ISSN 1308-8483
DİKKAT...VAZGEÇİYORUM! / Ahmet ÖNEL
Ahmet ÖNEL    
  Yayın Tarihi: 13.1.2008    


DİKKAT...VAZGEÇİYORUM!

İnsan biraz da vazgeçtikleridir!

Büyük bir kelam ama doğruluğu “tescillenmiş” bir kere. Kendimizden bilmiyor muyuz peki? Vazgeçtiklerimizi sıralamaya kalkıştığımızda, elimizde kalanların bize ait yeni bir tarif olduğu gerçeği şaşırtıcı olduğu kadar rahatlatıcı da oluyor. Büyük idealler raflardaki yerini aldı çoktan. Başlı başına “büyümek”, büyüklüğe yakışır bir ideali de çantasında gezindirmişti yakın zamanlara kadar ama heyhat!, büyüdük ve dünya bütün bütüne kirlenmediyse bile bizleri beklentilerin hayli uzağına getirip bıraktı. “Savaşsız bir dünya” elden ele taşınan bir bayrak değil miydi örneğin? Bu umarsız yarışın hala aynı pistte dön baba dönelim sürüyor olmasında, -asıl müsebbipler hariç!- kimsenin günahı yok aslında. İstemenin, idealleri hayata ait kılmanın özünde yine hayatı gerektiği ölçütlerde yaşamak da yatıyor şüphesiz: ama konumuz vazgeçmek değil miydi yoksa? Biz barışı daha küçük alanlara, ev içlerine, dost toplantılarına çoktan “transfer” ettik bile; sosyal barışın “ihdası” herkesin kendi kapısının önünü süpürmesi eğretilemesinden çok farklı değil belki de. Vazgeçmelerin en büyüğü değilse bile en iç yakanı, kim ne derse desin “dünyanın keşfiyle ilgili” mutlaka. Gelip yerleştiğimiz şu sevimli, küçük kasabalar aynı zamanda dışarıda kalan koca dünyayı da içine sığdırmaya çalıştığımız mekanlar değil mi örneğin? Paris’in coşkusu, Peru’nun ulaşılmazlığı, Finlandiya’nın fiyortları..hepsi hepsi hemen kapı önünde bana soracak olursanız.

Keşfin adresi değilse bile tanımı değişti yalnızca. İçsel yolculukların gelgitinde salınıp duruyor ve bu güzel tembelliğe sözlü yazlı övgüler düzüyoruz! Ama kime ne bundan! Bütün bunları yapabilmek başlı başına bir ayrıcalık aslında. Düş dünyalarının henüz tıklatılmamış nice kapısı var ve hangi kapının ardında bizi neyin, kimin beklediğini bile bilmiyoruz. Kim bilir, henüz hiç karşılaşmadığınız bambaşka bir yüzünüz bile günün birinde bir sürpriz yapabilir size.

Vazgeçmelerin ince bir pişmanlıkla donandığı mola anlarında geçmişinizde gerçekleştireceğiniz hızlı bir tur sizi yeniden aydınlığa çıkarabilir bu arada. Fala bakmak gibi oldu ama , biraz da geleceğini kurgulamanın lezzetli ayrıcalığını yaşayan bir canlı türüne ait değil miyiz her birimiz? Vazgeçtiklerimiz gövdelerimizi terk etmeyen kara parçalarımız bu yüzden. Sessizce çekip giden ne var ne yoksa köşe başını döndüğünüzde karşılaşıp kucaklaşacağınız kadar da yakın. Aşktan, yeniden sorgulamaktan, bir kitabın ısrarından, estetiğin kocaman coğrafyasından, dostların hatır sormalarından, tadılmamış güzelim mamalardan ve kurulacak yeni arkadaşlıklardan vazgeçmeyin yeter ki. Evet, bunları zaten biliyorsunuz. Sonsuz denizin sabahtan akşama değişen yüzü size bin bir öykü taşıyor ve ondan vazgeçmemiş olmanın hazzını sürekli yaşıyorsunuz. Gökyüzündeki ince hilal gün be gün kalınlaşıyor ama bunu yaparken giderek kilo alıp yaşlanan bir kadının hüznüne asla sığınmıyor; biliyor ki gün gelecek yine ipince bir genç kız olacak; tıpkı sizin güzel gülümseyişiniz gibi! Ah ondan siz değilse bile her an karşılaşma olasılığı olan dostlarınız zaten vazgeçmiyorlar!

Sessiz bir gece köşesi istiyor bu çaba; evet. Karanlık koyulaşacak ve evlerinizin kuytu bir köşesinde vazgeçtiklerinizin o kısa listesini yapacaksınız. Listede hiçbir zaman yer almayacak olan “yaşam sevincinin” bu oyuna katılmadığını görmek sizi şaşırtacak mı dersiniz?

Söylemeyi unuttum; şaşırmaktan vazgeçtiğiniz an zaten yenilginin de ilk işaretini vermiş olacaksınız ki; bu ürkütücü gerçeğin fazlasıyla uzağında durduğunuzu iyi biliyorum. Biraz da vazgeçilenlerin ortaklığı söyletiyor bunu.

Ne çok şeyden vazgeçilebilir bu yüzden ve nasıl uzun bir liste çıkar gerçeğimizle ilgili! Ama kim bu denli kazımak ister ki kendi kuyusunu? Zaman tek bilgemiz, tek yol gösterenimiz ve tek sağaltıcımız olsun.

Evet...ondan asla vazgeçmek yok bu yüzden!

(13. 2 . 2008)


Ahmet ÖNEL

www.ahmetonel.com


1721











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)