Honaz Dağı’nda çınar altı / Işık Teoman
Işık Teoman

Işık Teoman

Honaz Dağı’nda çınar altı



Balıkesir-Dursunbey Alaçamlar’da geçirdiÄŸimiz nefis iki günün ardından bir sonraki gezinin planlarını da dönüş yolculuÄŸunda yapmıştık. Yıllar önce Engin Yavuz ile Denizli Honaz’a gitmiÅŸ, ancak Honaz Milli Parkı’na yaÄŸmur çamur nedeniyle ulaÅŸamadan geri dönmüştük. Burada kamp yapıp, çadır kuramadığımız için bir hayli üzülmüştük. Dönüşte mola verdiÄŸimiz köy kahvesinde, bir sonraki gezinin Denizli-Honaz Milli Parkı’na yapılmasına oybirliÄŸi ile karar vermiÅŸtik. Temmuz ayından bugüne kadar geçen süre içinde Engin Yavuz, orada kalacağımız yer konusunda gerekli araÅŸtırmaları yaptı. BuluÅŸma noktası olan Güzelyalı’da bir araya geldik. Engin Yavuz, İsmet Orhon, Aykut Fırat ve ben... İsmet’in otomobili genişçe olduÄŸu için yükümüzü bagajına ustalıkla yerleÅŸtirdik. Ufak tefek geriye kalanları ise yanımıza aldık, yola çıktık.

Bizim turunçlar da büyüyor

Bolçova’dan otoyola girdik. DoÄŸru Aydın... Yol üzerinde salaÅŸ bir köy kahvesinde kahvaltımızı ettik. Aydın’dan her geçiÅŸte daha da yeÅŸillendiÄŸini görüyorum. Orta refüje Sekoya aÄŸaçları dikmiÅŸler. Birkaç yıl sonra cennet olur. Zaten Aydın’da kent içinde her tarafta turunç aÄŸaçları var ve dalları meyve dolu. Bakıp gıpta etmedim. Çünkü geçmiÅŸ dönemde belediye baÅŸkanları İzmir’e binlerce turunç fidanı dikti. O fidanlar ÅŸimdi meyve vermeye baÅŸladı. Ama Aydın gibi olması için yılların geçmesi gerekiyor. Aydın’dan sonra güzellikleri izleyerek BoÄŸazlıyan üzerinden Denizli’ye ulaÅŸtık. Denizli’nin ünlü marketlerinden birine girip alışveriÅŸimizi tamamladık. Marketin içinde dön dolaÅŸ rakı yok. Sonra gözümüz kasalara ve kasiyerlere gitti. İlginç bir uygulama var markette, bir türbanlı bir türbansız kasiyer çalışıyor. Tabiî ki burada rakı olmaz. Birkaç bakkal gezdikten sona rakı iÅŸi de tamam. Honaz Dağı’na tırmanmaya baÅŸladık.


Honaz Dağı Milli Parkı


Honaz Dağı Milli Parkı

Orman girişinde bir levha ve üzerinde Honaz Dağı Milli Parkı yazıyor. Levhanın gösterdiği yolu izleyerek saat 17.00 gibi yaklaşık 2 bin metre yüksekliğe ulaştık. Kamp kuracağımız alanı bu kez oyçokluğu ile seçtik. Aykut Fırat çekince koydu. Rahmetli babası emekli albay, bir bildiği varmış demek ki! Otomobilden çadırları çıkardık. Malzemeleri yaydık. Bir yandan çadırları kuruyoruz. Ben bir yandan odun, çalı çırpı topluyorum. Çünkü 2 bin metre rakımda geceleri çok soğuk olur. Yeterli çalı çırpı topladıktan ve ateş yakacak yerin belirlenmesinden sonra artık yerleşiyoruz. Bu arada Engin çadırın kurma demirlerini unutmuş. Otomobilde kim yatacak tartışması sürüyor İsmet ile aralarında.


Honaz Dağı Milli Parkı'nda üç yüz yaşında çınar ağaçlarının altında kamp kurduk


Korna sesi ile irkildik

GüneÅŸ battıktan ve hava da iyice karardıktan sonra bir korna sesi ile irkildik. Asfalt yolda bir askeri araç içinden biri rütbeli üç kiÅŸi indi. Bu tür iliÅŸkileri Engin Yavuz yürüttüğü için sözcümüz olarak yanlarına gönderdik. Birkaç dakika süren görüşmenin ardından Engin Yavuz kötü haberi ulaÅŸtırdı. Çadırları sökeceÄŸimizi ve bu bölgenin askerlere ait olduÄŸunu söyledi. Ülkemizin sınırları içerisinde ve milli parkımızda çadır kurma ve kamp yapma hakkı böylelikle elimizden alınmış oldu. Denizli-Honaz Dağı Milli Parkı’nda mini darbe ile çadırlarımızı karanlıkta sökmek zorunda kaldık. Tekrar 2 bin metre yolu geri döndük. Yola yakın bir bölgede ormanlık alan içinde üç yüz yaşında olduÄŸunu tahmin ettiÄŸimiz iki Çınar aÄŸacının altında otomobilin farlarının ışığında çadırlarımızı kurduk.


Honoz Dağı milli parkında asırlık çınar ağacının altında çadırlarımızı kurduk


Honaz ÅŸelaleleri

Güzel bir gece geçirdik. Kamp ateÅŸimizi yaktık, kadehleri tokuÅŸturduk. Çadırlarımızı söktüğümüz için yaÅŸadığımız sıkıntıyı bir anda unuttuk. Gece karanlığında hoÅŸ sohbet ettik. Gece karanlığı çökünce ve hava da biraz serinlemeye baÅŸlayınca, çadırlarımıza çekildik. Sabah erken saatlerde kalktık güzel bir kahvaltı, ardından doÄŸru Honaz ÅŸelaleleri ve orada çay keyfi. Honaz ÅŸelaleleri gerçekten insanı dinlendiriyor. Dağın ardından ÅŸelale akıyor, akan suyun oluÅŸturduÄŸu gölette ördekler yüzüyor ve ortam çok güzel. Öğlen saatlerine kadar burada oyalandık ve yola devam ettik. Yolumuzun üzerindeki Buldan’a uÄŸramadan olmaz. Güzelim eliÅŸleri satılıyor yüzlerce dükkanda eÅŸe dosta hediyeler satın aldık. Buldan’da sokakları dolaÅŸtık tarihi yapıları ilgiyle izledik. Sonra Buldan Gölü’ne geçtik. Buldan Gölü harika ve görülmesi gereken bir yer. En kısa sürede Buldan Gölü’nde kamp kuracağız. Dönüşü köy yollarından yaptık ve üzüm baÄŸlarıyla ünlü AlaÅŸehir üzerinden İzmir’e geldik. Sarı ile yeÅŸil yapraklar birbirine karışmış köy yollarında renk cümbüşü yaÅŸadık. Bir süre sonra bu güzel tablo kışın bastırmasıyla birlikte yerini hüzne bırakacak.


Honaz Åželalesi



Şelale akarken çok renkli görüntüler oluşuyor



Honaz Şelalelerinin önünde masaya oturup keyif çaylarını yudumladık



Honaz Şelalelerinden akan su aşağıda bir gölet oluşturmuş



Buldan Gölü ördeklere ve yaban hayvanlara ev sahipliği de yapıyor. İlk hedefimiz Buldan Gölü'nde kamp kurmak



Çevre köylerde renk cümbüşü yaşanıyor



Sonhabarla birlikte tablo gibi görüntüler ortaya çıkıyor



Sabah hava serin biraz ürperdik sıkı giyindik



Denizli'ye giderken Afrodisias antik kente mutlaka uğramak gerekiyor. Yüzlerce tarihi yapıyı bir arada görmek mümkün



Afrodisias antik kenti



Işık Teoman

isikteoman@gmail.com



26 Eylül 2008 Cuma / 8323 okunma



"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...