|
Yayın Tarihi: 29.12.2020
|
HİÇLİK
Geçmiş bahar papatyaları topladım sana Açmamış bahçelerden donmuş gül yaprakları düştü eteklerime Yitik aşkların sakarlığı ellerimde Uçuşan ruhuna tutunup her gün Olmazlık şerbetini içeceğim yine Unutup unutup yeniden seveceğim Ol'anlar, ol an'lar olmasa Ne kalır yüreklerde "Kırgınlık mı ?" Alıştığı kırgınlıklara üzülünce, üzüyorsa insan Bu döngü; bir kırgınlık mı bir alışkanlık mı ? "Halin imgesi", "aklın sorgusuna" girerse Ne ben kalırım ne imge... Ortasını bulalım esaretle... Unutulmuşluklarıma selam vermediğimi sanmıyorum, ardımda bıraktıklarımı bıraktığımı, bırakabildiğimi sanmıyorum, takılı kaldığımı da sanmıyorum, takılmanın varolmaz hafifliği hafif kalırdı sanrılarımda. Bir bütünü bulmak için çıktığım yolda, küçük parçaların büyü seline kaptırdım defalarca Gittiklerim, gidemediklerimle bir yumak oldum evvela Sonra bulunduğum yerdeki pencerelerin açılması ile papatya kokularının esiri oldum pervasızca Benliklerimle selam verdim Beni benden edenlerin yasını tuttum içimde Varamadığım hüzün diyarlarında dolaştım kimi gülerek kimi sarsılarak kimi yok oluşlarla Hep bir kalemde esmedi rüzgarlarım Kimi durgun esti kimi hunharca İşte yolculuğumun bir bilinmezi daha Daha kaç bilinmezle uyanacağım şu koca ama küçük dünyamda Uluay KOÇAK GÜVENER |
7865
|
|
|