Saygı / Sedat YALÇIN
Sedat YALÇIN

Sedat YALÇIN

Saygı



Bize ait olmayan bir şeyi alırsak, kendimize ait daha değerli bir şeyi kaybederiz.

Güncel Türkçe Sözlüğe göre “saygı”: 1. DeÄŸeri, üstünlüğü, yaÅŸlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir ÅŸeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram 2. BaÅŸkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.

Güncel Türkçe Sözlük’te saygı sanki sadece baÅŸkalarına gösterilmesi gereken bir davranış biçimi olarak açıklanmaktadır. DoÄŸrudur! Etrafımızdakilere karşı saygılı olmalıyız: İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, doÄŸa, tüm dünya dahil olmak üzere. Ancak en baÅŸta kendimize saygı göstermeyi bilmemiz gerekiyor. Bu konuya açıklık getirmekte yarar olduÄŸu kanaatindeyim.

Bizler doÄŸduÄŸumuz anda etrafımızın birçok canlı ve cansız varlıklarla dolu olduÄŸunu farkediyoruz. Bizim dünyaya gelmemizde aracı olan anne ve babamız ilk karşılaÅŸtığımız insanlar. Büyüdükçe çevremizdekilerin çoÄŸaldıklarını farketmeye baÅŸlıyoruz. Akrabalarımız evdeki bir sürü eÅŸya, eÄŸer varsa evdeki bir hayvan bizim dikkatimizi çekmeye baÅŸlıyor. Bu süreç artarak devam ediyor. Bu karmaÅŸanın içerisinde çevremizdekilerle iletiÅŸim içerisinde olmak zorunda kalıyoruz. Biz ve çevremizdekiler biribirimizle karşılıklı iletiÅŸim içerisinde iken ortaya hoÅŸ veya hoÅŸolmayan durumlarla devamlı karşılaşıyoruz. İşte bu noktada “saygı”nın iliÅŸkilerimizdeki önemi ortaya çıkıyor

İlk insan dünyaya geldiği zaman yerküreyi (ister evrimleşerek, isterse Âdem ve Havva olarak dünyaya gelmiş olsun), tüm yeryüzünü, dağları, ovaları, denizleri, havası, suyu, bitkileri ve hayvanları ile ; kısaca doğası ile sanki onun hizmetine sunulmuş bir yer olarak kabul etmiştir. Kendisini, yeryüzünün bir parçası olduğunu kabul etmek nezaketini asla göstermemiştir. Tüm yeryüzü her şeyi ile onun malıdır sanki. Onu istediği gibi kullanmakta özgürdür. Yakar, yıkar, parçalar, kullanılır, her şey onun emrindedir. Akla sahip olmakla övünür, tüm yeryüzü onun aklına hürmet/hizmet etmek zorundadır. Yeryüzünü o kadar hor kullanır ki, artık yeryüzü imdat çanları çalmaya başlar.

Yukarıda deÄŸindiÄŸimiz husus, insanın yerkürenin kendisine sunduÄŸu tüm bu olanaklara asla saygı göstermediÄŸinin tipik bir delilidir. Akla sahip olmakla övünen insan tam anlamıyla saygısızdır. Yazımızın başında verdiÄŸimiz “saygı”nın sözlük anlamının insanoÄŸlu tarafından ne ölçüde uygulandığını beraberce izleyelim. Yerküreye karşı dikkatsiz, özensiz, sevgisiz, hürmetsiz.... yani kısaca saygısızdır. İşin garibi saygısız olduÄŸunun farkında da deÄŸildir.

Tüm bunların yanında kendi hemcinslerine de saygılı olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor ne yazık ki. Sadece objektif olarak kendimize baksak yeter sanırım. Ama bizler saygıyı, hep tek taraflı olarak beklemeye alıştık. İnanıyorum ki şimdi içinizden kendimizin herkese saygılı olduğunu, etrafımızda saygısızların dolu olduğunu söyleyeceğiz. Herkes için aynı durum söz konusu olunca, olay trajikomik bir hal almıyor mu? Burada günlük yaşamımızda, ilişkilerimizde, birbirimize karşı ne ölçüde saygılı olduğumuz hususunu dile getirmek anlamsız. Çünkü hepimiz birebir bunları yaşıyor, deneyimliyoruz.

Bence asıl önemli olan, kendi kendimize olan saygımızdır. Kendimize olan saygımızı kaybettiÄŸimiz zaman, insan olarak tüm deÄŸerimizin yok olduÄŸunu söyleyebiliriz. Tam bir robot haline dönüşürüz. Robotlar sadece verilen emirleri uygularlar, özgür deÄŸillerdir ve onlara asla saygı duyulmaz, aynı zamanda onlar da saygıdan yoksundurlar doÄŸal olarak. O halde insan olmak saygı ile parelel gitmek demektir. Eski çaÄŸlarda tanrılara insan kurban edilir, insan kanı sunulurdu. Aklı ile övünen insan artık tanrılara insan kanı sunmuyor. Ama, millet adına, ekonomi adına, siyaset adına, din adına kendi hemcinslerini kurban etmekten geri kalmıyor. BaÅŸka bir anlatımla, insan kurban etme artık daha üstü örtülü, daha göze batmaz bir ÅŸekilde uygulanıyor. Somut bir örnek vermek gerekirse, din adına, tanrı adına yüzlerce, binlerce kiÅŸi öldürülmüyor mu? “İzm”ler adına milyonlarca insan yok edilmedi mi?

İnsanoÄŸlu yeryüzünde 6 milyarı aÅŸan bir nüfusa sahip. Bugün, inanılmaz teknolojik ve bilimsel geliÅŸmeye karşılık, milyarlarca insan açlık sınırı altında, sefalet içerisinde yaÅŸamını sürdürme peÅŸinde. Buna karşılık aşırı yiyecek tüketimi ve obezite yerküremizin diÄŸer bir yüzü. İşte saygı! “Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar “ özdeyiÅŸi onu hiç ilgilendirmiyor. Ama dilimizden, demokrasi, insan hakları, diyerekten atılan nutuklar hiç düşmüyor. Her ÅŸey sözde! Paylaşım denen olgu yok. Sadece göstermelik olarak yapılan yardımlar. İnsanlar susuzluktan (Afrika’da) ölürken, biz bahçemizde çimleri suluyoruz. İnsanlar açlıktan ölürken biz yemek beÄŸenmiyoruz, çöpe döküyoruz (13 Mayıs 2012 tarihindeki “Fırıncılar Federasyonu BaÅŸkanı”nın Türkiye’de her gün yedi milyon ekmek israf ediliyor açıklaması). İnsanlar ilaçsızlıktan kıvranırken biz estetik için binlerce lirayı harcayabiliyoruz. Hep saygıyı karşı taraftan bekliyoruz nedense. Kendi uygulamalarımıza hemen kılıf bulmakta üstümüze yok.

EÄŸer insanoÄŸlu kendi kendisine karşı saygı duymuÅŸ olsa idi bu durumda mı olurduk. Yeryüzü tüm kaynakları ile tükenmek üzere, açlık, sefalet, hastalık almış başını gidiyor.. 200’ü aÅŸkın siyasi yapı (devlet) birbirini boÄŸazlamak için fırsat kolluyor. İnanç sistemleri insanları birleÅŸtireceÄŸine, din adına insanlar yok ediliyor. Bu kısır döngüden kurtulmak çok zor görünüyor. Bugüne kadar hiçbir siyasi yapı, hiçbir dinsel inanış bu sorunu çözememiÅŸtir.

İnsanın önce kendine, sonra etrafındakilere, doÄŸaya, saygı duyması ile mümkün. Bunun yolu ise, akla sahip olmakla övünen insanoÄŸlunun, gene aklını kullanarak kökten bir zihinsel devrimden geçmesi, kullandığı tüm siyasi, ekonomik, dinsel inanışlarını terketmesi, yeni bir insan nesli yaratması ile olanaklı görünüyor. Ya da sahip olduÄŸu nükleer güç ve aşırı tüketim sonucu kirlilik ile hem kendini, hem de ve “mavi bilye” olarak adlandırdığımız yerküreyi yok etmesi kaçınılmaz görünüyor.


Sedat YALÇIN

syalcin50@yahoo.com



9 Haziran 2012 Cumartesi / 2174 okunma



"Sedat YALÇIN" bütün yazıları için tıklayın...