Yaz Bitti...
Yaz bitti, güneşin tadı kaçtı.
Yeni bir mevsim kapıda.
Dallarından düşmeyi bekliyor yapraklar.
Oysa yaşanacak günler daha önce düşüyor toprağa.
Ah o çığlıklar!
O çığlıklar yok mu, çok fena yakıyor içimizi.
Hindistan da, Pakistan da oluyormuş böyle şeyler.
Olmaz olsun!
Her gün yeni haberler geliyor.
Üç gün ara vermiyor ölüm!
Hayat devam ediyor, nasıl bir hayatsa.
Herkes işinde gücünde…
Artık hiçbir şeye sıcak bakmayacağım.
Çünkü umut yolunu kapatmışlar.
Ayrılık ateşine odun atıyorlar.
Yediğimiz lokma boğazımızdan geçmiyor.
Mızrak çuvala sığmayınca ucu bir yerimize batıyor.
Şimdi gülmek haramdır bize, düşünmekse tehlikeli.
Konuşmayacağım, her şey ortada.
Belli ki, yüksek dozda acı yazıyor bize birileri.
Yırtıp atmalı bu reçeteyi.
Hadi buradan buyur.
İstifa değil, istifade et.
Çevrede yeteri kadar bomba var.
Bir rivayete göre bombaların hepsi tapalı.
Fünyesi takılı mı, pimi çekili mi en hafif rüya tabiriyle belli değil.
Şahitler şehit olduğu için tahminler döndürülüyor.
Dön babam dön.
Öyle de olabilir, böyle de olabilir.
Belki de olmayabilir.
Meraktan kaynaklanabilir.
Bu arada el dokuması kilim, afyon kaymağı ve mermerden yapılmış satranç takımı masada duruyor.
Sucuğu boş ver, fevkalade hararet yapar.
Lütfen çekinme, bişşiy olmaz abi.
ABD’ye önceden bildirme dönemi sona erdi.
Zaten o da müsaade almak için değildi.
Allah seni inandırsın, bombalayıp bombalayıp geliyoruz Kandili.
Geriye kalan ise takdiri ilahi…
|