ISSN 1308-8483
Çağdaş Sanat Galerisi / Angül ABAY
Angül ABAY    
  Yayın Tarihi: 1.4.2005    


Çağdaş Sanat Galerisi

Bir “Ev Pansiyonu” afişi çizecektim.

Rahmetli Avni Bey’e (Avni Arbaş) bakıcılığımdan ayrılışımın sonrası idi; işi bıraktım, afişimin başına oturdum, zira evimi pansiyon olarak işletecektim.

Salona yaydığım kar beyazı masa örtüsü beze çiziktirip duruyordum. Çocukların okuldan kalan pastel boyaları bana yetip artıyordu.

Avni Bey hemen her sabah “neden hala Kurtuluş Savaşı çıkmıyor” diye esef ederdi; bense tek kişilik sandallarda sigaralı sigarasız ağızlarla donattığım Kurtuluş Savaşı taburumu afişimde resmedip denizlere salıvermiştim bile. İngiliz – Alman – Fransız ne buldumsa simgelerle belirtip düşmanların üzerine gönderiyordum. Ne de olsa hanutçuluktan başı yanmış bir tüccar gazisi idim.

Evimin ikinci katı balkonları pergolelerinin yuvarlaklığından dolayı müstehcen addedilecekmiş ne gam, sanata gem vurulamazdı.

Altına da “Ev Pansiyonu” ve ilgili notları yazdım. Ne mutlu bana bunca işsizlik arasında kendime bir iş yaratmıştım, evin kedisi bile afişte mevcuttu, yabancı dil konuşuluyordu.
İmza : Avni’nin Zerrin.



afişimi Büyük Deniz Atatürk heykeli arkasına duvarını izinle istediğim İlhami abinin dükkan duvarına çiviledim.

Genç yeni devşirme asker gençlerin laflarına maruz kalmak beni hiç etkilemedi; Kurtuluş Savaşı devam ediyordu.


Bitişikteki kahvedeki Ali İhsan Usta’ya afişimi emanet ettim. İndirilmesinden korkuyordum.



Bir akşamüstü İlhami abiye sigara almaya ve Baba Ali’ye bakmaya gittim. Kahveden Ali İhsan Usta beni çaya davet etti, yine müthiş konulara girdik tabii. Ben hemşire olduğum için bütün hastalıklarını ayrıntılarıyla konuşma konforuna sahiptiler. O ara çoktan görüşmediğim İsmail Kaptan benden kibrit isteyince ben de artık hatır sorup barıştım.

Sonra 23 Nisan Çocuk Bayramı günü sabahı afişimin indirilmiş olduğunu fark ettim. Ali İhsan Usta meşrubat kasaları arasından sakladığı afişimi bana uzattı. Ben sitem ediyordum “nasıl indirirlerdi”, “bu bir sanat eseriydi”.

İhsan Kahya ile Ali İhsan Usta “daha büyük yazarak as” dediler.



Afişimi evin, pansiyonun bahçe teline astım. Gelen konuklarımla Avni Hoca’yı da saygıyla anarak ironik çağdaş Kurtuluş Savaşı enstantanelerini defalarca inceledik irdeledik.



afişim tavan arasında değerli eşyalarımın yanında duruyor. Pansiyonumu değmediği ve maliyenin verdiği rahatsızlıklardan dolayı kapattım, hiç bırakmadığım hemşireliğime döndüm.



Lacivert hilal yıldızına yaklaşmaya çalışıyor iğde dalları, onlara yaslanıyor, ağzı sigaralı olan İsmail Kaptan, sigarasızlar Ali İhsan Usta ve diğerleri hala cenk ediyorlar, bir deniz zaferini hala yaşıyorlar.



Ve ben.

23 Nisan 2004 günü akşamüstü evimin balkonundan gökyüzündeki hilalin yıldızına yaklaşmakta olduğuna canlı tanık oluyorum.


Angül ABAY



1701











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)