ISSN 1308-8483
ERKEKSEN EVLEN / Elif Y. ÖZEL
Elif Y. ÖZEL    
  Yayın Tarihi: 17.12.2015    


ERKEKSEN EVLEN

Tarih kadını yazarken, erkek de her fırsatta kadına yazdı.
Kadın ise her ikisine de hakkını vererek yazdı.
Zamanı tutturamasalar da, kadın da erkek de, farklı zamanlarda ve farklı şekillerde mutasyona uğradı.
Kadının evrime teslimiyeti doğum anına, erkeğin teslimiyeti ise evlendiği zamana denk geldi ve yeni mutasyonik hallerine her iki taraf da asla itiraz edemedi.
Yani erkek için evrilebilmenin tek yolu evlenmekti.
Kadın mutasyona uğramış her haliyle barışık yaşamayı becerdi. Erkek ise mutasyonu sadece ihtiyaç halinde kullandı ve işi biter bitmez de yoluna çıkan en uygun kenara çaktırmadan bırakıverdi.
Erkeğin tarihe geçen en önemli özelliği olan nankörlük, tam da bu zamanda fark edilmeye başlandı.
Hep aynı olmanın yarattığı sıkıcı ruh hali, erkeğin ivedilikle evlilik kararı verebilmesinde en önemli unsur oldu.
Evlenme fikri erkeğin zaman zaman zoruna gitse de, evrilebilmenin tek şartının evlilik olduğunu kabullenmek erkeğin yaşadığı en anlamlı çaresizliği oldu.
Evlenmeye her şart ve durumda hazır olan kadını evliliğe ikna etmek erkek için hiç de zor olmadı.
Nihayetinde aradığı kadını kolaylıkla bulan erkek vakitlice evlendi.
Böylece, kadın kadar hızlı evrilemese de, en azından 3 aşamada evrilebilmeyi başardı.

Evliliğin İlk Aşamasında;
Erkeğin amacı sevmek, kadının amacı sevilmek oldu.
Döneme özgü olsa da, dönem sonunda kendi kendini imha edebilen sevilesi erkek tutumları her daim kadına huzur verdi.
Kısa dönem karı olarak tarihe geçirilen bu tutum, kadın ve erkek için en anlamlı mutasyonik kazanım oldu.
Evliliğin ilerleyen dönemlerinde, aşırı dozda alınsa da doygunluk hissi vermeyen bu tutumun günü kurtarır dozuyla bile idare edebilmeyi başarabildi kadın.
Yine bu dönemde;
Kadın, limitsiz kredi kartıyla tanıştı,
İstek ve ihtiyaçları beklendik şekilde karşılandı,
Uzun süren alışverişlerde bile kendisine süresiz eşlik edildi,
Seçtiği kıyafetlerin hacmi ve sayısıyla ilgilenilmedi,
Erkeğe minnet duygusu geliştiren kadın, bu sayede erkeğini kendini unuturcasına sevmeye başladı,
Eşi benzeri olmayan bir erkeğe sahip olduğu için Allah’a her seferinde şükreder oldu.
Erkek ise;
Donuna kadar ütülenmiş kıyafetlerin keyfini çıkardı,
Romantizm, saygı, içtenlik, ait olma ve koruma içgüdülerini en verimli şekilde bu dönemde kullandı,
Alışverişin kadını mutlu etme gücünü bu dönemde fark den erkek, var gücüyle kadınını mutlu edebilmeye çalıştı,
Kadınına ihanet etmeyi bir gün olsun aklına getirmedi,
Kadınını dinledi, kadınını anladı ve kadınını bir kez olsun yargılamadı.
Erkeğin en sevilesi olduğu bu dönem bu nedenle “balayı dönemi” olarak ilan edildi.

Gelelim Evliliğin İkinci Aşamasına;
Erkeğini rahat ettirebilmeye var gücüyle çabalayan kadın, bir süre sonra erkeğin rahatlama limitindeki sınırsız durumu fark etti. Hal böyle olunca da depresyonla tanıştı,
Limitli kredi kartıyla hayatını idame ettirebilme yetisini bu dönemde kazandı,
“Alışveriş, tek başına yapılması gereken bir eylemdir” iç görüşünü yine bu dönemde geliştirdi,
Kredi kartı limitli de olsa, limitsiz mutluluğa giden yolun öyle ya da böyle alışverişten geçtiğini fark etti. Sonuç olarak, zamanla yükselen farkındalık düzeyi bir süre sonra uyanıklık düzeyine terfi etmiş oldu.
Erkek ise;
Kredi kartı dökümünü inceleyebilmeyi bu dönemde öğrendi,
Kadının kıyafet seçiminde; evde giyilen ve dışarda giyilen olmak üzere iki unsurun önem arz ettiğini her şartta ve durumda kadına hatırlatmayı kendine görev edindi.
İnandığı doğruları kadınına da doğrulatabilmek için var gücüyle uğraştı,
Ara sıra ihanet etmenin çok da kötü bir şey olmadığını düşünmeye başladı,
Romantizmi, erkek için hiçbir şart ve durumda kabul edilebilir bulmadığını dosta düşmana ilan etti,
Saygı yetisini annesi için, koruma yetisini de telefonundaki mesajlar için kullandı,
Hem karısı hem de etrafındaki diğer kadınlar için, eşi benzeri olmayan tek erkek olduğunu düşünmeye başladı,
Ve ütüsüz donla yaşamaya kısa sürede alıştı.
Erkeğin evrimini gerilerek izleyen kadın ise, ilgi alanını vakitlice değiştirmeye karar verdi. Anne olabilmek için ne gerekiyorsa yaptı.
Vakti zamanında doğurup, erkeğin elini eteğinden çektirebilmeyi başardı.

Evliliğin Üçüncü Aşamasında İse;
Dananın kuyruğu nihayet koptu. Taraflar bir an evvel özerkliklerini ilan edebilmek için var güçleriyle uğraşmaya başladı.
Kadının mücadele amacı erkeksiz yaşam alanı yaratmak, erkeğin ise yaşam alanında metrekareye düşen kadın sayısında maksimum verimliliğe ulaşmaktı.
Öncelikle, kadına emanet ettiği kredi kartına el koydu, ardından da otomatik ödeme talimatlarını ivedilikle iptal ettirdi.
İstediğimi giyerim edalarıyla keyif yapan kadın, erkeğin ağzından çıkan argo terimlerin hoş olmayan bir sedaya dönüşümüne tanıklık etmekten büyük keyif aldı.
O gün bugündür mücadeleye devam eden kadın ve erkek için hiçbir şey değişmedi. Evliliğin bir türlü değiştirilemeyen ritmini bugün bizler, yarın ise başkaları yaşayacak elbet.
Ve nihayetinde;
Öyle ya da böyle, bütün imzalar farklı zamanlarda aynı sona atılacak..


Elif Y. ÖZEL



2189











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)