ISSN 1308-8483
Bir Koca Bilge: TARIK DURSUN K (1) / Recep BOZKURT
Recep BOZKURT    
  Yayın Tarihi: 3.5.2012    


Bir Koca Bilge: TARIK DURSUN K (1)

Tarık Dursun K’nın adını duyduğum yıllarda gencecik bir köy öğretmeniydim. Eğirdir’in Akpınar Köyü’nden gittiğim Isparta merkezindeki kitapçılarda Çocuk Kitapları ararken tezgahtaki yaşlıca bey’in:

“Bundan haberiniz var mı?.. Sizde kalabilir…” diyerek uzattığı dergide birçok çocuk kitabı tanıtım yazısı vardı. Bunların başında da Tarık Dursun K…

Öğrencilerime güzel ve yararlı kitaplar seçiminde, onlarda okuma sevgisinin gelişmesinde Tarık Dursun K’nın katkısını hiç unutmam.

70’li yılların başıydı. Öğretmen olan eşimle birlikte Bursa-Setbaşı’ndaki kitapçılara girip çıkıyoruz. Bu kez, “Günümüzde Kitaplar” adlı bir dergi ile karşılaşıyoruz. Çok ilginç; yayıncı yine Tarık Dursun K idi. Bu dergi, yayın dünyamıza geniş bir kapı açıyor, ufkumuzu genişletiyor; yeni alacağımız kitaplarda kılavuzumuz oluyordu.

Yıllar da yılları kovalıyordu…

Bu arada çocuklarımız da okullu oluyor ve “Pıtır’ın Masalları” ile “Bilmeceler” bu kez onların ellerinden düşmüyordu…

Kendisini hiç görmesek de, Tarık Dursun K, artık ailemizin bir parçası gibiydi. “İmbatla Dol Kalbim”, “Denizin Kanı”, “Gavur İzmir Güzel İzmir”le bu koca usta sayesinde hem İzmir’i, hem Ege’yi yakından tanıyor; “Kokulu Kentleri” bir bir geziyorduk…

90’lı yılların sonuna doğru torunlarımız nedeniyle yolumuz sık sık da Foça’ya düşmeye başladı. Kentin o ünlü “Karataş”ına basmış olacağız ki; bir baktık, buraya yerleşivermişiz…

Çok da iyi etmişiz…

Foça’da bir yerel gazete çıkacaktı. Sahibi, bir oluşum başlatmak istiyordu. Bu nedenle kentin yazar- çizer takımıyla toplantı yapmayı düşünmüş beni de davet etmişti. Kimlerin katılacağını bilmiyordum.

Güzel bir Foça akşamıydı. Toplantı yerine biraz erkence gitmek istedim. Kızgın güneş, daha yenice, Karaburun’u mora, gökyüzünü kızıla boyayarak Ege üzerinden kayıp gitmişti. Hemen her gün tekrar eden ama izlemekten hiç usanmadığımız bu olağanüstü doğa olayını Menendi’nin müdavimleriyle birlikte doya doya seyretmiştik. Bir ara, çevremizde tatlı bir telaş başladı. Kafenin sahibi yardımcısına, birazda yüksek sesle “Tarık Dursun bey geliyor!..” dedi.

Bir başkası: “Tarık Dursun K’nın rahatsızlık geçirdiğini duymuştum…” der demez ayağa kalktım. Yıllardır dergileriyle, kitaplarıyla yolumuzu ışıtan edebiyat dünyamızın bu büyük ustasını şimdi şahsen de tanıma fırsatını buluyordum. O gelir gelmez kısa bir hal hatır sormalardan sonra konuşmalarda başlamıştı.

Küçük bir kentin yerel gazetesinin nasıl olması gerektiği konusundaki sözleri ve yapacağı katkılarını onun ağzından işitince, hayretler içinde kalmıştım. Bunca ödül almış, bunca kitap yazmış, ulusal gazetelerde çalışmış, ünü yurtdışına taşmış böylesi birinin, hiç yüksünmeden ve bilgece yaptığı öneriler, uyarılardan sonra bir de bu gazetede hem yazar olarak hem de danışman olarak sorumluluk alabileceğini söylemesi beni gerçekten şaşırtmıştı. Demek ki O’nun için işin büyüğü küçüğü yoktu.

Bu koca bilgeyle bu küçük kent gazetesinde birlikte yazılar yazdık. Edebiyat söyleşilerinde, şiir gecelerinde birlikte olduk. Ondan çok şeyler öğrendik.Dostluğun ve arkadaşlığın yüceliğini yaşadık…

İlerlemiş yaşına ve geçirdiği büyük fırtınalara rağmen “Ağaçlar Gibi Ayakta” oluşuna hep gıptayla baktık.

Foça Belediye Meydanı’ndaki kafelerde yaptığımız sohbetlerde yazın dilimizin bu büyük ustasının aynı zamanda bir büyük “söz ustası” olduğunun engin zevkine eriştik.

Tarık ağabey; Tanrı’dan sana uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum…

İyiki varsın…

ÖNEMLİ NOT: Sayın Okuyucu; “Bir Kentin İnsan Kaynakları” başlıklı yazımda Foça’yı güzelleştiren güzel insanlarımızı yazacağımı ve bu yazdıklarımı da kamuoyu ile paylaşacağımı söylemiştim. Bu işe yazınımızın KOCA USTA’sı ile başladım. Benim duyup görmediklerim olursa lütfen uyarınız.


Recep BOZKURT

recboz48@gmail.com


2482










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)