AŞK, MAŞK, VS.
Boğazıma kadar sana battım.
Kurtarma beni, böyle rahatım.
Panik yapmayalım.
Gereken yapılıyor muhakkak.
Kriz masası falan tamamdır.
İtidal, sağduyu, metanet, vs.
Ortalık perişan.
Neyse ki, kurumlar ve biz uyum içindeyiz.
Milli mutabakat çerçevesinde seviyoruz.
Sevince orantısız sevmeli insan.
Bize düşen önemli görev budur.
Sevmek…
Sevmek, sihirli bir kelimedir.
Onu aklındaki sayıyla çarp, içinde sakla.
Ben zamanla anlarım.
Senden bunu istirham ediyorum.
Biliyor musun, yaşadıklarımız tamamen sanal.
Yanıltıyor bizi suretimiz, aslında yokuz hiçbirimiz.
Terör diye bir şey de yok mesela.
Hepsi manipülasyon ve de epilasyon.
Bu yüzden televizyonumuzun yayın akışı akışkan.
Masallar, İşkembe-i Kübra’dan.
Aklımızı başımıza devirelim artık.
Aklımız biraz başımızda kalsın.
Ve teröre karşı dik duralım.
Kafamıza kask mask geçirelim, başımıza bir şey değmesin.
Değerse, “Bunlar beklediğimiz şeyler” diyelim.
Bu anlayış doğrultusunda lanetleyelim.
Lanetleyerek, terörü bitiren ilk ülke biz olalım.
Neden olmasın?
Hiç kırma ümidini, hep hoş tut.
Bu son olacak.
Kökü kazındı kazınacak.
Öyle diyorlar.
Neyse…
“Neyse”, demek iyidir.
“Bu da geçer” demek gibidir.
Geçmiyor, bitmiyor oysa.
Herkes biliyor, görüyor geçmediğini.
Yine de geçmiş gibi yapıyor.
Bu nedenle kafayı sıyıranlar var.
“Nimettir, dibinde kalmasın” diyenler var.
Yazık ki, acı tebessümler kalıyor geriye.
Neyse…
|