ISSN 1308-8483
Hay sen çok yaşa Müge! / Nurdan ÇAKIR TEZGİN
  Yayın Tarihi: 8.8.2012    


Hay sen çok yaşa Müge!


“Hem ağladım hem güldüm!” Evet, evet tam duygulanıp hüzünlendiğim anda bir başka sayfasında kıkırdadığım bir kitap çıktı postadan.

Sevgili Müge Sandıkçıoğlu’nun bizleri sevindiren kitabı “Diş ile Düş Arasında” yapacağım domates reçelimin bile önüne geçti! Malum dün Salı Pazarı’ydı; sabahın köründe soluğu pazarda alıp en taze domateslerin ve tabi meyve sebzelerin hatırını sormaya gitmiştim…

Aklım bu haftanın reçellerinde, bir an önce hazırlayıp kaynatmalı, kavanozlayıp süsünü püsünü takıp takıştırmalıyım! Gelin görün ki elimdeki kitabı da bırakamıyorum, bırakılacak gibi değil. Bırakılır mı bu satırlar, işte buyrun kısa bir alıntı: “ Suyu soğuk içemeyenler; spor giyinmekten bıkmayanlar; kâküllerini kendi kesenler; ismiyle karakteri uymayanlar; bir gün neşeli bir gün odun gibi olanlar; komşusuyla/arkadaşlarıyla, akrabadan yakın olanlar; kitap okuyunca daha iyi uyuyanlar; protokol gerektiren yerlerde sıkılanlar; ayakları altına alıp da muhabbet edilecek ortamlara bayılanlar; ev ziyaretinin beslenmek için değil, sohbet için olduğunu bilenler; hoşlanmadığı birini görünce kaldırım değiştirenler; telefonsuz/televizyonsuz/gazetesiz birkaç gün geçirmek isteyenler; kendi olumsuz düşüncesini başkasının düşüncesi gibi satmayanlar; dobralıkla dangalaklığı ayırt edebilenler; galoş giymekten hoşlanmayanlar… Güü nayy dınn…”

Ay daha neler neler; bıyık altı gülümsemelerin bitmediği kıpır kıpır bir kitap Müge’nin kitabı… İçime dolan binbir güzel duyguyla her işi bırakıp bir çırpıda okudum, bütün o insana dair dürtüler ile buradayım! İçimden geçen ilk şey; bütün sevdiklerime doğum günlerinde armağan etmek!

Hani, bir insanı pek az tanırsınız ki aksi zaten mümkün değildir, minik tanımalarınızda eksik kalan parçalar vardır ama; hiç de eksik gibi değildir (!) işte o varlığı belirsiz duyguların Mügeli şaşırtan yanını yakaladım bu kitapta. Yazarı cismen tanımanın avantajı mıdır bana bu sözleri söyleten! Sanmıyorum. Diyorum ya; eksik parçaları pek oturtamadığım, tertemiz bir bulut gibi gökyüzünde öylece asılı tuttuğum bir parçaydı. Bulut düşlerden yeryüzüne indi sanki, sağanak olup diş ile düş arasına akıyor! Evet, evet akıyor, buyrun siz de buyrun...

Teşekkürler sevgili Müge.




Nurdan ÇAKIR TEZGİN



2912











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)