|
Yayın Tarihi: 30.7.2021
|
En Parlak Güneşler Bile
![]() I uzun yoldan geldim dineldim dineldim de farımadım bol ağılın çobanıydım huzurda ilendiler bana farımadım filizlendi buğday başağım suvattaydı o suyun kalabalığıyla kırın kalabalığıyla suvattaydı anasız babasızdı o cellattı! (avcı ne yaptın hangi habis dudaklar fısıldadı kulağına tuzağını kurdun bu kaçıncı yuva bozduğun) II sen kesif cevhersin gökten inen sen yoldaşsın gönderilen gel katran ağaçları devirelim seninle gel tufanı ateşi savuralım seninle dineldim dineldim dineldim de farımadım III ufukta nehir boyunca uçar turna kuşları bizim için katran kokuları taşır ester katarı bizim için geç kalmadı geldi kara günlerin çerçisi geç kalmadı geldi güzel günlerin gecesi dalımı ayaz vurdu yağı geldi beni soydu avcı tuzağını kurdu kappi kappi dedim ilendim: sen soğukta ısıtmayan ateşsin sen duvarsız kapısız sığınak sen altındakileri ezen çatısın sen uzun yolculukların susuz kuyusu sen sahibini sıkan ayakkabı sen deniz kumundan yapılmış binasın ilendim ilendim ilendim de yetemedim: bulaşık suları içkin mezbele yiyeceğin olsun yattığın yer sokak durduğun yer duvar gölgesi olsun sarı denizin kavuzlansın toz evinde ışığın olmasın avcı tuzağın boş çıksın simli yüzün gülmez olsun (Akatalpa, Sayı:226, Ekim 2018) Ümit YILDIRIM |
1147
|
|
|