
Işık Teoman
Ege’de ışığın peÅŸinde..
GEZİ NOTLARI
Günler öncesinden hazırlandık ‘AkdaÄŸ’ diyerek yola koyulduk. İzmir çıkışında hava güneÅŸli ve açıktı, biraz rüzgar vardı, ama güneÅŸ yüzünü göstermeye baÅŸladığında üzerimizdeki kat kat giysileri yavaşça çıkarmaya baÅŸladık. Artık mevsimlerin dengesi yok. Mart ayının ortalarında “Üşüyoruz” derken bir anda sanki yazdan kalma günler yaÅŸamaya baÅŸladık. Yol boyunca yılkı atlarından söz ettik. AkdaÄŸ, Işıklı Gölü’nü kuÅŸbakışı seyrediyor, sanki birbirlerini tamamlamak için bir araya getirilmiÅŸ gibi duruyorlar. DaÄŸ ve göl o kadar güzel birbirlerine yakışıyorlar ki…

EŞME LEVHASINI TAKİP ETTİK
Bu yazıyı okuduktan ve fotoÄŸrafları gördükten sonra, mutlaka günübirlik ve konaklamalı gitmek isteyenler olacaktır. İzmir çıkışlı gezimizde Turgutlu yolunu takip ettik. Turgutlu’da yine geleneksel ‘kelle paça’ çorbası içtik. Salihli’yi kent içine girmeden geçip gittik. Kula’da kıymalı börek ve çay eÅŸliÄŸinde karnımızı doyurduk. UÅŸak’a giden yol üzerinde ve Kula çıkışında yolun sağında EÅŸme levhasını takip ettik. SoÄŸuk havanın da etkisiyle ortalıkta pek kimse görünmüyordu, yol boyunca sessizlik hakimdi. Çevrede karlar daha erimemiÅŸti, doÄŸa gri renkli elbisesini çıkarmaya hazırlanıyor, aÄŸaçların dalları tomurcuklar ile dolmaya baÅŸlamıştı. Kırmızı kiremit çatılı evler, ağır kış koÅŸullarından geriye kalan kirli renkli karlar ile kaplanmış, erimek için yaz güneÅŸini bekliyor gibi duruyordu.

KÖYLÜ BİZİ ALAYA ALDI
Karşımızda Çivril, bir esnaf lokantasında karnımızı doyurduk. Yine bir marketten alışveriÅŸimizi yaptık. Denizli’nin Çivril ilçesine 10 kilometre uzaklıktaki AkdaÄŸ’a tırmanmaya baÅŸladık. Dağın eteÄŸinde nereden çıkış yapmamız gerektiÄŸini sorduÄŸumuz sırada, bir köylünün alaycı tavrıyla karşılaÅŸtık: ”Gidemezsiniz, çıkamazsınız, yollar çamurlu ve karla kaplı” dediÄŸinde inanmadık, ama tırmanmak için yolu bulduÄŸumuzda adamın doÄŸru söylediÄŸi ortaya çıktı. Ve yeni bir kamp arayışı içinde Işıklı Gölü’nde karar kıldık.

CAZİBESİNİ YİTİRMESİN
Çivril’ in en önemli akarsuyunu ilçe merkezinin 10 km. doÄŸusundaki Işıklı kasabasından çıkan Büyük Menderes nehri oluÅŸturuyor. Bu nehir Dinar ve AkdaÄŸ’dan çıkan pek çok kaynağın suları ile birleÅŸerek 72 km.’lik bir alana sahip olan Işıklı Gölü’nü meydana getiriyor. Bu göle Sandıklı ovasının sularını toplayan Küfi Çayı da katılıyor. Nilüferlerin açtığı, tatlı su balıklarının yaÅŸadığı Işıklı Gölü aynı zamanda pek çok su kuÅŸuna da ev sahipliÄŸi yapıyor. Çivril ovası üzerinde yer alan bir tatlı su gölü olan Işıklı’nın çevre kirliliÄŸi, bilinçsiz avlanma, yanlış balıklandırma ve aşırı sulama gibi sebeplerden dolayı cazibesini yitirmemesi için yetkililerin hızlı davranması gerekiyor.

İSRAİL SAZANI YUMURTALARI YİYOR
Çevresinde üç belde ve 10'dan fazla yerleşim yeri bulunan gölün sazlıklarında yine de 155 çeşit kuşun yaşadığını öğreniyoruz. Gölün en derin yeri 7.5 metre. Gölde avlanan balıkçılar bundan 25 yıl öncesine kadar gölden kerevit yetiştirilip ihraç edildiğini, ancak 1984 sonbaharında kerevit vebası çıkmasının ardından bu tatlı su ıstakozunun bir daha görülmediğini anlatıyor. Ayrıca göle atılan İsrail sazanlarının yumurtaları yemesi yüzünden neredeyse bitme noktasına gelmiş. Çivril ve Baklan ovalarının sulandığı Işıklı Gölü'nün yönetim planı, Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesine rağmen etkili bir çalışma yok. Göl içindeki küçük saz adalarındaki otlar bilinçsizce yakılarak, kuşların yumurtalık alanları azaltıldığı gibi balıkçılık da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış.

KAMP ATEŞİ YANIYOR
Gölün kıyısında aÄŸaçların arasında akÅŸam güneÅŸ batmadan çadırlarımızı kurduk. GüneÅŸin ışıklarının en tatlı geldiÄŸi zamandan yararlanarak göl ve çevresinde bolca fotoÄŸraf çekmeye baÅŸladık. Aykut Fırat ile Hürol DaÄŸdelen kamp ateÅŸini yakmak için uÄŸraÅŸ verirken, diÅŸ aÄŸrısı çekmeye baÅŸlayan Engin Yavuz ise bizi sadece seyretmekten baÅŸka bir ÅŸey yapamadı. GüneÅŸin batmasının ardından sazlıkların ardından gölün son kıyısı ile gökyüzünün birleÅŸtiÄŸi yerde kızıl bir görüntü oluÅŸtu. Gölün karşısındaki AkdaÄŸ’ın beyaz karlı tepesinin suya yansımasıyla ortaya çıkan görsel güzellik gezimize farklı bir renk kattı. Renk cümbüşüne, balıkçı kayıkları ile kuÅŸlar da eÅŸlik edince ortaya muhteÅŸem bir görüntü çıktı.

İNCİKLER TAVAYA
Karanlığın çökmesiyle birlikte tavuk inciklerini tavaya attık, kadehlere rakıları doldurduk, hava soÄŸuyana kadar sohbet ettik. SoÄŸuk havaya dayanamadığımız saatlerde çadırlarımıza çekildik. Erken yatınca, sabah altı gibi hepimiz ayaktaydık. Yine kamp ateÅŸinde demlenen çayı yudumlarken, tavada etrafa mis gibi kokular yayan sucukları afiyetle yedik. Dönüşümüze renk katmak için güzergahımızı Salihli üzerinden BozdaÄŸ’a çevirdik. Yorgunluk çayını içtikten sonra ÖdemiÅŸ’in meÅŸhur kebabı ile karnımızı doyurduk. İzmir’e dönerken yeni bir kamp için sözleÅŸtik.















Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
GEZİ NOTLARI
Günler öncesinden hazırlandık ‘AkdaÄŸ’ diyerek yola koyulduk. İzmir çıkışında hava güneÅŸli ve açıktı, biraz rüzgar vardı, ama güneÅŸ yüzünü göstermeye baÅŸladığında üzerimizdeki kat kat giysileri yavaşça çıkarmaya baÅŸladık. Artık mevsimlerin dengesi yok. Mart ayının ortalarında “Üşüyoruz” derken bir anda sanki yazdan kalma günler yaÅŸamaya baÅŸladık. Yol boyunca yılkı atlarından söz ettik. AkdaÄŸ, Işıklı Gölü’nü kuÅŸbakışı seyrediyor, sanki birbirlerini tamamlamak için bir araya getirilmiÅŸ gibi duruyorlar. DaÄŸ ve göl o kadar güzel birbirlerine yakışıyorlar ki…
EŞME LEVHASINI TAKİP ETTİK
Bu yazıyı okuduktan ve fotoÄŸrafları gördükten sonra, mutlaka günübirlik ve konaklamalı gitmek isteyenler olacaktır. İzmir çıkışlı gezimizde Turgutlu yolunu takip ettik. Turgutlu’da yine geleneksel ‘kelle paça’ çorbası içtik. Salihli’yi kent içine girmeden geçip gittik. Kula’da kıymalı börek ve çay eÅŸliÄŸinde karnımızı doyurduk. UÅŸak’a giden yol üzerinde ve Kula çıkışında yolun sağında EÅŸme levhasını takip ettik. SoÄŸuk havanın da etkisiyle ortalıkta pek kimse görünmüyordu, yol boyunca sessizlik hakimdi. Çevrede karlar daha erimemiÅŸti, doÄŸa gri renkli elbisesini çıkarmaya hazırlanıyor, aÄŸaçların dalları tomurcuklar ile dolmaya baÅŸlamıştı. Kırmızı kiremit çatılı evler, ağır kış koÅŸullarından geriye kalan kirli renkli karlar ile kaplanmış, erimek için yaz güneÅŸini bekliyor gibi duruyordu.
KÖYLÜ BİZİ ALAYA ALDI
Karşımızda Çivril, bir esnaf lokantasında karnımızı doyurduk. Yine bir marketten alışveriÅŸimizi yaptık. Denizli’nin Çivril ilçesine 10 kilometre uzaklıktaki AkdaÄŸ’a tırmanmaya baÅŸladık. Dağın eteÄŸinde nereden çıkış yapmamız gerektiÄŸini sorduÄŸumuz sırada, bir köylünün alaycı tavrıyla karşılaÅŸtık: ”Gidemezsiniz, çıkamazsınız, yollar çamurlu ve karla kaplı” dediÄŸinde inanmadık, ama tırmanmak için yolu bulduÄŸumuzda adamın doÄŸru söylediÄŸi ortaya çıktı. Ve yeni bir kamp arayışı içinde Işıklı Gölü’nde karar kıldık.
CAZİBESİNİ YİTİRMESİN
Çivril’ in en önemli akarsuyunu ilçe merkezinin 10 km. doÄŸusundaki Işıklı kasabasından çıkan Büyük Menderes nehri oluÅŸturuyor. Bu nehir Dinar ve AkdaÄŸ’dan çıkan pek çok kaynağın suları ile birleÅŸerek 72 km.’lik bir alana sahip olan Işıklı Gölü’nü meydana getiriyor. Bu göle Sandıklı ovasının sularını toplayan Küfi Çayı da katılıyor. Nilüferlerin açtığı, tatlı su balıklarının yaÅŸadığı Işıklı Gölü aynı zamanda pek çok su kuÅŸuna da ev sahipliÄŸi yapıyor. Çivril ovası üzerinde yer alan bir tatlı su gölü olan Işıklı’nın çevre kirliliÄŸi, bilinçsiz avlanma, yanlış balıklandırma ve aşırı sulama gibi sebeplerden dolayı cazibesini yitirmemesi için yetkililerin hızlı davranması gerekiyor.
İSRAİL SAZANI YUMURTALARI YİYOR
Çevresinde üç belde ve 10'dan fazla yerleşim yeri bulunan gölün sazlıklarında yine de 155 çeşit kuşun yaşadığını öğreniyoruz. Gölün en derin yeri 7.5 metre. Gölde avlanan balıkçılar bundan 25 yıl öncesine kadar gölden kerevit yetiştirilip ihraç edildiğini, ancak 1984 sonbaharında kerevit vebası çıkmasının ardından bu tatlı su ıstakozunun bir daha görülmediğini anlatıyor. Ayrıca göle atılan İsrail sazanlarının yumurtaları yemesi yüzünden neredeyse bitme noktasına gelmiş. Çivril ve Baklan ovalarının sulandığı Işıklı Gölü'nün yönetim planı, Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesine rağmen etkili bir çalışma yok. Göl içindeki küçük saz adalarındaki otlar bilinçsizce yakılarak, kuşların yumurtalık alanları azaltıldığı gibi balıkçılık da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış.
KAMP ATEŞİ YANIYOR
Gölün kıyısında aÄŸaçların arasında akÅŸam güneÅŸ batmadan çadırlarımızı kurduk. GüneÅŸin ışıklarının en tatlı geldiÄŸi zamandan yararlanarak göl ve çevresinde bolca fotoÄŸraf çekmeye baÅŸladık. Aykut Fırat ile Hürol DaÄŸdelen kamp ateÅŸini yakmak için uÄŸraÅŸ verirken, diÅŸ aÄŸrısı çekmeye baÅŸlayan Engin Yavuz ise bizi sadece seyretmekten baÅŸka bir ÅŸey yapamadı. GüneÅŸin batmasının ardından sazlıkların ardından gölün son kıyısı ile gökyüzünün birleÅŸtiÄŸi yerde kızıl bir görüntü oluÅŸtu. Gölün karşısındaki AkdaÄŸ’ın beyaz karlı tepesinin suya yansımasıyla ortaya çıkan görsel güzellik gezimize farklı bir renk kattı. Renk cümbüşüne, balıkçı kayıkları ile kuÅŸlar da eÅŸlik edince ortaya muhteÅŸem bir görüntü çıktı.
İNCİKLER TAVAYA
Karanlığın çökmesiyle birlikte tavuk inciklerini tavaya attık, kadehlere rakıları doldurduk, hava soÄŸuyana kadar sohbet ettik. SoÄŸuk havaya dayanamadığımız saatlerde çadırlarımıza çekildik. Erken yatınca, sabah altı gibi hepimiz ayaktaydık. Yine kamp ateÅŸinde demlenen çayı yudumlarken, tavada etrafa mis gibi kokular yayan sucukları afiyetle yedik. Dönüşümüze renk katmak için güzergahımızı Salihli üzerinden BozdaÄŸ’a çevirdik. Yorgunluk çayını içtikten sonra ÖdemiÅŸ’in meÅŸhur kebabı ile karnımızı doyurduk. İzmir’e dönerken yeni bir kamp için sözleÅŸtik.
Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...