ISSN 1308-8483
Ruhumun Mavi Göçü<br>(o uzak sesin peşinde…) / Özgür HANCIOĞLU
  Yayın Tarihi: 12.2.2010    


Ruhumun Mavi Göçü
(o uzak sesin peşinde…)


Topla eşyalarımı gidiyorum buralardan. Yanımda bir valiz dolusu yalınayak yalnızlık…
Sahipsiz rüzgarlar çizsin bundan böyle kader çizgimi. Bütün karanlıkları aşarım nasılsa mavi gülüşünle. Bütün esaretlerden kaçar eteklerine sığınırım en çok.
Tut ellerimi ve topla geçmişimi çekmecelerden. Beni almayan bu kenti, ben bırakıyorum bu gece… Cama vuran yağmurlar yıkasın ellerimi bugünden tezi yok. Bekleyişler yok artık, özleyişler, gelmeyişler, sevmeyişler ve bıçak sırtı sitemler. Artık yokum buralarda, gözünaydın aşk! Ne bir kuş pencerede, ne dolunay gecede…

Ruhumun mavi göçü başladı, ha gayret... Şimdi kabul vaktidir mazide kalmış tüm dileklerin. Sırtımdaki en ağır yük, düşen bir kuş kanadı, gözlerim hafif aralı. Avuçlarımda kaybolmuş bir ten hissi. Düşüyorum gözlerinden uzak denizlere. Uzak denizlerde kaybolmuş bir can aksi…

Sana ilk kez açıyorum içimi; gör kendini. Sür kıyılarıma bıraktığın masmavi izlerini. Gözlerini izle, özlemini gözle. Her bir nefesi tek tek dinle; duy kendini.
Gir kıyılarımdan içlerime, masmavi damlalarla süzül yanağımdan. Bak düşüyorsun gözlerimden ardımda bıraktığım camlara ve ben artık hiç ağlamıyorum!

Gözyaşları yok artık, özlemler dinmek içindir. Ben artık hiç özlemiyorum! O uzak sesin peşinde arıyorum, işte her neyi özlemiyorsam! Ağzımdaki lokmam kadar hayat, üstümdeki hırkam kadar ölümsün. Her iki alemin en sessiz sözü, cümle tabiatın özüsün. Yürüdüğüm yol, kanadığım yaramsın. Başımdaki sevdam, en uyanık uykum, gecenin sırdaşısın…

Hayaller yok artık, ışıklar sönmek içindir. Ben artık hiç ışık yakmıyorum! Umudum sen, ışığım sensin, söyle artık neye kanayım? Niçin bekleyeyim ki seni? Ne çıkar hiç gelmezsen; zaten bu dünya yalan, dolan; bir dünya çıkar ! Beklemezsem gelmez misin? Dindirmez misin diz ağrılarımı, tutmaz mısın sırlarımı? Beklemezsem sevmez misin? Üflemez misin sana yaktığım kandilleri, vaz mı geçersin dualarından?
Sevmezsem, beni dilemez misin?

Ilık bir rüzgar ürpertisi oldun içimde. Adın bahar mı senin? Yollarımda sıra sıra çiçekler, gözlerin tohumlarca diziliyor dağlara. Ne yana baksam kokun eser içimde… Sahi, koklasam sinmez misin ellerime? Ellerimde sen, yağmurlar, içimde ıpılık rüzgarlar… Gidiyorum buralardan, ruhumun mavi göçü başladı. Hoşçakal…


Özgür HANCIOĞLU

ozgur.hancioglu@hotmail.com


1839











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)