ISSN 1308-8483
BİR DOSTA MEKTUP / Elif Y. ÖZEL
Elif Y. ÖZEL    
  Yayın Tarihi: 26.2.2017    


BİR DOSTA MEKTUP

Eskiden ne güzel başlardı mektuplar.
Satırlarımız sevdiklerimize selam ederek başlar, büyüklerin ellerinden, küçüklerin de gözlerinden öperek devam ederdi.
Ve bu satırlarda özlemden başka hiçbir duygu da olmazdı.
Hele bir de sevgiliye yazılıyorsa o mektup, titreyen ellerimizle tuttuğumuz o kağıt parçası, dünyanın en anlamlı, en kıymetli hazinesine dönüşüverirdi adeta.
Karanfil kokan zarflar yastık altı yapılırdı, çünkü kıymetliydi sevgiler.
Her şeyi eskittiğimiz gibi, maalesef sevgilerimizi de eskittik.
Çünkü hepimiz yetmişli yıllarda bıraktık yüreğimizi.
Hani şu, radyoların ve televizyonların üzerine dantel örttüğümüz yıllara….
Ne yazık ki, ne karanfil kokan zarflar ne de yastık altı yapılan sevgiler kaldı elimizde.
Avuçlarımız bomboş ve artık titremiyor ellerimiz.
Çünkü kaybetmekten korktuğumuz hiçbir şeyi kavramıyor parmaklarımız.
Farkındalığını yitiren avuçlarımız, sıradan bir organ artık bizim için.
Gelelim sana yazdığım mektuba…
Bu mektupta satırlarım sevdiklerime selam ederek başlamayacak belki. Ancak, farkındalığını asla yitirmeyecek avuçlarımla tuttuğum bu kağıt parçasında;
Özlemlerim olacak.
Yastık altı yaptığım hesaplaşmalar yerine, insan olduğumu bana unutturmayacak umutlarım olacak.
İtiraf ediyorum sana…
Bazen kendimi, ters iklimlerin ortasında kalmış, çiçek açıp açmamakta kararsız bir ağaç gibi hissediyorum.
Sanki çiçek açarsam dallarıma soğuk vuracak, açmazsam da bahar tadında meyvelerim olamayacakmış gibi.
Anlayacağın, ne yardan ne serden…..
Dostum, can dostum….
Sen hiç ters iklimlerin ortasında kalma.
Ne dallarına soğuk vursun ne de bahar tadındaki meyvelerinden mahrum kal.
Hayatın sevdiğin rakamlar kadar net, hayallerin iki kere ikinin dört ettiği kadar beklendik olsun.
İtiraf ediyorum sana…
Ben hep taşlı yolları seçtim. Belki de bu yüzden ayakkabılarım çabuk eskidi.
Ayaklarımda nasırlarım, bacaklarımda ise daima hissedilesi ağrılarım oldu.
Ama yine de vazgeçmedim yürümekten.
Şükürler olsun ki, nasırlarım ve ağrılarım yaşadığımı hatırlattılar bana.
Dostum, can dostum….
Sen hiç taşlı yollardan gitme.
Ne eskimiş ayakkabıların olsun ne de yaşadığını sana hatırlatan nasırların ve ağrıların…
İtiraf ediyorum sana…
Ben sadece sevmek istedim. Mutluluklarımı da severek çoğaltmak.
Ama ne sınırsız sevgilerim oldu ne de çoğalan mutluluklarım.
Dostum, can dostum…..
Sınırsız sevgilerin ve çoğalan mutlulukların olsun.
Karşılıksız ve riyasız sevgiler düşsün bahtına.
İtiraf ediyorum sana…
Kendimi anlatmak için sözcükleri yordum hep.
Oysa anlasınlar istedim beni, zahmetsiz ve de tertemiz.
Sözcükleri yormak kendimi yormakmış.
Eskimiş ayakkabılara ve ağrıyan nasırlara rağmen yola devam etmeye çabalamakmış.
Dostum, can dostum…..
Sözcükler hiç yormasın seni.
Zahmetsiz ve tertemiz dinleyenlerin olsun yanı başında.
Ayakkabılarını eskitmeyecek yolların,
Ve baharın rengini sana unutturmayacak umutların olsun.
Can dostum, güzel dostum,
Yolun her daim açık olsun…


Elif Y. ÖZEL



40607











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)