ISSN 1308-8483
GÖZ KAMAŞTIRAN GÖSTERİ / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL    
  Yayın Tarihi: 18.7.2012    


GÖZ KAMAŞTIRAN GÖSTERİ


İzmirli olmadığım halde bu kenti bana sevdiren olgulardan biri de kültür sanat etkinliklerinin yoğunluğu. Belki, ‘Ablası’ İstanbul’a daha yetişemiyor ama rahat bırakılsa(!) geçecek gibi de görünüyor. Bazen bir TV kanalında hızla geçen bir sanat olayını ya da bir gazetenin arka sayfalarındaki resim sergisi haberini, bir konseri, sinema günlerini ve daha nicelerini okuduğum zaman heyecanlanıyorum ve orada olmak istiyorum. Bu durum, bana “bende daha iş bitmemiş” duygusu veriyor. Zaten kültür ve sanattan başka ne kaldı gibi yorumlar da yapabiliyorum.

İzmir’e maddi manevi destek veren “yerlileri” de mevcut. Bunlar 1985 yılında İzmir’in elden gitmemesi için “önce kültür ve sanatı geliştirmemiz ve kitleye ulaştırmamız gerekir” düşüncesinden yola çıkarak İKSEV’i kurmuşlar. O zamandan bu yana kesintisiz her yıl Uluslararası İzmir Festivali’ni düzenliyorlar. Onların da söylediği gibi tarih boyunca pek çok medeniyetin doğum yeri olan İzmir’in sanatsız ve kültürsüz kalıp, kuruyup çürümemesi için verimli çalışmalar yapıyorlar. (Gençler, çocuklar için müzik eğitimi örneğin)

26cı Festival çerçevesinde, Türkiye- Hollanda arasındaki 400ncü diplomatik ilişkileri kutlama vesilesi ile 50ci yılını kutlayan Hollanda Ulusal Balesi İzmir Fuarı’nda, Açık Hava’da bir gösteri sundu.

Romantik Klasik Bale’nin önemlilerinden Giselle’i izleme fırsatı buldu İzmirliler, biz de.

Ünlü Alman şairi Heine’nin “Almanya üzerine” adlı kitabında anlattığı Wilis’ler efsanesinden* almış konusunu. Fransız besteci Adolphe Adam müziklerini bestelemiş. Prensesle nişanlı olan Kont Albrecht (Josef Varga) güzel Giselle’e (Anna Tsygankova) aşıktır ve köylü görünümüyle gelerek Giselle’e kur yapar. Giselle de ona delice aşık olur. Giselle’i seven kıskanç aşık Hilarion kontun bu yalanını ortaya çıkartır. Kalbi kırılan Giselle çıldırır ve dans ederken kılıcı kalbine saplar ve ölür.

65 kişilik ekip teknik ve estetik olarak çok üst düzeyde. Nasıl olmasın, her yıl yüzlerce dansçı seçmelere katılıyor. Bu yıl 700 kişiden sadece 7’si kabul edilmiş.

Sanat yönetmeni Ted Brandsen “dansçının hareketine kendi duygularını ve ruhunu katmasıyla, aşkın dansla en iyi anlatımı ortaya çıkar” diyor.

Göz kamaştıran sahne ve kostüm tasarımını uluslararası dansçı ve heykeltıraş Toer van Schayka’ ait. 2 saatlik gösteri sırasında 250 kostüm değiştiriyorlar.

Sıkılmadınız değil mi? Ben de zaten sonuna geldim. Festival İzmir’de çok ilginç mekânlarda sergileniyor. Sigara Fabrikası, Ayavukla Kilisesi, Efes Celsius Kütüphanesi ve Agora bunlardan birkaçı, 28 Eylül’e kadar da sürüyor.

Belki sevdiğiniz bir konser, bir gösteri gözünüze çarpar.

Kültür ve sanatın “başımızdan eksik edilmemesi” dileğiyle…

*Wilis’ler Efsanesi kısaca: Düğünlerinden önce ölen genç kızlar. Dans etme isteğiyle kalpleri çarpmaya devam ettiği için gece, ruhları mezarlarını terk ediyor. Dans ederlerken ellerine geçirdikleri canlılarla, onlar düşüp ölene kadar çılgınca dans ediyorlar.


Zuhal ÖZÜGÜL



2441










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)