Zuhal ÖZÜGÜL
SANMIÅžTIM Kİ…
Ne sanmıştın?
Yani ÅŸey…
Her şeyin istediğin gibi süreceğini mi sanmıştın?
Evet, çünkü birçok şey kendi kararımla olmuştu.
Nedir onlar?
Başta, burada yaşamayı seçmem
Neden seçmiştin burada yaşamayı.
Klişe yanıtlar olacak. Sessizliği, doğallığı, güneşin batışı filan.
Bunlar bir yerde yaşamayı seçmeye yetmez.
Evet. Haklısın. Baklayı aÄŸzımdan çıkarayım hadi. YerleÅŸtiÄŸimde 2000’li yıllardı galiba. Türkiye’nin nasıl bir sistem deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸayacağını anlar gibiydim. Bari henüz “bakir” bir yer olsun demiÅŸtim. Kültürlü insanların yaÅŸadığı bir yer ve onları koruyacak yetkilileri de kendi elimle(!) seçmiÅŸtim.
Hala ağzından çıkaramadın.
Neden anlamıyorsun? Yasakların, iptallerin, baskıların olmadığı bir yer işte.
Şimdi anladım. Hayal kırıklığın mı var?
Öteki kentlerin, ilçelerin tek tek dönüşüme uğramasını görmek kaygılandırıyor beni.
Nasıl yani? Kimse kimseye bir şey yapmıyor ki.
Öff, sen özgürlüklerin kısıtlanmasını ister misin?
Özgürlüğün mü kısıtlanıyor?
Önce onun, sonra senin bir gün de benimki kısıtlanır.
Ne yapmalı?
İnançlar, düşünceler, yaşam biçimleri farklı olabilir. İnsanların bunları birbirlerine dokunmadan yaşamaları doğrudur diye düşünüyorum.
Dokunmak, anlamadım.
Şimdiye kadar nasılsa öyle. Örneğin, Ramazan bu beldede ilk defa başlamıyor ki.
Nasıl? Dokunmanın dozu mu arttı?
Geçen senelerde, ondan önce, daha önce de insanlar oruç tutmuş, sahura kalkmış, iftar açmıştı. Saygı duyarım. İncinmemeleri gerektiğini düşünürüm.
Kimse de incitmez zaten. Ne deÄŸiÅŸti?
Acaba, belli etmez, için için söylenirler miymiş?
Evet, belki içlerinden, birbirleriyle konuşurken.
Dindarlar için böyle düşünmek üzüyor. Bu ülkede din özgürlüğünü tepe tepe kullanır insanlar. Camiler istediğin kadar, isteyen gider istemeyen gitmez. Herkes saygılıdır.
Aklında ne var senin?
Bir etkinliÄŸin iptali bir türlü kafamdan çıkmıyor. Üzülüyorum. Halk bölünüyor mu? Çünkü iptalin gerekçesi “halkımızdan gelen ÅŸikayetler” üzerine deniyor.
Bak şunu anlamalısın. Birincisi ülkede laiklere baskı başladı.
Çoktan.
İkincisi, politikacılar zora gelince tüm halk adına konuÅŸur hep. Hatta “milletim” der. Sanki satın almış veya kiralamış gibi. Oysa halkın bunlarla uÄŸraÅŸmaya vakti yok.
Haklısın. Onlar, inançlarını huzurlu bir şekilde yaşamak istiyor sadece. Komşusuyla bu yüzden arasını bozmaz.
Şu iptale dönsek.
İptalle ilgili karşı yorumları okudum. Ne yazık ki geçerli bir savları yoktu. Hatta nedeni anlaşılmayan kaba bir söylem vardı. “Neden Almanlarmış filan” Ya da kocaman puntolarla “Ramazan ÅŸarapla” karşılanıyor gibi. Oysa hazırlayanlara sorsalardı belki düşündükleri gibi olmadığını göreceklerdi.
Önce izin verip sonra iptal edenin hiç mi sorumluluğu yok?
Üzücü olan da bu. “Evet, biz buna aylar önce izin verdik. Siz de katılın ve görün” diyerek uzlaÅŸtırıcı olabilirdi. Bir beldenin iptal ve yasaklarla anılmasının kimseye yararı yok.
Hani çocuklar ağlaya, bağıra çağıra, tepinerek istediklerini yaptırırlar ya.
Tam da öyle. Ancak, bilinçli anne babalar bu durumu çok iyi idare ederler. Bilirler ki bir kere ipin ucu kaçtı mı artık toplayamaz. Tüm aile, çevre yaka silker.
Peki, seni sıkan ne?
KiÅŸilerin, inançları alet ederek ortalığı kasıp kavurduklarını görmek acı. Foça’da, 21ci yüzyılda yaÅŸadıklarını unutuyorlar. Burada çalışıyorlar, emek veriyorlar. Ancak bir baÅŸkasının da çalışıp çabalayarak elde ettiÄŸi bir lokma ekmeÄŸi çok görüyorlar.
Daha büyük bir lokmanın hayalindeler.
Ayrıca yaşadıkları beldeye de ihanet ediyorlar. Turizm yok, turist gelmiyor diye bas bağıranlar yaptıkları hatanın farkında olmalılar. Konseri iptal edilen Alman acaba ne düşünür hakkımızda? Ne anlatır ülkesinde?
Bunu düşünemiyorlar. Kafalar bir ideolojiye o kadar takılmış ki. Bu uğurda esnaf, belki her gün yüz yüze baktığı esnafa da acımıyor. Kişiler birbirine saldırıyor, baskı yapıyor.
Ne geçiyor eline?
Belki bir yerden alkış alıyorlardır. Ancak huzursuz, şüpheci, karamsar bir toplum yaratılıyor.
Ne çıkaralım sonuçtan?
Hiçbir ideoloji, hiçbir iktidar kalıcı deÄŸildir. Herkes “ya benim de başıma gelirse” diye düşünmeli.
Hani sanmıştın ki?
Evet, sanmıştım ki , “burada böyle gariplikler olmaz”.
Zuhal ÖZÜGÜL
"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...
Ne sanmıştın?
Yani ÅŸey…
Her şeyin istediğin gibi süreceğini mi sanmıştın?
Evet, çünkü birçok şey kendi kararımla olmuştu.
Nedir onlar?
Başta, burada yaşamayı seçmem
Neden seçmiştin burada yaşamayı.
Klişe yanıtlar olacak. Sessizliği, doğallığı, güneşin batışı filan.
Bunlar bir yerde yaşamayı seçmeye yetmez.
Evet. Haklısın. Baklayı aÄŸzımdan çıkarayım hadi. YerleÅŸtiÄŸimde 2000’li yıllardı galiba. Türkiye’nin nasıl bir sistem deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸayacağını anlar gibiydim. Bari henüz “bakir” bir yer olsun demiÅŸtim. Kültürlü insanların yaÅŸadığı bir yer ve onları koruyacak yetkilileri de kendi elimle(!) seçmiÅŸtim.
Hala ağzından çıkaramadın.
Neden anlamıyorsun? Yasakların, iptallerin, baskıların olmadığı bir yer işte.
Şimdi anladım. Hayal kırıklığın mı var?
Öteki kentlerin, ilçelerin tek tek dönüşüme uğramasını görmek kaygılandırıyor beni.
Nasıl yani? Kimse kimseye bir şey yapmıyor ki.
Öff, sen özgürlüklerin kısıtlanmasını ister misin?
Özgürlüğün mü kısıtlanıyor?
Önce onun, sonra senin bir gün de benimki kısıtlanır.
Ne yapmalı?
İnançlar, düşünceler, yaşam biçimleri farklı olabilir. İnsanların bunları birbirlerine dokunmadan yaşamaları doğrudur diye düşünüyorum.
Dokunmak, anlamadım.
Şimdiye kadar nasılsa öyle. Örneğin, Ramazan bu beldede ilk defa başlamıyor ki.
Nasıl? Dokunmanın dozu mu arttı?
Geçen senelerde, ondan önce, daha önce de insanlar oruç tutmuş, sahura kalkmış, iftar açmıştı. Saygı duyarım. İncinmemeleri gerektiğini düşünürüm.
Kimse de incitmez zaten. Ne deÄŸiÅŸti?
Acaba, belli etmez, için için söylenirler miymiş?
Evet, belki içlerinden, birbirleriyle konuşurken.
Dindarlar için böyle düşünmek üzüyor. Bu ülkede din özgürlüğünü tepe tepe kullanır insanlar. Camiler istediğin kadar, isteyen gider istemeyen gitmez. Herkes saygılıdır.
Aklında ne var senin?
Bir etkinliÄŸin iptali bir türlü kafamdan çıkmıyor. Üzülüyorum. Halk bölünüyor mu? Çünkü iptalin gerekçesi “halkımızdan gelen ÅŸikayetler” üzerine deniyor.
Bak şunu anlamalısın. Birincisi ülkede laiklere baskı başladı.
Çoktan.
İkincisi, politikacılar zora gelince tüm halk adına konuÅŸur hep. Hatta “milletim” der. Sanki satın almış veya kiralamış gibi. Oysa halkın bunlarla uÄŸraÅŸmaya vakti yok.
Haklısın. Onlar, inançlarını huzurlu bir şekilde yaşamak istiyor sadece. Komşusuyla bu yüzden arasını bozmaz.
Şu iptale dönsek.
İptalle ilgili karşı yorumları okudum. Ne yazık ki geçerli bir savları yoktu. Hatta nedeni anlaşılmayan kaba bir söylem vardı. “Neden Almanlarmış filan” Ya da kocaman puntolarla “Ramazan ÅŸarapla” karşılanıyor gibi. Oysa hazırlayanlara sorsalardı belki düşündükleri gibi olmadığını göreceklerdi.
Önce izin verip sonra iptal edenin hiç mi sorumluluğu yok?
Üzücü olan da bu. “Evet, biz buna aylar önce izin verdik. Siz de katılın ve görün” diyerek uzlaÅŸtırıcı olabilirdi. Bir beldenin iptal ve yasaklarla anılmasının kimseye yararı yok.
Hani çocuklar ağlaya, bağıra çağıra, tepinerek istediklerini yaptırırlar ya.
Tam da öyle. Ancak, bilinçli anne babalar bu durumu çok iyi idare ederler. Bilirler ki bir kere ipin ucu kaçtı mı artık toplayamaz. Tüm aile, çevre yaka silker.
Peki, seni sıkan ne?
KiÅŸilerin, inançları alet ederek ortalığı kasıp kavurduklarını görmek acı. Foça’da, 21ci yüzyılda yaÅŸadıklarını unutuyorlar. Burada çalışıyorlar, emek veriyorlar. Ancak bir baÅŸkasının da çalışıp çabalayarak elde ettiÄŸi bir lokma ekmeÄŸi çok görüyorlar.
Daha büyük bir lokmanın hayalindeler.
Ayrıca yaşadıkları beldeye de ihanet ediyorlar. Turizm yok, turist gelmiyor diye bas bağıranlar yaptıkları hatanın farkında olmalılar. Konseri iptal edilen Alman acaba ne düşünür hakkımızda? Ne anlatır ülkesinde?
Bunu düşünemiyorlar. Kafalar bir ideolojiye o kadar takılmış ki. Bu uğurda esnaf, belki her gün yüz yüze baktığı esnafa da acımıyor. Kişiler birbirine saldırıyor, baskı yapıyor.
Ne geçiyor eline?
Belki bir yerden alkış alıyorlardır. Ancak huzursuz, şüpheci, karamsar bir toplum yaratılıyor.
Ne çıkaralım sonuçtan?
Hiçbir ideoloji, hiçbir iktidar kalıcı deÄŸildir. Herkes “ya benim de başıma gelirse” diye düşünmeli.
Hani sanmıştın ki?
Evet, sanmıştım ki , “burada böyle gariplikler olmaz”.
Zuhal ÖZÜGÜL
"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...
