ISSN 1308-8483
Foça’nın karabiber ağaçlarından ilhamla… / Aşçı Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGİN
  Yayın Tarihi: 14.9.2012    


Foça’nın karabiber ağaçlarından ilhamla…


Şu Foça’nın karabiber ağaçlarıyla derdim büyüktür! Aşığım onlara desem doğru bir tanımlama olur mu bilmem! Aşk? Sanmıyorum. Olsa olsa beğenidir benimki…

Onların o baharatlı yapraklarını keşfettiğim günden beri mecnun misali, Foçalılara sorar gezerim; “yahu bu güzeller güzeli salınan ağacın meyvecik ve yapraklarını nasıl kullanırsınız?” Aldığım cevap hep aynıdır; “kullanmayız biz, öylece salınırlar işte rüzgârda!”
Hayallah! Yok, yok, duymak istediğim bu değil.

İstiyorum ki; “biz bu baharatlı yaprakları turşu ve tarhanalarımızda kullanırız, ızgara etlerimizde ateşin üzerindeki ızgarayı bu yapraklarla temizleriz, ateşe birkaç avuç bu renkli taneciklerden atarız etlerimiz lezzetli pişsin” desinler. İstiyorum işte, böyle desinler de benim de içim rahatlasın!

Karabiber ağaçlarıyla fanteziler kurmak hoşuma gidiyor, ağacın dallarının bile güçlü baharat kokması, nedense bana türlü ilhamlar veriyor. Bunu anlayamıyorum neden? Neden bu ağaçla aramda böylesi bir bağ var!


Geçen hafta Pazar dönüşü, gölge yerleri gözeterek sebze ve meyvelerle doldurduğum üç teker bisikletimi sürüyorum; Aklımda mürdüm eriği reçeli. Nasıl yapsam da bu defakinde bir farklılık yaratsam diyorum. Her zaman tarçın çubuğu ve bir iki karanfille kaynatırdım, bu defa ne yapsam da na’apsam?

“Buldum” dedim karabiber dallarının o ruha esriklik veren ferahlığı deyince yanağıma; Buldum. Hemen, meyve tanecikli birkaç dal koparıp bisikletimi eve doğru hızlandırdım. Evet, mürdüm eriği reçelime kaynarken bu baharatlı yapraklardan birkaç dal atacağım. Yaşasın…

Bütün bunları düşünürken bir telefon çalıyor; Yemekevi tv’den sevgili Fatoş Vayni Şahin arıyor; tatil için Foça’dalarmış. Aaa, hemen plân yapıyoruz buluşmak üzere ve ben reçel sevdamdan geçici olarak uzaklaşıyorum. Yine de eriklerimi ikiye bölüp şekere yatırmayı ihmal etmiyorum, akşama kaynatmayı planlıyorum çünkü…

Fatoş’a da sözünü ettiğim bu reçelin tarif ve ilk yayınlanma faslı Yemekevi tv’ nin hakkı olsun diyerek kısaca tarife geçsem iyi olacak. Tadının yorumunu tadanlara bırakıyorum!

Karabiber yapraklı mürdüm reçeli

2 kg. Mürdüm eriği
1.5 kg. kadar toz şeker
Yarım limon
İki üç dal karabiber yaprağı (sizin yörenizde karabiber ağacı yoksa beş on adet tane karabiber koyabilirsiniz)
İki çubuk tarçın
Üç adet tane karanfil. (Karanfil tadı baskın olmasın diye pek az koymak iyi)

Mürdüm erikleri yıkanıp kurulanır ve zaten Allahtan işaretli olan çizgisinden ikiye bölünüp çekirdekleri çıkarılır.

Bir kat erik bir kat toz şekeri serperek reçel tenceresinde 2 -3 saat dinlendirilir. Erikler ıslanıp hafiften suyunu salmaya başlayınca ocağa oturtulur, üzerine tarçın, karanfil ve karabiber yaprakları dalıyla konur. Kaynamaya başlayınca bir eliniz reçel tenceresinin üzerinde olacak ki köpüklerini alasınız… Ha, bu köpük alma işini sevmiyorum diyorsanız bir tatlı kaşığından eksik sadeyağ veya pekmez toprağı denilen beyaz topraktan bir fiske atabilirsiniz içine.

Mürdüm rengi diye bir renk vardır ya, işte o rengi kaynarken tutturunca limon suyu ile kestirilme zamanı gelmiş demektir. Aman karartmayın! Bu aşamada karabiber dalı ve tarçın çubuğu reçel tenceresinden çıkarılır. Tencerenin üzeri bir tülbent ile örtülerek dinlenmeye bırakılır. Mümkünse güneşte!

Sabırsız iseniz veya yolculuktaki bir dostunuza yetiştirecekseniz hemen kavanoza da doldurabilirsiniz. Ne diyeyim; afiyet olsun…




Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN


www.ascifok.com


3158










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)