ISSN 1308-8483
PLATON VE DOĞA-FİLOZOFLARI / Oğuz ÖZÜGÜL
Oğuz ÖZÜGÜL    
  Yayın Tarihi: 28.5.2012    


PLATON VE DOĞA-FİLOZOFLARI

Felsefi düşünce geleneğinde, Platon ile Aristoteles’in yolunu açanların, başta Thales olmak üzere, genellikle doğa-filozofları [Aristoteles’in tanımıyla “Fizikçiler”] olduğu kabul edilir. Hegel, Thales’ten Aristoteles’e kadarki filozofları Grek felsefesinin üç evresinden biri sayar ve Aristoteles’in felsefesinde “şimdiye kadarkilerin birliği”ni görür.

Platon ve Aristoteles ise kendilerini ve felsefelerini tamamen farklı şekilde değerlendirirler. Her ikisi de, eski doğa felsefesinin muhalifleri olduğunu ve onu aştığını söyler. Aristoteles “Metafizik”in birinci kitabında, doğa-filozoflarının önermelerini ayrıntılarıyla eleştirir; Platon da “Yasalar” adlı eserinde doğa-filozoflarıyla açık seçik ve eleştirel bir şekilde hesaplaşır. “Yasalar”ın, tanrıların varoluşuyla ilgili 10. Kitabında Platon, doğa-filozoflarının yalnız felsefenin muhalifi değil, üstelik iyi bir devletteki yasaların da düşmanı olduğunu öne sürer. Platon, doğa felsefesini çürütürken ilk-öğe [arche] kavramı üzerinde yoğunlaşır. Ona göre ilk-öğe kavramı, doğayı araştırmakla meşgul olanların saçma düşüncelerinin kaynağıdır. Platon, doğa-filozoflarını şu sözlerle suçlar: “Onlar ateşi, suyu, toprağı ve havayı her şeyin ilk-öğesi sayıyor ve buna da doğa adını veriyorlar, bunlardan meydana gelen ruhu da sonraya koyuyorlar. (1) O, insan dünyasını doğal dünyadan üstün görür, çünkü insan dünyasında akıl [ratio] ya da “ruh” hükmeder: “Ancak kanı, ihtimam, akıl, sanat ve yasa, katıdan ve yumuşaktan, ağırdan ve hafiften daha önce olmalı; ve böylece büyük ve ilk eserler ve de ilkler arasında olan eylemler sanata ait olacaktır; ama doğadan olanların ve doğanın … daha sonra var olmaları ve başlangıçlarının sanattan ve akıldan ileri gelmeleri gerekir.”(2)

Platon, doğa-filozoflarının aksine, doğanın ve bütün doğal maddelerin “cansız” maddeler olduğunu, değişmelerini [“hareketlerini”] dışarıdan almak zorunda kaldığını varsayıyor. Sonra şu sonuca varıyor: Bu cansız maddelerin dışında ve onlardan önce harekete geçirici bir nedenin mevcut olması, bunun, neden olarak daha eski olması, ama maddi olmaması gerekir; “bu neden bütün değişmelerin en eskisi ve en güçlüsüdür, ” ve o bu nedene “ruh” der; ruh, uzunluktan, genişlikten ve kalınlıktan, yani her cisimden daha önce meydana gelmiştir. Platon, bu “kanıtlarıyla” doğa-filozoflarının ilk-öğe kavramını içeriğinden yoksun bırakır ve ataerkil egemenlik düşüncelerini [“ilke”] benimser: “Demek ki ruh gökte, yeryüzünde ve denizde kendi hareketleri aracılığıyla her şeyi sevk ve idare eder…(3)

Platon, kendinden sonraki Aristoteles gibi, ilk-öğe kavramını doğa felsefesinin merkezi teoremi olarak ele alır, oysa bu kavram kendi felsefesinde hemen hemen hiçbir rol oynamaz. Aristoteles gibi Platon da teknolojik nedenler-düşüncesini benimser: “Ayrıca meydana gelen her şey zorunlu olarak bir nedenden dolayı meydana gelmelidir.” (4) Ve: “Öte yandan meydana gelmiş olanın zorunlu olarak bir nedenden dolayı ileri geldiğini öne sürdük.”(5) Ancak bu düşüncede, her nedenin, cansız maddeye biçim veren, hedef olarak kendi planını [“ruh” ya da “tin”] izleyen kişisel bir faili vardır.

Doğa felsefesindeki ilk-öğe düşüncesinden teknolojik nedenler-düşüncesine geçen bu paradigma değişikliği, meta üretiminde büyük bir ilerleme kaydeden Grek toplumunun gelişmesine bağlıdır.

Platon’un tanrı ve ruh paradigması doğa-filozoflarının ateistçe teorileri karşısında bir geriye gidiş gibi görünebilir, ancak Platon ile Aristoteles’in tanrısı, doğaya kendi tasarımlarına göre biçim vermeyi giderek öğrenen zanaatçıların felsefi soyutlamasından başka bir şey değildir.

Oğuz ÖZÜGÜL




1. YASALAR, Platon, çev. C. Şentuna – S. Babür, S.373, 891 c, Kabalcı Yay. İst. 1994.
2. A.g.e., S. 375, 892 b.
3. A.g.e., S. 382, 897 a.
4. TİMAİOS, Platon, çev. Erol Güney – Lütfi Ay, S. 24, 28 a, Sosyal Yay. İst. 2001.
5. A.g.e., S. 24, 28 c.


Oğuz ÖZÜGÜL

oguzozugul@hotmail.com


2788










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)