KARŞITLARI UZLAŞTIRAN BİR FİLM / DOKUNULMAYAN
Film, çok farklı iki kişinin gerçek yaşamından, birliktelik hikâyesini anlatıyor. Birisi zenginliğine, öteki yaşam sevincine dokundurmayan bu ikili sınıf farkına rağmen birbirlerini tamamlayabiliyor.
Soylu Philippe (François Cluzet) paraşütle atlama sevdasında bir kaza geçirir. Boynundan altı felçli kalır. Dokunmayı hissetmez. Sadece boynunu oynatabiliyor ve konuşabiliyor. Şahane bir malikânede birkaç bakıcı, sekreteri ve kızı ile yaşıyor. Ayrıca evde devamlı yanında olacak, gece gündüz ses verdiğinde koşacak bir bakıcı arıyor. Yaşama küsmüş ve kaprisli olması, gelenlerin iki hafta sonra kaçmasına neden oluyor. Malikânedeki aday seçimlerinde genç Driss (Omar Sy) iki saat sırasını bekledikten sonra “patlayarak” patronun yanına giriyor. Zaten, birkaç belge imzalatmak için gelmiştir. Düşüncelerini sakınmadan söylemesi, hazır cevap, alaycı olması patronun hoşuna gidiyor. Driss’in siyahî bir göçmen ailesinin çocuğu olduğunu mahallesinden anlıyoruz. Evde çocuklar ve yorgun bir kadın görüyoruz.
Driss işe alınıyor. Bu uyumsuz ikili, bir ay boyunca Driss’in sayesinde tüm delilikleri yaşıyorlar. Philippe evdekileri şaşırtarak her şeyi (yasaklanmış olsa bile) deniyor. Driss ise anlamasa da değişim geçiriyor. Bir ay sonra Driss yerini, Phillip’in hoşlandığı ancak yakınlaşmaya cesaret edemediği, bir kadına bırakıyor.
Film 2011 yılında 17.5 milyon izleyici sayısı ile Fransa’nın en başarılı ikinci filmi oldu. Sarkozy’nin göçmen politikasına karşı olan Fransızlar soğukta gişe önünde uzun kuyruklarda beklediler filmi izlemek için.
Engellilere ve siyahlara, dokunmadan uzaktan izlemeyi tercih edenlere, korkulacak bir şey olmadığını(!) neşeli, duygulu, sade bir dille ve nefis bir müzik eşliğinde anlatmış yönetmen Olivier Nakache.
Filmin sonunda, kahramanların, her ikisinin de evlendiğini, çocuk sahibi olduklarını ve ilişkilerini hiç kesmediklerini dostluklarını sürdürdüklerini okuyoruz.
|