ISSN 1308-8483
SAN PEDRO ATACAMA / Güzin TÜMER
Güzin TÜMER    
  Yayın Tarihi: 29.10.2009    


SAN PEDRO ATACAMA



San Pedro Atacama, Şili’nin kuzeyinde Atacama Çölü’nde bir turistik köy, bir vaha.. Tozlu sokakları, çamur ve kaktüs gövdesinin karışımından yapılmış evleri ile gerçekten etkileyici. Şili’nin en eski kilisesi de burada. Bu bembeyaz kilisenin çatısı kaktüs gövdesinden yapılmış.



San Pedro, sanki film çekmek için kurulmuş bir plato. Burası aynı zamanda Bolivya’ya geçiş noktası. Buradaki coğrafik yapı “altiplano” diye tanımlanıyor. Yüksekteki düzlükler gibi bir anlamı var. Göller, volkanlar, çöl, gayzer bir sürü cazip şey var burada. Bu nedenle önemli bir turistik nokta. Her şey turistlerin ihtiyaçlarına göre planlanmış.

San Pedro Atacama’ya Valparaiso’dan yaklaşık 26 saatlik yolculukla geldim. Yolculuk yorucuydu ama burası gerçekten görülmeyi hak eden bir yer, çevresiyle birlikte. Atacama Çölü, dünyanın en kurak çölüymüş. Gündüz sıcak ama rahatsız edici değil. Gece soğuk. Herhangi bir ısınma sistemine ihtiyaç yok. Evleri yaparken kullandıkları çamur ve kaktüs cinsi bitkiler odaların içini yazın serin kışın sıcak tutuyormuş. En iyi izolasyon maddesi yine doğadan! Ne varsa doğada!

Burada yaşayanlar eminim bu çöle şükrediyorlar. Turizm neredeyse tek gelir kaynağı. Çok sayıda turizm şirketi mevcut. Bir yere gitmeden önce birden fazla şirketle konuşmak hatta pazarlık yapmak lazım.

Şimdiye kadar gittiğim hiçbir yerde hediyelik eşya dükkanlarından bir şey alma isteği duymadım. Burası için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ama oldukça pahalı. Bolivya tarafının daha ucuz olacağını düşünüyorum. Bu seferde taşıma problemi… Bakalım nasıl halledeceğim!





San Pedro Atacama'dan gidilebilecek pek çok yer var. Bunlardan biri "Valley De La Luna" Ay vadisi... Bu bölgenin yüzeyi ayın yüzeyine benzediği için bu ad verilmiş. Çöl'ün bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmemiştim. Rüya gibi.. Buradaki sonsuzluk duygusu deniz de açılırken duyduğum sonsuzluk duygusundan biraz daha farklı.. Belki biraz ürkütücü.. Hani hiçbir kara parçasının görünmediği açık denizdeki yolculuk gibi.. Şimdi birkaç foto bu vadiden...



















San Pedro'daki bir başka etkileyici yer, "Tadio Gayzer" Tadio yerli dilinde “ağlayan büyük baba” anlamındaymış. Bu gayzer, 4000 metrenin üstünde bir yükseklikte yer alıyor. Yüzey şekli, yaşlı insan yüzüne benzetildiği için bu ad verilmiş. “Ağlayan” diye tanımlanmasının nedeni yüzeyde akan çok sayıda ince su kaynakları.

Bu gayzere gitmeden önce yüksekliğe vücudumuzu hazırlamak için bir gün önceden içki içmemek, az yemek yemek, bol su içmek, yatmadan önce parasetamol almak gibi yapılması gereken şeyler var. Bu söylenenler yapılmazsa şiddetli baş ağrısı ve kusma gibi sıkıntılar yaşanabiliyor. Ben kazasız atlattım. San Pedro'da suyun içinde arsenik olduğu için çeşmeden su içilemiyor. Yüksekliğe uyum sağlamak için çok su içilmesi gerekiyor. Aksi takdirde sağlık problemleri yaşamak mümkün. Bu nedenle sokakta herkes 5 litrelik şişelerle geziyor. Suyun arsenik taşıması iyi bir iş ortamı yaratmış. Zira su çok pahalı! San Pedro’nun oldukça pahalı bir yer olduğunu da ilave etmek isterim.



Gayzer'de gün doğumunu yakalamak için sabah dörtte yola çıktık. Hava inanılmaz soğuktu. Sıfırın altında yirmi derece… Hayal etmesi bile zor. Var olan her şeyim üstümdeydi. Ama sabah gün doğumunda orada olmak inanılmazdı. Gerçek değildi sanki.



Daha sonra tur şirketleri açık havada kahvaltı verdiler. Görülmeye değerdi. O soğukta bir bardak sıcak çayın ya da bir bardak kahvenin değeri anlatılamaz. Sıcak çay, o muhteşem manzara ile beraber beni gerçeklikten uzaklaştırdı. Rüya gibiydi! Zira yoğun su buharı görüş alanını daraltıyordu. Bu da oradaki güzelliği katladı elbette.

Kahvaltı ettikten sonra o soğukta soyunup sıcak sulara girmek ise nasıl tanımlanır bilmiyorum. Mutlu olduğum gezilerden biri oldu. Dönerken birçok hoş yeri ve küçük yerleşim yerini ziyaret ettik. Bu arada lama şiş yedim. Herkese tavsiye edilir. Ufak bir ayrıntı buraya gelmek lazım! Şimdi bu geziden birkaç fotoğraf..





















San Pedro’dan unutulmayacak bir anı ise “gökyüzü nasıl okunur” adlı toplantıya katılmam oldu. Alanında yetkin bir kişi büyük teleskoplarla gökyüzündeki cisimleri gösterdi. İki saat açık havada yapılan etkinlik gerçekten hem öğretici hem bilgilendirici hem de çok heyecanlandırıcıydı. Gökyüzüne çıplak gözle bakarak orada gördüklerimizi anlamlandırmanın öneminden söz edildi. Ve bunun toplumdan topluma çeşitlilik gösterdiğinin altı çizildi. Satürn’ü görme şansım oldu. Hani o etrafındaki halkasıyla zarif Satürn’ü… Merak etmeyin sizinle de paylaşacağım.



Bu arada San Pedro’da gökyüzü inanılmazdı. Bunun yükseklikle ilgisi olabilir mi? İlgili kişi lazer kalemlerle gökyüzündeki takım yıldızları gösterdi. Haç, lama daha birçok şekil görmek mümkün. Önemli olan bakmak!
San Pedro macerası bitti. Şimdi yeni bir macera başlıyor. Çölü geçerek Bolivya’ya gideceğim. Bakalım beni neler bekliyor?


Güzin TÜMER



3649











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)