Bağaralı Çiftçi Memet'in bu yılki pembe domateslerini takdimimdir.
Son üç dört yıldır söyleye söyleye kafasını şişirdim biliyorum! İlk pembelerini geçen yıl yetiştiren Memet'i kutluyorum bu yıl daha fazla miktarda ekmiş, Salı pazarı'nda bol miktardaydı. Ve en önemlisi bir tek onun tezgahında vardı. Fotoğraf çekiyorum derken umarım birilerini kızdırmadım!
Bilenler ve merakılıları öyle bir üşüştüler ki tezgaha, satın alabilmek için epeyce beklemek zorunda kaldım. Aman beklemeye razıyım, yeter ki ekilsin, tohumu gelecek nesillere taşınsın ve çocuklarımız bu lezzetle tanışsın. İnce kabuklu, sulu, lezzetli, kokulu ve misler gibi.
Hani bütün kutsal kitaplarda bir deyim vardır; "İsteyin, verilecektir!" Tıpkı bu söz gibi isteyelim, çiftçilerilerimizden, pazarcılarımızdan talep edelim ki onlar da taleplerimizi düşünüp eyleme geçirme gücünü kendilerinde görebilsinler. Soralım, talep edelim, bulunca teşekkür edip satın alalım ki bu yararlı döngüye katkımız olsun.
Gerçek domates yemek herkesin hakkı! Gerçek domates, patates, gerçek tavuk, gerçek balık, yumurta ve süt ve zeytinyağı ve tereyağı, peynir, yoğurt...
Teşekkürler Çiftçi Memet...
Not:
Bu yazıyı Temmuz sonu yazıp www.ascifok.com da yayınlamıştım. Şu aralar çok yoğun olduğumdan elim erim buradaki köşeme taşıyamamıştım!
Bu hafta pazara gittiğimde pembe domateslerini sabah erkenden bitirmişti Çiftçi Memet. Ürettiğinin talebe yetmediğini söylerken, keyifli olduğu her halinden belliydi. Hatta dayanamayıp; "biberlerimi, patlıcan ve kabaklarımı da yazsana abla, onlar da çabucak bitsin" diye şakalaştı.
Ben yine ısrarla, pembe domatesin daha çok çiftçi tarafından fazlaca ekilip satılacağı günleri talep ediyorum...
