ISSN 1308-8483
FİLM ÖNERİLERİ / Zuhal ÖZÜGÜL EMEK SİNEMASI YIKILMASIN!!


THE HELP – DUYGULARIN ÖTESİ
Zuhal ÖZÜGÜL    
  Yayın Tarihi: 13.2.2012    


FİLM ÖNERİLERİ


EMEK SİNEMASI YIKILMASIN!!


THE HELP – DUYGULARIN ÖTESİ

Missisipi, 1960 yılları. Kölelik “kâğıt üstünde” üç kuşaktır kaldırılmıştır. Ancak pratikte uygulanmaya devam etmektedir. Bu uygulamalardan biri de siyah derili kadınların beyazların çocuklarına “annelik” yapmaları, onların lüks konutlarını kendilerinin gibi derleyip toplamalarıdır.

Yazar olmak isteyen genç kadın Skeeter (Emma Stone) üniversiteyi bitirip yuvaya dönmüştür. İlk işi bir gazetede bir iş bulmak olmuştur. Bu arada eski arkadaşlarını da görmektedir. Hepsi evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştır. Çocuklara dadılar baktığı için bol zamanları vardır. Kafalarının içi ise hiç değişmemiştir. Köleliğin devam ettiğini sanmaktadırlar. İçlerinden biri, evdeki siyah hizmetliler için ayrı tuvaletler yapılmasını önermiş, evinde bunu gerçekleştirmiştir. Genç yazar adayı bunları duydukça hayrete düşerek öfkelenmektedir. “İyi bir gelin” adayı olduğu için arkadaşları ona “koca” bulma yarışına girer. Gösterilen adaylar onun ilgisini çekmez. Aklı romanındadır. Konuyu bulmuştur. Siyah hizmetlilerin yaşadıklarını yazacaktır. Ancak korkan kadınlarla buzları eritmesi yavaş ve zorlu olacaktır. İki güçlü kadın Aibileenn (Viola Davis, Oskar’a aday) ve Minny (Oktavia Spencer) önce kendi hikâyelerini anlatmaya başlarlar. Anlatıcılar artıkça kitap hızla ilerlemekte ve sona gelmektedir. En son kendi ailesine döner ve annesiyle, evden atılan dadısı üzerine tartışmaya girişir. Annesinin pişmanlıkla söylediği bir söz filmin içeriğine ışık tutmaktadır: Anne gözyaşları içinde “Cesaret kuşaktan kuşağa geçer. Sen de ailemizde, cesaret adımını attın. Seni destekliyorum”

Günümüzde ABD’de siyah derililerin (siyah başkan olsa bile) eşit yurttaş olarak kabul edilmediği, onların toplumun alt tabakası olarak yaşadığını izleyebiliyoruz. Görülen o ki, ırkçılığın kalkmadığı, hatta her ülkede hızla artmakta olduğudur.



LE GAMİN AU VELO – BİSİKLETLİ ÇOCUK

İsminden de anlaşılacağı gibi, Belçikalı yönetmenler Luc ve Jean-Pierre Dardanne, çocuk ve bisiklet konusunu ele almışlar bu kez. 12 yaşlarındaki bir çocuğun, Cyril’in (Thomas Doret) gözünden “büyükleri” anlatıyorlar.

Cyril babası tarafından terk edilir. Bunu kabul edemeyen çocuk babasını aramak için sık sık yetimhaneden kaçar. Babasının, bisikletini satmış olması ona bir ipucu verse de, kendisiyle birlikte yaşamayacağını düşünemez, düşünmek istemez.

Tesadüfen rastladığı Samantha (Cecile de France) bisikletini geri getirir ve aralarındaki ilk ışık parlar. Samantha onun koruyucu annesi olur ve hafta sonlarını birlikte geçirirler. Kadın da annelik duygularını yaşamaya başlar.

Çocuk, bisikletine kavuştuktan sonra da babasını aramaya devam eder.

Bir çocuğun büyüklere göre daha dirençli olduğunu, bir şeyi sonuna kadar savunduğunu görüyoruz. Özellikle bu sahnelerde Thomas Doret’in harika oyunculuğunu izliyoruz.

Samantha ekonomik özgürlüğünü kazanmış bir kadın olarak kararlarını özgürce veriyor. Yönetmenler, bilinçli kadın olgusunu öne çıkarmışlar.

Yalın bir dille, baba oğul ve öteki insanların ilişkilerini anlatıyorlar. Babayı kalpsizlikle suçlarken kadının bir çıkış yolu bulacağını umuyoruz.

Film, Cannes Film festivalinde Jüri Büyük Ödülünü “Bir zamanlar Anadolu’da” (ne şanslıyız ki beldemiz sinemasında gösterildi) filmiyle paylaştı.

Her iki filmde de cesaretin önemi vurgulanıyor. Ezilenlerin kurtulabilmesi için destek ve cesaret gerekiyor.

Mutlaka izlemek istediğim ve önerdiğim filmler:
Demir Lady/ Marilyn ile bir hafta/ Düşmanı korurken/ Savaş Atı /Köstebek


Zuhal ÖZÜGÜL



3422










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)