GÜL YAPRAĞI (Günce)
2003 Eylül Bilge Yayınları
Kitabın arka kapağından;
Ah be gül yaprağım! Yaşımı sorma bana.Asırlık çınarım ben.Hani koca gövdesi,geniş kökleri,ulu dallarıyla sevgi soluyan asırlık bir çınar...
Evrende bana verilen görevim tamamlandı;
Görevimde hayatımı yazdım,oynadım ve perdenin kapanmasını; alkışların dinmesini bekliyorum.
Hatalar ve eksikler için özür dileğim kabul olsun.
Torunlarıma taşıdığım sevgi,tüm okuyanların içine aksın. Gül Yapraklarım hiç solmasın....
YANIMDASIN
Her kapıda
Her bir kalenin önünde duraklıyorum,
Ve kalbim soruyor;
Eşiğin ötesinde beni bekleyen ne?
Geçişte beni bekleyen ne?
Allah''ım bana çıkış yolu göster,
Duvarların üstünden atlayabileyim.
Kyrilla Spiecker
Çev: Tülin Dursun
KİTAP HAKKINDA
Torunuma tuttuğum günlüğün bir gün kitap olacağını hiç düşünmemiştim.
Günümüzde sıkça görülen kuşak çatışması,Benim de başıma gelebilir kaygısıyla;torunuma önce kendimi anlatmayı uygun görüp yazmaya başladığımda işin boyutunun değiştiğini,büyüdüğünü gördüm.
Özellikle aile içinde çocuklarımıza,torunlarımıza deneyimlerimizi aktarırken;onlar tarafından dudak bükülerek karşılanmamızı üzülerek gözledim,bazen de yaşadım.
Gençlerimize kaybolan değerlerimizden söz etmenin sırasıdır diye düşündüm.
Bu kitapta torunum bir simgedir.Asıl olan bizim gençliğimizdir.Vermek istediklerim onlaradır.
Üç kuşak arasında köprü olan ikinci kuşak,eskilerin kültür değerlerini,yaşam şeklini ve savaşlarını çocuklarına aktaramaz oldu.Kuşaklar arası iletişim giderek azaldı.
Teknoloji çağının tam ortasına düşen çocuklarda sevgi açlığını görüyoruz.
Kitapta yer alan öyküler,Bir çok kadınımızın başından geçen olaylardır.Burada ben değil;Ayşe,Fatma,Sevgi veya Gönül hanımlar var.
Hemen her deneme yazısının,her öykünün sonunda torunum olarak gördüğüm bütün çocuklara öğüt,sevgi ve saygıyı yollamak istedim.
Öğüt veren yazıları;güçlü ve tutarlı davranma modelini örnek alanöykülrden seçerek topladım.İnsanı insan yapan tüm değerlere dokunmak,sevgiyi işlemek,duygularımızı yönetmemizi, zorlukların karşısında savaşmak gerektiğini vurgularken;güneşin hep doğacağını gençlerimiz bilsin istedim.
Biz çocuklarımızı çok seviyoruz.Onları her değerin üzerinde tutuyoruz.Onlardan beklentilerimiz;yalnızca kendilerine yeten,dinamik,sevgiyi öne çıkaran,içinde bulunduğu toplumun kültürüne yabancılaşmayan,kimliği,dini ne olursa olsun karşısındaki insan değer veren bireyler olmasıdır.
Gençler!
Gelin. Bir olalım. Birlik olalım.Biz sizden,her şeyden önce sağlıklı ve onurlu yaşamanızı istiyoruz.
Siz de bizden sevgimizi kabul edin....
Bu kitabın oluşmasında en büyük pay;geçmişte bana öykülerini anlatan kadınlarımızda,psikiyatri hastalarımda,çocuklarım Ayşe, Tuğba,Efe ve can damadım Osman. Ayrıca bana yaşamı kolaylaştırmak için elinden gelenden daha fazlasını yapan eşim Veysel..TEŞEKKÜRLER..
12 mart 2002
MÜJDE
Bugün güzel kızım Aysu''dan bir zarf aldım.Üzerinde tavşanlar,fareler olanından.Heyecanla açtığımda annenin el yazısıyla bir bebeğin düşüncesinden yazılmış müjde mektubu çıktı.
Mektubun içeriği çok hoştu.
"Sevgili anneanneciğim,
Yola çıktım,geliyorum.Kısmetse seneye biraz palazlanmış olarak doğum gününde kucağında olacağım.
Kirpi ailen büyüyor işte.
Seni şimdiden çok seviyorum.
En sevdiğin torunun."
Üç çocuktan sonra şimdi de torun ha! Allah''ım zaman ne çabuk geçiyor. Daha yapacağım onca iş varken sen nereden çıktın böyle bebek?
Ama sen geliyorsun ya? Öyle mutluyum ki!...
13 mart
SEVİNÇ
Dünyama hoş geliyorsun bebek!
Biliyor musun bütün gece sevinçten hiç uyuyamadım.Zaten az olan uykum yine bahsi kaybederek uzaklaşıp,kaçtı.
Sen minicik bebek;henüz sekiz haftalıkmışsın.Yani tıp dilinde sana embriyo diyorlar.Eh!Az kaldı.Önce fetüs olacaksın,sonra da dünyaya merhaba diyeceksin.
Seninle ilgili bilmek istediğim o kadar çok şey var ki..
İyi beslen,zamanını tamamla ve bana gel sevgili bebek.
Seni öyle sevdim ki anlatamam......
Arkadaşın Sevgi
ARKASI YARIN.
|