ISSN 1308-8483
BİZİM KADINLARIMIZ ONLAR / Tülin DURSUN
Tülin DURSUN    
  Yayın Tarihi: 19.5.2006    


BİZİM KADINLARIMIZ ONLAR

Sevgili Bebek!

Bu gün sana yaşadığım deneyimlerden birini aktaracağım. Beni çok etkileyen bir deneyim desem yerinde olur.

Hemşire okulunda öğrenciydik. Enfeksiyon Hastalıkları dersinde cinsel yolla bulaşan hastalıkları görüyorduk. Dersin teorisi öğretilirken, pratik yapma zorunluluğu da olduğu için İstanbul Cankurtaran''daki Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastahanesinde staj yapmaya başladık. Tüm sınıf daha gençliğinin başında....

Heyecanlı olmamız doğaldı.Neyle, nasıl karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Üst sınıflardan öğrendiğimiz kadarıyla daha çok hayat kadınlarıydı karşılaşacaklarımız.

Karşılaştık... Daha ilk gün en az otuz kadar kadınla karşılaştık. Hepsinin kendine ait bir öyküsü vardı. Bizler hepsinden de ayrı etkilendik. Hepimiz de bu kadınlara o zamanki duygularımızla ve de küçücük aklımızla acıdık, yardım etmek istedik.Gücümüz el verdiğince onlara iş bulmayı teklif ettik. Güldüler. Kimi de bizi kırmamak adına "olur"dediler...

Bu insanlar buraya hiçbir zaman kendi istekleriyle gelmezdi. Ya bir polis baskını neticesi getirilir,ellerine VESİKA verilirdi; ya da vesikalarına sağlık kontrollerini işletmek için gelirlerdi.

Hastahanede kaldıkları kısa bir dönem içinde ziyaretçileri olan kadınlar da olurdu. Bu ziyaretçiler genelde onların sırtından geçinen, daha doğrusu onları pazarlayan kişilerdi.Bunlar arasında erkekler olduğu kadar kadınlar da olurdu.Bazı kadınların kara çarşaf giymelerine şaşırırdım. Oysa bu gün düşündüğümde bu çarşaf onları tanınmaktan koruyan kalkandı..

Bizim onlara iyi amaçlarla yaklaştığımızı gören, bizlerden çok yaşlı bu kadınlar çeşitli nedenlerle bu yola düşmüşlerdi. Hepsi de yaşamlarından mutlu olduklarını söylese de gözlerindeki acı,pişmanlık, yalnızlık bizlere akıyordu. Bazılarının gözyaşları pınarlarından tükenircesine akıyordu. Bu mutluluk olamazdı.

Bir gün ekip arabası bahçeye girdiğinde, kadınların arasından genç bir kızın yalvarışlarıyla, ağlamalarının karıştını gördük. Polislere kendisini bırakmaları için yalvarıyordu.

Kuraldı. Kim gelirse gelsin, önce muayeneden geçiyordu. Sıra bu kıza geldi. Ağlayarak, utanarak ve biraz da zorla masaya bacakları açıldı. Bâkireydi.
Başhekim bizi ve kızı odasına aldı. Az önceki sert, kötü davranışlarını bir yana atmıştı.
Babacan bir tavırla hepimize yaşamın gerçeklerinden, acımasızlığından, kandırmalardan söz etti. Yarım saat kadar kaldığımız bu odadan,on senelik ders alarak çıkmıştık.

Kendimize üçer, beşer bu kadınlardan seçtik, onlardan bizimle öykülerini paylaşmalarını istedik.

Küçük N. henüz on üç yaşındayken, evde hiç kimsenin olmadığını fırsat bilen amcası tarafından taciz edilmişti. Kimselere söyleyememişti küçük N. Amca her geçen gün tâcizin dozunu giderek arttıruyordu. İşkence de başlamıştı. Küçük N. bir gün hamile kaldı. O hamile kaldığını bile anlayamayacak kadar küçüktü oysa.Bir gün evde yaptığı bir yaramazlık için babası tarafından merdivenlerden aşağı atılınca hastahaneye kaldırmışlardı kızı. Doktorlar küçük kızın bebeğini de düşürdüğünü söylediklerinde.......

Baba bir anda yıkılmış,hastahaneyi terk etmişti. Annesi kızını iyice sıkıştırınca gerçeği öğrenmişti. Dededen kalma domuz tüfeğiyle amcayı öldürmüştü. Anne yıllarca susmuştu. Çünkü biricik kızı, dört oğlanın tek çiçeği de ne yazık ki, annesinin deyişiyle kaynı tarafından döllenmişti. Amca kızının gerçek babasıydı...

Küçük N.yi hastahaneden almaya kimse gelmeyince ortada kalmıştı. Annesi imamevine (KadınHapishanesi) düşünce, polis N.yi hastahaneden alıp babasına teslim ettiği gün baba kendini asarak yaşamına son vermişti. Ve Küçük N. ağabeyleri tarafından sokağa atılmıştı.

Daha okul yolunda olması gereken Küçük N. vesikalanmıştı ve buradaydı işte....

YARIN Ş.nin öyküsüyle........


Tülin DURSUN



1638










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)