“Dünyanın Tenine Dokunuş”, Mühür Kitaplığı Yayınları tarafından basıma hazırlanan deneme tadında bir gezi kitabı. Hatta zaman zaman, masalsı anlatımıyla dikkat çekiyor. Demet Kurt’un kaleme aldığı kitapta 20 adet gezi yazısı var. Bu tür yazılar tarih, coğrafya, sosyoloji gibi bilim dalları içinde önemli bir kaynak.
Demet Kurt, doğaya tutkun bir gezgin. İçindeki peri, “Yola çıkmayanın hikayesi mi olur?” deyince dağlara, bozkırlara, kırlara çıkmış. Gezdiği yerleri dost muhabbetlerine taşımış. “Dünyanın Tenine Dokunuş”taki yazılar, Isparta’da lavanta üretilen Kuyucak Köyü’nden başlıyor. Sonra Demet Kurt, Salda Gölü’nün düşüne yatıyor. Demet Kurt, gezip gördüğü yerlerin doğa ve iklimle ilgili özelliklerinin yanı sıra o bölgede yaşayan insanların geleneklerini, alışkanlıklarını ve zevklerini tanıtmaya çalışıyor. Eski zamanlara gittiği ve karşılaştığı hikayeleri anlattığı da oluyor. Bununla yetinmiyor, tarihe dizeler serpiştiriyor. “Kimlerin dizeleri var?” derseniz, aklıma ilk gelenler Ahmet Haşim, Edip Cansever, Didem Madak ve Melih Cevdet Anday oluyor.
Demet Kurt’un yalın ve samimi bir anlatımı var ki, sanki onunla birlikte geziyorsunuz. Hasan Dağı, Kuş Cenneti, Ayazini kaya anıtları, Karanfil Dağı, Yıldıztepe. Nazlı Köy olarak adlandırılan Sobran Köyü, Anadolu’dan geçen uygarlıkların izlerini barındıran Mardin, Sivas/Divriği kanyonları ve Çıldır Gölü gezdiğiniz, gördüğünüz yerler. Buraları daha önce gezmiş, görmüş de olabilirsiniz. Ancak bu kitabı okuduktan sonra bir eksiği tamamlamış olmanın hissini yaşayacak ve bundan sonra göreceğiniz yerlere farklı bir gözle bakacaksınız.
“Dünyanın Tenine Dokunuş”tan daha fazla söz etmeyeceğim. Farklı bir kitap olduğunu bilin isterim...