NASIL BİR ORGANİK TARIM? / Tayfun ÖZKAYA
Tayfun ÖZKAYA

Tayfun ÖZKAYA

NASIL BİR ORGANİK TARIM?



Tayfun Özkaya 8.11.2012

Yıllar önce Manisa’nın bir köyünde köylülerle kahvede konuÅŸuyorduk. BaÅŸta çekirdeksiz kuru üzüm olmak üzere organik üretim yaptıklarını söylediler. Ben de “çok güzel kutlarım” dedim. Köylüler “kutlayacak bir ÅŸey yok. Organik ürünümüzü alan ÅŸirket, fiyatları kimyasal ilaçlı ürünlerin fiyatına düşürdü. Åžikayet ettiÄŸimizde ÅŸirket ‘biz de baÅŸka köye gideriz’ diye bizi tehdit etti” dediler. Organik tarımın gittiÄŸi yön konusunda ilk uyanışım böyle baÅŸlamıştı.

Marketlerde organik ürünler tüketicilere dört beÅŸ misli fiyatlarla satılıyor. Çiftçi sertifikasyon ÅŸirketlerine önemli düzeylerde ödeme yapmak zorunda. Sertifikasyon ÅŸirketini üretici kendi seçiyor. Bu da güvenilirliÄŸi sarsıyor. Organik üretimde kullanılmak üzere ilaç ÅŸirketlerinin sattığı ilaçlar oldukça pahalı. Kısacası sistemin güçlüleri organik tarımı ele geçirmiÅŸler. Bu sorunların tartışılması amacıyla Tarım Ekonomisi DerneÄŸi, Tarım Ekonomisi Bölümü ve Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi olarak 16 Mayıs 2011’de “BaÅŸka Bir Organik Tarım Mümkün mü?” baÅŸlıklı bir çalıştay düzenlemiÅŸtik. Bu çalıştayın tutanakları benim editörlüğümde 128 sayfalık bir kitap haline geldi. Adı “Nasıl Bir Organik Tarım?” Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayınlandı. Kitapçılarda bulunuyor. (ISBN 978-605-5895-29-7)

Kitapta katılımcı kuruluÅŸ ve kiÅŸiler deneyimlerini paylaşıyor. KonuÅŸmacılar kimyasal tarım ilaçlı, kimyasal gübreli tarım anlamına gelen endüstriyel tarıma veya onun biraz daha denetimli hali olan “iyi tarım uygulamalarına” dönelim demiyorlar. Amaçları doÄŸa ve insan dostu ekolojik bir tarımın mümkün olabildiÄŸini ortaya koymak. Kitaba katkı saÄŸlayan kuruluÅŸ ve kiÅŸiler bunların örneklerini hayat içinde de gerçekleÅŸtiriyorlar. BoÄŸaziçi Üniversitesi Tüketim Kooperatifinden Suat Yalçın katılımcı sertifikasyona dayanan bir sistemle doÄŸrudan çiftçiden veya kooperatiflerinden iyi fiyatlardan ürün aldıklarını ve tüketici için de iyi olan fiyatlardan tüketiciye ilettiklerini anlatıyor.

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonundan Abdullah Aysu bilge köylü tarımı dediği ekolojik tarım sistemini yaymaya çalıştıklarını ve bunun önündeki engelleri anlatıyor. Böcek bilimi uzmanı Dr. Füsun Tezcan soğan, sarımsak, ısırgan otu gibi malzemeleri kullanarak evde tarım ilacı yapmanın yollarını gösteriyor ve kitapta iki reçete veriyor.

Kadir Dadan ve Turgut Gelegen yerel buÄŸday çeÅŸitlerinden ekolojik yöntemle üretilen buÄŸdaylardan su deÄŸirmeninde un öğüttüklerini, ekÅŸi hamurla odun fırınında son derece besleyici ve saÄŸlıklı ekmekler ürettiklerini anlatıyor. Kibele Ekolojik YaÅŸam Kooperatifinden Berin Ertürk alternatif bir sistemin nasıl kurulabileceÄŸini anlatıyor. Marmariç Ekolojik YaÅŸam DerneÄŸinden Mustafa Fatih Bakır ve Mete HacaloÄŸlu permakültür yaklaşımının hem dünyayı hem de insanı gözettiÄŸini anlatıyorlar, “topluluk destekli tarım” hakkında bilgi veriyorlar.

Ülkemizde ve dünyada çiftçiyi ve tüketiciyi sömüren, doğaya saygılı olmayan, fosil yakıtlar kullanarak ürünleri uzaklardaki zengin tüketicilerine sunan bu sisteme endüstriyel organik tarım denilmektedir. İstediğimiz bu değildi.

Kitabın sonuna iki makalemi ekledik. İlkinde doÄŸa ve çiftçi dostu bir tarım sistemine olan ihtiyaç ortaya konularak, geçiÅŸ için ip uçları verilmeye çalışılıyor. İkincisinde ise “dedelerimizin yaptığı tarıma geri dönebilir miyiz?” baÅŸlığı altında tarım devriminden yola çıkılarak insan doÄŸa iliÅŸkileri üzerinde duruluyor.

İnsan olarak en azından yemek yediğimiz için bu konu hepimizi ilgilendiriyor. Bu nedenle kitabın çiftçi, tüketici, her daldan uzmanlar, öğrenci hepimizin ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Sorun doğrudan sağlığımız, çıkarlarımız ve değerlerimizle ilgili.


Tayfun ÖZKAYA




9 Kasım 2012 Cuma / 2992 okunma



"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...