükleme yapmak zorunda kalıyor ve zaten uzunca bir yoldan gelen herkes onları bekliyor.
Foça’ya bir Kent Kart Otomatik Yükleme makinası koymak, arıza durumlarında anons yapmak, para kavgasını önlemek için yolcuyu gerekirse istasyona almamak, aldıysan da onu maÄŸdur etmeyecek bir çözüm geliÅŸtirmek zor olmasa gerek.
Foça’dan otobüse bindikten sonra gidilecek yere göre iki, iki buçuk saat süren yolculuk boyunca bazen hesapta olmayan ihtiyaç, bazen hastalık, yaÅŸlılık gibi zorunlu ihtiyaç, bazen de çocukların durumu nedeniyle hasıl olan ihtiyaç için onlarca istasyondan hiçbirinde açık tuvalet olmaması, güvenlik nedeniyle tuvaletlere insanların sokulmamasından yetkililerin haberi yok farz etmek istiyoruz.
Hayatımıza yenilikler ve rahatlıklar getiren İzban ve aktarma otobüslerinin, aksaklıklarının da zamanla giderileceğini, hatta kış aylarında aşırı rüzgar alan Hatundere gibi bazı istasyonlarda yolcuların zaman zaman yarım saat bekledikleri yerlerde, hasta olmamaları için de bir şeyler yapılacağını umuyor ve bekliyoruz.
Bizim Kent Kart otomatları için aşağıdaki bilmecede uyar.
“Çarşıya vardım iki tane, garaja geldim hiç yok”
Yaz gelmeden, sezon baÅŸlamadan orada da olacak inÅŸallah, hem de bugüne kadar konmayan, otobüslerin kaçta kalkacağını gösteren pano’nun yanı başında.
Seyfi GÜL
"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...
“Bilmece bildirmece el üstünden kaydırmaca”lara alışkın bir nesilden geliyoruz. Åžimdiki zaman sorunlarını da bu yolla ilgililere aktarmak istiyoruz..
İşte güncel bir bilmece;
“Menemen’de üç, Hatundere’de iki tane, İzmir’de pek çok, Foça’da hiç yok”
Biraz ipucu vereyim. Hani İzban trenlerine, İzulaÅŸ otobüslerine, İzdeniz vapurlarına binerken bastığınız bir kart var ya. Onunla ilgili. Kent Kart’la yani.
Foça’da iki kent kart dolum bayii var. İkisi de ne hikmetse garajdan epey uzaklarda. Sabah erken, akÅŸam geç saatlerde kart dolduracaksanız açık bayi bulmanız imkansız gibi bir ÅŸey. Bu durumu çözecek en basit yöntem 24 saat hizmet veren Kent Kart Otomatik para yükleme makinalarından bir tanesini 744 no.lu otobüsün kalkış noktasına koymak. Sabahın ayazında insanlara bayi aratmadan, “fazla konturunuz var mı, parasını versem benim yerime de bassanız” diye birbirine yalvartmadan, bir de ÅŸoförün “kartta yoksa binemezsin” lafını duyup güne bozuk bir moralle baÅŸlatmadan, İzban yollarına çıkarabiliriz.
İzban ulaşımı, özellikle Foça gibi kent merkezinden uzaklarda yaşayanlar için rahatlattı, ucuzlattı, kaliteyi yükseltti. Memnunuz. Ama aksayan konuları da dile getirmek gerek.
3 Åžubat 2012 Cuma günü 17.20 dolayında Alsancak İstasyonu’na geldim. Işıklı levhada AliaÄŸa 14. dakika yazıyor. Hava çok soÄŸuk, yaÄŸmur yağıyor. İstasyon püfür püfür. İş çıkışı adamlar, kadınlar, çocuklar. Pek çoÄŸunun sadece gözleri meydanda. Yine de titriyorlar. AliaÄŸa 14. dakika levhasında sayılar düştü düştü düş…
4 dakikadan sonra düşme durdu. Ne bir anons ne bir uyarı. Herkes birbirine bakıyor. Neredeyse bir saat geçtikten ve istasyon adamakıllı dolduktan sonra üzerinde “ÇiÄŸli-Alsancak” yazılı bir tren geldi. Bu nereye gidiyor diye tereddütle ve kapağı bir an evvel sıcak bir yere atayım telaşıyla vagonlara doluÅŸuldu. Biraz da AliaÄŸa yönüne giden perona yanaÅŸmasının yarım yamalak güveniyle yolculuk baÅŸladı. "Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" tavrıyla tren içinde yolcular duruma sayıp döküyor. Hemen bir sonraki Halkapınar durağında bir yolcu, 4-5 dakika sürmeyen bir istasyon için bir saattir neden bekletildiÄŸine öfke kusarak ayrıldı aramızdan. Tabii tren ekstradan geldiÄŸi için “Next Station Karşıyaka” gibi anonslar da çalışmıyor. Bir saat kadar sonra Menemen’e ulaÅŸtığımızda kulaklarımızı tırmalayan, ama içimizi aydınlatan bir anons duyduk. Tren sürücüsü davudi sesiyle biraz da yolcuları paylar gibi bir tonda “AliaÄŸa’ya gidecekler inmeyin, devam edicez” deme lütfunda bulundular!
Hatundere İstasyonu’nda karlı tepelerin önünde bizi 744 no.lu otobüsümüz bekliyor. KoÅŸar adım sıraya girdik. BineceÄŸiz. İçeriden tartışma sesleri geliyor. Kartı basan bir yolcu neden 3 lira diye soruyor. Åžoför izah etmeye çalışıyor. “90 dakika içinde kullansaydınız, 1.25 alacaktı” Yolcu ısrar ediyor. “KardeÅŸim treni ben geciktirmedim. Hem soÄŸukta bir saat bekledim. Hem de fazla para alıyorsunuz. Bu ne biçim iÅŸ. İzban’ın hatasından ben iki defa cezalandırılıyorum.” Åžoför’ün “sistem otomatik çalışıyor, benim yapacağım bir ÅŸey yok” sözleriyle yolcu yerine geçiyor. Aynı tartışma bir sonraki yolcuyla, ardından dört kiÅŸilik bir aileyle devam ediyor. Bakiyesi yetersiz kalan birçok kiÅŸi inip yükleme yapmak zorunda kalıyor ve zaten uzunca bir yoldan gelen herkes onları bekliyor.
Foça’ya bir Kent Kart Otomatik Yükleme makinası koymak, arıza durumlarında anons yapmak, para kavgasını önlemek için yolcuyu gerekirse istasyona almamak, aldıysan da onu maÄŸdur etmeyecek bir çözüm geliÅŸtirmek zor olmasa gerek.
Foça’dan otobüse bindikten sonra gidilecek yere göre iki, iki buçuk saat süren yolculuk boyunca bazen hesapta olmayan ihtiyaç, bazen hastalık, yaÅŸlılık gibi zorunlu ihtiyaç, bazen de çocukların durumu nedeniyle hasıl olan ihtiyaç için onlarca istasyondan hiçbirinde açık tuvalet olmaması, güvenlik nedeniyle tuvaletlere insanların sokulmamasından yetkililerin haberi yok farz etmek istiyoruz.
Hayatımıza yenilikler ve rahatlıklar getiren İzban ve aktarma otobüslerinin, aksaklıklarının da zamanla giderileceğini, hatta kış aylarında aşırı rüzgar alan Hatundere gibi bazı istasyonlarda yolcuların zaman zaman yarım saat bekledikleri yerlerde, hasta olmamaları için de bir şeyler yapılacağını umuyor ve bekliyoruz.
Bizim Kent Kart otomatları için aşağıdaki bilmecede uyar.
“Çarşıya vardım iki tane, garaja geldim hiç yok”
Yaz gelmeden, sezon baÅŸlamadan orada da olacak inÅŸallah, hem de bugüne kadar konmayan, otobüslerin kaçta kalkacağını gösteren pano’nun yanı başında.
Seyfi GÜL
"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...
