ISSN 1308-8483
SİMGE AĞACIN HİKAYESİ / Sebahattin Karaca
  Yayın Tarihi: 30.8.2022    


SİMGE AĞACIN HİKAYESİ



Kazı çalışmaları nedeniyle şimdilerde yerinde yeller esen Foça Ortaokulu’nun yapımına, II. Dünya Savaşı’ndan önce, Foça Atatürk Mahallesi Kale içi mevkiinde, yüksekçe bir noktada denize nazır bir konumda başlandı. Ancak savaş nedeniyle beş yıl boyunca Foça’ya kara ve deniz yoluyla tüm giriş ve çıkışlar kapatıldığından okulun yapımına süresiz ara verildi. Bu sırada Foça’da liman faaliyetleri ve tuz ticareti sona erdi. Bu nedenle Foça, ticareti ve hayat standartları yönünden günden güne geriye gitti. O yıllarda parlaklığını yitiren Foça adeta büyük bir köye dönüştü. Elektrik ve su yoktu. Bir tek fırın faaldi. Foçalılar ağırlıklı olarak ihtiyaçlarını Menemen’den karşılarlardı. Savaşın bitmesinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına karşın, Ortaokulun inşaatının devamına ancak 1953 yılında yeniden başlanmıştı. O dönemin kazı başkanı Ekrem Akurgal, kazı notları arasında okul inşaatından bahsetmişti. İnşaatın tamamlanmasının ardından öğrenci kaydı yapan Ortaokul, ilk mezunlarını 1959 yılında verdi. Öğretmen sayısı yeterli değildi. Bir elin beş parmağı kadar bile yoktu. Bu sebepten her öğretmen en az iki ya da üç derse girerdi. Bu bağlamda aslında Fen Bilgisi öğretmeni olan Mustafa Kokuludağ, Tarım dersine de giriyordu. Kokuludağ, Tarım derslerinin birinde öğrencileri okulun bahçesine çıkardı. Tahtadan yapılmış kasada, bir bölümü kökleri ıslak, toprak içinde ve beze sarılmış, bir bölümü ise topraksız kökü dışarda olmak üzere fidanları öğrencilere dağıttı.



Hoca Elleriyle Toprak Kazdı

Elde avuçta kazma, kürek, tırmık cinsi hiçbir şey yoktu. Önceden tarif ettiği ve anlattıklarını bir kere daha tekrar etti: “İki kişi bir fidanı beraber dikeceksiniz. Toprağı ellerinizle kazacaksınız. Diktikten sonra can suyu vereceksiniz. Sulama işi haftada üç kere yapılacak. Aksi taktirde diktiğiniz fidanlar kurur. Kimlerin fidanları kurursa onlar tarım dersinden sınıfta kalır” dedi. Şükrü Kayasever öğretmen de aynı yöntemle okulun arka bahçesinde çam fidanları diktirmişti. Mustafa Kokuludağ, önceki yıllarda dikilen fidanları göstererek, “bakın o fidanlardan bir tanesi bile kurumamış. Çünkü iyi bakılmış, sulama ihmal edilmemiş. Sizinkiler de öyle olmalı” dedi ve ağaç dikmenin faydalarını ders boyunca anlattı durdu.



Yıllar birbirini kovaladı. Onlarca yıl ne kadar da çabuk gelip geçti. Foça Ortaokulundan mezun öğrencilerin arasından başarılı olmuş çok sayıda genç yetişti. Bu işin sevinilecek yanıydı. Üzülecek yanı ise, okul ilerleyen yıllarda ilan edilen ve kazı amaçlı olarak koruması gereken tescillenmiş parsel üzerine yapılmıştı. Bu defa da yıkılması gerekiyordu. Yapılan yazışmalar ve alınan izinler doğrultusunda okul 2009 yılında kısa sürede yıkıldı. Kazılara hemen başlandı. Yıkım sırasında deniz tarafında bulunan iki çam ağacının korunmasına karar verildi. Bu amaçla kazı ekibi ne gerekiyorsa hiçbir şeyi esirgemediler. Bu iki ağaç Ruhi İyigün, Bülent Kaya, A.Fethi Dinç ve Hasan Tan’ın elleriyle dikilmişti. O ağaçlar okuldan geriye kalan tek anı ve tek teselliydi. Ancak bir kış sabahı ağaçlardan biri gece boyu esen şiddetli rüzgâra dayanamayarak yıkıldı. Kazı ekibinin kurtarma çabaları fayda etmedi. Ekip çok üzüldü. Onlar kadar yıkılan ağacı diken, sulayan ve büyütenlerden Fethi Dinç ve Hasan Tan da üzüldü.



Halen ayakta duran Ruhi İyigün ve Bülent Kaya diktiği çam ağacı ise, günümüzde Foça Sur Duvarları’nın vazgeçilmezi ve Foça’nın da simgesi oldu.

Umarım günün birinde Athena tapınağı inşa edilir ve simge ağaç tapınağın bir sütunu gibi hem tapınağa hem Foça’ya değer katmaya devam eder.

Foça 29.08.2022

Sebahattin Karaca

sebahattinkaraca35@hotmail.com
www.sebahattinkaraca.com

698











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)