İzmir’i yazmak / Tarık Dursun K.
Tarık Dursun K.

Tarık Dursun K.

İzmir’i yazmak



Bir gün yoluma durup soracak birileri, biliyorum; “Ne bitmezmiÅŸ bu senin İzmir’in, hala mı? Yazıyorsun, yazıyorsun…”

Kim böyle böyle diyecek bana?

Gençliklerimizi teker teker har vurup harman savurduğumuz, Kordonlu delikanlılar: Esat Balım, Ayhan Uytun, Erdoğan Heris ve Kamuran Kanıt mı?

Kısacık ömrüyle Åžehir Tiyatrosu’nun tek geçmiÅŸ zaman gülü saydığım Güneri Kocatepe mi? (O Güneri Kocatepe ki, Shakespeare’den kendine yakıştırdığı bütün rolleri satır satır ezbere bilenimizdi. O Güneri Kocatepe ki, Tarlabaşı’nın geri, karanlık, güneÅŸ yüzü görmez sokaklarından birini mesken edinmiÅŸ ıssız bir otelin tek kiÅŸilik bir odasındayken İzmirsizlik canına tak demiÅŸ ve biz, ölüsüne ancak üç gün sonra kavuÅŸabilmiÅŸtik.)

Hasan Göksu mu? (O Hasan Göksu ki, “Hasangiller”dendi; eski Bucası ve eski aşıklarıyla “Kopuk Takımı”nın da başı. Åžimdi yorgun ve argın. Zorla ve yeniden adlandırılmış Kızılçullu’da hipodrom içi; atlara, bodur jokeylere, solmuÅŸ benizlerle televizyon ekranlarından çılgınca koÅŸan atların yarışlarını seyreden uslanmaz yarışçılar, ızgara köfte, günlük fava, haÅŸlanmış turpotu salatası, tuzlu leblebi ve yarım ÅŸiÅŸe rakıya fit; gelen geçen bağırgan ve edepsiz, banliyö trenleri ile Alsancak-Aydın otorayına karşı, ince yapraklı ve bol sinekli akasya altında bizim için kurduÄŸu sofrada hep birlikteyiz. O ki, yorgun ve argın. Muhtar Kemal’e, Galip Göksel’e, bana ve AydoÄŸan YavaÅŸlı’ya bakıyor ve eskiyle kıyaslanamayacak kadar az yudumlarla rakısını içiyor.

Trenler geçiyor, ayaklarımızın altındaki toprak sarsılıyor ve bizi kimse, hiçbir ÅŸey geçmiÅŸimizdeki İzmir’den koparamıyor. Eskiden baÄŸlara giderdik. TopraÄŸa yatmış sabah serinliÄŸinin diriliÄŸindeki salkımları koparır, gelirken fırından aldığımız taze kiloluk ekmeklere Tankolar’ın mandırasından gaspedilme peyniri katık ederdik. Üzüm, ekmek, peynir. BaÄŸ, Hasan Göksu’larındı ve o, bizim üzüm peynir ekmeÄŸimiz yerine bize inat dipleri yarılmış taze bardacıkla kahvaltı ederdi.

O Hasan Göksu ki… Evet, yorgunum, argınım ve artık yaÅŸlandım. Yüzüme bakmamıştı bunu derken. YaÅŸlanmayı, alçakgönüllülükle kendine ayırmıştı; bizi yaÅŸlandırmayı yüreÄŸi götürmemiÅŸti.)


Tarık Dursun K.




30 Temmuz 2012 Pazartesi / 2707 okunma



"Tarık Dursun K." bütün yazıları için tıklayın...