Foça'dan Torino çıkartması
Foça, Foça olalı böylesi bir prestiji kolay yakalayamazdı herhalde!
Onlar, çok değil sadece 2010 yılında başladılar kollarını sıvayıp ellerini taşın altına koymaya. Yerel değerleri öne çıkaran iyi-temiz-adil sloganıyla başladılar işe; köy köy, köşe bucak dolaşarak gerçek üreticiyi bulup “hadi, hep beraber” demeye…
Kimlerdi onlar?
İtalya’dan çıkarak bütün dünyaya giderek yayılan en büyük sivil toplum hareketlerinden biri olan Slow Food hareketi, birtakım öngörülü insanlar sayesinde Foça örgütlenmesini gerçekleştirmişti. Henüz ikinci yılını bile doldurmayan, ama, pek çok iyi şeye imzalarını atan Slow Food Foça Zeytindalı Birliği Foça’yı dünyaya tanıtmada kısa sürede büyük bir başarı kazandı.
Geçtiğimiz Ekim ayının son haftası İtalya’nın Torino şehrinde 6. Uluslararası Slow Food Kongresi ve Terra Madre (Toprak Ana) toplantıları gerçekleştirildi. Büyük bir dünya pazarı olan Salone del Gusto fuarının da aynı tarihlere denk getirilmesi ile çok büyük bir gıda çıkartmasının yaşandığı Torino’da, Ege’nin küçücük ilçesi Foça’nın da yer alması ve farkına varılması son derece önemli bir buluşmadır.
Geçtiğimiz bahar aylarında Türkiye’nin ilk Earth Market’İ (Yeryüzü Pazarı) seçilen Foça’nın Torino’da da hakkıyla temsil edildiğini görmek onur verici. Bütün bu iyi şeyleri yaşamamıza önayak olan Slow Food Foça Zeytindalı Birliği ve birlik başkanı Gül Girişmen’den sıcağı sıcağına merak ettiğimiz Torino öykülerini öğrenmek istedik…
“Biz orada olanlar için dünyanın merkezi Torino’ydu” diyen Gül Hanım, farklı diller konuşulsa da gıdanın dilinin aynı olduğu ve asıl savaşın gıdada yaşandığı konusunda ısrar ederek pek çok güzel ayrıntıyı dile getiriyor…
Yaklaşık 130 ülkeden 1000 kadar birlik üyesinin katılması ve Slow Food tarafından organize edilen uluslararası etkinliğin halka açık olması bu yılki etkinliğin en önemli özelliği oldu. “Gıdanın merkeziyeti” ve “dünyayı değiştiren gıdalar” temalarının ele alındığı bu yılki buluşmalarda; gıdanın israfı ile toprak, tohum, hava ve suyun korunması üzerine pek çok ülkeden konuşmacının katıldığı 50 civarında konferansta, 150 kadar yiyecek eğitimi ile gıdanın karanlık yüzü ortaya çıkarılmaya çalışıldı.
Ayrıca 300 kadar kaybolmaya yüz tutan yiyecek ürününü geleneksel haliyle yaşatan kooperatif ve derneklere madalya (presidia) verildi. Türkiye ilk ‘presidia’ ürününü, antik siyez buğdayından üretilen siyez bulguru ile almış oldu. (İhsangazi Siyez Bulguru Üreticileri Derneği)
Foça Zeytindalı Earth Market olarak Torino’ya zeytinyağı, şarap, pekmez, zeytin reçeli, karabaşotu reçeli, kuru domates, iç bakla ve tarhana götürdük. Standımızda, her gün tazecik pişirdiğimiz sıcak tarhana çorbasının satışında bulunduk. İki gün boyunca da kendi usulümüzce fava pişirip tattırdık. Sembolik satışlar tabi, tarhana satışımız o kadar yoğun oldu ki, son iki gün satışlarımızı yavaşlatmak zorunda kaldık bu da çok hoşumuza gitti. Dünya çapındaki aşçılar gelip standımızı ziyaret ettiler, tarhanamızın tadına bakıp satın aldılar. Elbette tarhanayı hiç bilmeyenlere anlatmak epey zordu fakat anlatabildiğimizi düşünüyorum.
Ayrıca; Dieggo Soracco, Piero Sardo, Giuseppe Mazzacolin ve Michele Poligneri Foça zeytinyağının tadımını yaptılar. Duyusal özellik olarak kokuda hafif olması, tadında ise kokudan daha iyi taze ve hoş bir tuzluluk, boğazda acılık ayrıca enginar tadı tespitinde bulundular. Yani olumlu bir not aldık.
Bir de, Eugenio Mailler-Yann Grappe Foça Şarabı tadımında bulundular. Asitsiz, narin, endüstriyel olmayan içimi kolay ılık bir hava olarak değerlendirildi ve beğenildi.
Diğer bir konu da, yenilebilen otlarla ilgilenenlerin çokluğu yönünde; Örneğin, İsviçre’den bu konu ile ilgili işbirlikleri önerildi. Bakalım neler olacak!
Peki, Gül Hanım bildiğimiz üzere, diğer birlik liderleri gibi siz de bir konuşma yaptınız. Bize biraz bu konuşmanızın içeriğinden söz edebilir misiniz? Ve tabi duygu ve görüşlerinizi de öğrenmek isteriz.
650 kişilik kongre delegeleri arasından 90 kişi konuştu. Foça’yı temsilen ben de Foça’nın biyolojik çeşitliliğinden, yerel değerlerimizden ve ne yazık ki yakınımızda yapılacak olan termik santralden bahis ettim.
Türkiye’de ilk Earth Market olarak aldığımız bu ünvanın sorumluluklarının çok olduğunun bir kez daha farkına vardık. Evet, nihayetinde bir pazardı ama amaçları; İYİ - TEMİZ - ADİL olanı yaşatan bir pazardı. Değişik konferanslarda Earth Marketin; yerelin bilinçlenmesi ile yani GDO’suz, tarım ilaçsız ürünlerin satıldığı küçük ve gerçek üreticinin güçlendiği bir ortamın yaratılması esastı. Oraya gidince bize verilen değerden anladık ki; meğer biz önemli bir iş başarmışız! Şimdi şunu söyleyebilirim ki; Foça’ya gelecek olan misafirlerimize “gerçek gıdayı” sunabilmek için çok çalışmamız gerekiyor.
Bugünlere gelirken yani Earth Market olurken birçok kişi yanımızda oldu, bütün bunlar onların sayesinde, onların yürekten paylaşımlarıyla gerçekleşti. Emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Foça YerYüzü Pazarı (Earth Market) olarak katıldığınız Torino - 2012 Terra Madre ve 6. Uluslararası Slow Food Kongresi gözlemleriniz için www.focafoca.com ve www.ascifok.com adına teşekkürlerimizle…
www.ascifok.com
|