ISSN 1308-8483
Foça Turizmi, Kartdere Koyu ve Vadisi / Sebahattin Karaca
  Yayın Tarihi: 23.9.2013    


Foça Turizmi, Kartdere Koyu ve Vadisi


Foça turizminin gelişmesi için gerekli olan, çok miktarda ve çok önemli turizm rezerv alanları vardır. Bu alanların tamamını aynı anda masaya yatırdığımızda, kafa karışıklığına yol açabilecek kadar fazladır. Turizmin gelişmesine de bir o kadar uygundur. O bakımdan bu alanları tek, tek ele alıp ayrı ayrı değerlendirmemiz gerekir.

Bu yazımda Kartdere Koyu ve Vadisi hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bugün Kartdere Vadisi diye tanımlanan bölge, Foça merkezinden 10 Km. uzakta olup Yeni Foça yolu istikametindedir. Asırlar önce Rumlar tarafından kurulmuş, 1922 tarihine kadar ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı bir köy olarak varlığını sürdürmüştür. Bu köy hala vardır.



Burnumuzun dibindedir. Birkaç ev dışındaki ören haldedir. Köyün yaşama ve çalışma alışkanlıkları ilginçtir. Okulu, kilisesi vardır. Kartdere Köyü ile Sazlıca Köyü arasında dört metre genişliğinde kadastral yol halen planda mevcuttur. Ayrıca her iki köyü Bağarası’na bağlayan yol, kısmen iyi durumdadır.

Köyün Kadınları

Köyün kadınları, kızları tarım ve hayvancılıkla uğraşırlardı. Özellikle Foça Karası şarabının yapıldığı üzümü yetiştirirlerdi.

Yetiştirilen üzümlerin önemli bir bölümü, aynı alanda şarap yapımında kullanılırdı. Bölgede üretilen şaraplar ve kurutulan üzümler satılırdı. Foça Karası şarabı zamanın en kaliteli şarabı olarak anılırdı.

Köyün Erkekleri

Köyün erkekleri bölgede taşocaklarında çalışır, taş çıkarırlardı. Çıkardıkları taşları büyük bir ustalıkla işlerler satarak geçimlerini sağlarlardı. Foça ve Yenifoça’nın taş evlerinin önemli bir bölümü Kartdere’den, Kırk Damlar’dan, Aslan Burnun’dan, Sazlıca’dan özelliklede deniz yoluyla gelen taşlarla yapılırdı.

Sonra 1920’lerde mübadele oldu. Giden Rumlardan boşalan Kartdere Köyüne ve Vadisine, Kule Evlere Yunanistan’ın Parga kasabasından gelen vatandaşlarımız yerleştirildi. Parga Yunanistan’ın batısında bir balıkçı kasabasıdır. Kartdere’ye yerleştirilen vatandaşlarımız balıkçıydılar. Dolaysıyla anlamadıkları iş olan üzüm ve şarapçılığı yapmak istemiyorlardı. Bağları söküp yerine tütün ektiler. Bu yaşam kısa sürdü. Tarım ve hayvancılık yapmak istemediler. Taşocağından taş çıkartmak ve işlemek başlı başına bir meslekti, sektördü ve bilen yoktu, yapmadılar. Halen tarım ve hayvancılıkla uğraşan 1-2 ailenin dışındakiler Kartdere Köyünü ve Vadisini terk etti. Geride kapanan taş ocakları, ören evler, talan olan bağlar kaldı.



Kartdere Köyü ve Vadisi muhakkak turizme açılmalı

Kartdere Köyü ve Vadisi gibi alanlara Almanya’da Bayern ve Avusturya’da Insbruck bölgelerinde sıkça rastlanır. Oralarda yalnızca doğanın ustaca işlenmesi sonucunda, Dünyaca meşhur turizm alanları ve turist çekim merkezleri yaratılmıştır. Oralardaki benzerliğinden dolayı , biz de Kartdere’de kolayca bir turizm alanı, turist çekim merkezi yaratabiliriz. Üstelik bir tarafı da deniz olan, içinde yaşanmışlığın ve kültürün bulunduğu Kartdere Köyü ve vadisinin küllerinden yeniden doğmasını sağlayabiliriz, hatta sağlamalıyız. Bunu yapabiliriz. Yaratılacak eski köy ve turizm Merkezi; korunan doğası, taş evleri, eski yaşama tarzı ile birlikte planlayabiliriz. Ender rastlanan muhteşem doğası var zaten. Bir de Kule Evleri’nin ve eski yaşama alışkanlıklarının (Bağcılık, ev yapımı şarap) ayağa kaldırılmış durumunu ve onlarca çeşit kuşun sabahları tepenizde öttüğü halini düşünün. İçine iyi düzenlenmiş, planlı Turizm gelişimini koyun ve bir arada harmanlayın. Açık hava müzesi gibi yaşayan bir turizm cenneti ve çekim merkezi olur. İşte o zaman yalnızca Türkiye’den değil, Dünyadan da insanlar su olur akar gelir. Planlama sırasında muhakkak ulusal ve uluslararası tecrübesi olan insanlardan görüş alınmalıdır. Bu sayede ahenk ve düzen içinde sürdürülebilir turizm alanı ve köy yaşamı yaratılabilinir.

Kartdere turizme açılmaz ise ne olur?




2011 yılında yayınlanan Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı Raporu’nun 49. sayfasında bulunan rapora dikkatinizi çekerim. Rapordan aynen ilgili kısmı aktarıyorum.
“Vadinin bir bölümü birinci derece doğal sit olmaması sebebiyle alan turistik yapılanmaya açıktır. Bu durum, Kartdere koyu ve vadisinin biyolojik çeşitliliğinin korunmasında bir engel teşkil edebilir.”

ÖÇKB’nın önerileri: Kartdere havzasında inşa edilecek tesislerin bölgenin karasal alanı ve kıyılarını etkilemesi, dolayısıyla denizsel ortamın da insan baskısına maruz kalması kaçınılmaz bir durumdur. Biyoçeşitliliğin zengin olduğu bu alanın turistik kullanım dahil her türlü yapılaşmaya karşı Foça ÖÇKB ekosistemi için oldukça önemli bir konudur.

Özetle şu kastediliyor: Birince derece doğal sit olsun, yalnızca günübirlik tesis ile yapılacaklar sınırlı kalsın.

Nedir o?: bekçi kulübesi, büfe, wc, otopark, ve piknik yeri. Adı üstünde sabah gel, akşam git yeri.

“Oysa Kartdere Köyü’nde, onlarca kule ev var ve bu kule evlerin bir kısmı dimdik ayakta, bir kısmı onarıma muhtaçtır. Hepsi tarihi bina niteliğinde ve tescillidir.

Kısaca ne olmalı ?

Turizm alanı olarak planlanmalı, Foça turizminin kalkınmasına katkı verilmelidir.

Yukarıda belirttiğim ve siz okuyuculara arzettiğim gibi Kartdere’ye Foça turizmini geliştirmek adına sahip çıkılmalı. Bir yandan biyoçeşitliliği koruyacak, diğer yandan korunmuş alanları insanlarla buluşturabilecek düzenlemeleri Şehircilik ve Çevre Bakanlığı İzmir İl Bölge Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir İli Anıtlar Bölge Müdürlüğü yetkilileri yapabilirler. Bu iş bu kadar zor değil. Dünya’da pek çok örneği var. Kısıtlamak veya yasaklamak çoğu zaman doğru değildir. Kartdere ve vadisi yeniden değerlendirilmeye ve turizm açısından yeniden yoruma muhtaçtır.

Bir sonraki yazımda, Foça’nın başka bir alanı hakkındaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak dileğiyle.


Köşe fotoğrafı Ömer Döndüren’e aittir.


Sebahattin Karaca

sebahattinkaraca35@hotmail.com
www.sebahattinkaraca.com

4353











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)