Yeni Bir Eğitim ve Öğretim Yılına Başlarken
ÖĞRETMEN VE YEMİNİ
Anasınıfından üniversiteye kadar 20 milyona yakın öğrenci, bir öğretim yılına daha başlıyor…
Nüfusuna göre, hiçbir ülkede bu boyutta ve böylesi bir sosyokültürel - sosyoekonomik olay yok. Bir de bunlara yılların getirip üst üste yığdığı çözülmemiş - çözülememiş sorunlar; siyasetçilerin alelacele aldığı ve buna bağlı olarak sık sık değişen karar ve uygulamalar da eklendiğinde; ülkemiz sayısız sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor; eğitimin kalitesi yükseltilemediği için ekonomik refaha ulaşmak gecikiyor; cehalet ve yoksulluk sürüyor; toplum katmanlarındaki çatışma ve çekişmeler bitmiyor; yaşam koşullarımız değişip iyileşmiyor…
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın(OECD) son yayınladığı raporuna göre, ülkemizde 15-29 yaş arası kadın ve kızların yüzde 52’si eğitim dışında.3 milyonu aşkın yurttaşımız okuma yazma dahi bilmiyor. Ne acı ki eğitimde, dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasında gösteriliyoruz!..
Üzülmemek elde mi?..
Peki çözüm!..
Çözüm: Aklın ve bilimin ışığında çağdaş eğitim yapmakta; devlet olarak kültürel yatırımları ve eğitim çalışmalarını en öncelikli işler arasına almakta; yetkin, özverili öğretmenler yetiştirmekte; eğitim işlerini siyasi görüş ve düşüncelerin dışında tutarak bu alanı tamamen bilim insanlarının, uzmanların sorumluluklarına ve yurtseverliklerine bırakmakta…
Bunları başaramazsak insanımıza da ülkemize de yazık olacak.
Ömrünü eğitim işleri içinde geçirmiş, hemen her kademede görev yapmış biri olarak vardığım sonuç budur.
Ama ben, umutsuz ve karamsar bir insan değilim. Eğitim faaliyetlerinin hemen her şeyi olan ve yeminlerine gönülden bağlı öğretmenlerin varlığı ile tüm bu sorunların aşılacağına olan inancımı hala içimde yaşatmaktayım.
Nasıl yaşatmayayım ki?..
Yıllarca tanık oldum, bu büyük camiada mesleğine gönülden bağlı, çok yetenekli, çok çalışkan yönetici ve eğitimciler var.
Geçtiğimiz Perşembe günü torunumun yeni eğitim ve öğretim yılındaki gereksinmelerinin neler olduğunu öğrenmek için ilçemiz Reha-Necla Midilli İlköğretim Okulu’na gittim. Ana kapıdan girdiğimde büyük salonun her iki yan duvarı bir grup okul öğretmeni tarafından güle oynaya ve çok güzel bir biçimde resimlendirilerek boyanmakta, yeni öğretim yılına hazırlanmaktaydı…
İçim ışıdı – ısındı - aydınlandı…
Öğretmenlere, öğretmenlik mesleğine olan saygım ve inancım bir kez daha perçinlendi…
Ve siz değerli okuyucular, eğitim ve öğretim alanında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen namusları ve onurları üzerine şu yemini eden öğretmenlerden umudunuzu keser misiniz?..
“Türkiye Cumhuriyeti anayasasına, Atatürk inkılâp ve ilkelerine, anayasada ifadesini bulan Türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma;
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma;
Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup, bunları geliştirmek için çalışacağıma;
İnsan haklarına ve anayasanın temel ilkelerine dayanan millî, demokratik, lâik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."
Sevgili,Saygılı Öğretmenler!
Bugün yaşadığımız süreçte işinizin çok zor olduğunu, büyük sıkıntılar içinde görev yaptığınızı biliyoruz. Ama; mesleğinizin daha ilk adımında ettiğiniz bu kutsal yemine bağlı kalarak güzel yurdumuzu yüceltmeniz, çocuklarımızı yarınlara en iyi şekilde hazırlamanız, anneler- babalar olarak en büyük dileğimizdir.
Biliniz ki; birliğimiz, dirliğimiz ve geleceğimiz sizlerin gayretine, çalışkanlığına sıkı sıkıya bağlıdır.
Yolunuz açık, başınız dik, gücünüz pek olsun…
Eğitimci-Yazar
recboz48@gmail.com
|
