ISSN 1308-8483
PEKİ YA OLMASAYDILAR / Elif Y. ÖZEL
Elif Y. ÖZEL    
  Yayın Tarihi: 14.2.2017    


PEKİ YA OLMASAYDILAR

Beynimize tıka basa doldurduğumuz keşkelerden tutun da benliğimize itina ile yapıştırdığımız hüzünlere varıncaya kadar aynıyız.

Hatta acılarımız ve de yüreğimizde ağırlanan yaralarımıza kadar.

Kısacası biz, birbirini kopyalayarak çoğaltan, hayatı da aynı usulde tüketen tek tip insanlarız.

Karşımızdakine laf olsun diye tebessüm eder, birbirimize de sırf adet yerini bulsun diye hatır sorarız.

Hangi akla hizmet mutlu olabiliyorsak bir tek o akla hürmet eder ve maalesef gerisini de teferruat sayarız.

Ruhumuza giydirdikleri canımızı sıksa da, ne canımızı acıtarak yoklama alan hayata ne de hayatımızı tahliye eden insanlara kafa tutarız.

Gün geceye döner dönmez, vakitlice perdelerimizi kapatır, ne gecenin rengiyle ne de Ay’ın o geceye münhasır şekliyle alakadar oluruz.

Beynimizin içindekileri boşaltmadan yatağa girmez, kafamızı da kuş tüyü kıvamına getirmeden yastığa koymayız.

Ne adımızın yok sayılmasına ne de girmediğimiz halde bütün ihalelerin bizde kalmasına itiraz ederiz.

Kısacası, bizim gibi olmayanları görmezden gelmeyi gayet iyi beceririz.

Peki kimdir bu görmezden geldiğimiz insanlar?

Ve onlar bizim yapamadığımız neleri yaparlar?

Yazıyor olmanın çoğu zaman ölüyor olmaya denk düştüğünü bilseler de yazmaya devam ederler.

Bazen sesleri kirletildiği için susmaya karar verseler de, kendilerini hücrelerine kadar sorgulamaktan asla vazgeçmezler.

Gündüzden geceye miras bırakıldıklarına inanırlar ve cevaptan ziyade sorunun kendisiyle ilgilenirler.

Herkes rüyasında kurdun karnından çıkan taşları sayarken, onlar hiç üşenmeden hayatın muhasebesini yapmaya devam ederler.

Kendi masallarında bile, bembeyaz atlara binip, hiç bilmedikleri ülkelere gidemeseler de, en azından kırmızı başlıklı kızın ninesi için çiçek toplayıp, dere kenarında ateş yakıp şarkı söylerler.

Zamandan ziyade kelimeleri tüketip, tükettikleri kelimelerle de fark yaratacak cümleler kurarlar.

Rüyalarında dahi, ne geri zekalı prenslere ne de at arabasına dönüşen kabaklara tahammül ederler.

Pirelerin nasıl berberlik ettiğine akıl erdiremeseler de, sırf iki lafın belini kırabilmek için saçlarını bir tek onlara emanet ederler.

Ve nihayetinde, hayatın bir gün saçımızı okşayarak yoklama alacağına da sonuna kadar inanırlar.

Çünkü onlar;

Bırakın insana ihanet etmeyi, kelimelere bile ihanet etmezler.

Çoğu zaman yüzleri tarifsiz bir hüznü hecelese de, hayatı daima gülümseyerek selamlarlar.

İlan-ı aşk edeceklerse de, şiirle ederler, dibi tutmuş mektupların yanmamış tarafıyla değil.

Ne öznesiyle ilgilenirler cümlenin ne de tümleciyle.

Yani halden anlar, yani sırf devrilmesinler diye o cümlelerin ellerinden tutarlar.

Demem o ki;

Onlar iyi ki hayatımızdalar…

Peki ya olmasaydılar…..


Elif Y. ÖZEL



2085











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)