Ollantaytambo'da dağa İnka'lar tarafından oyulmuş İnka Profili. Dikkatle bakılırsa görülebilir.
Ollantaytambo gezisi bitmişti. Sıra trenle Machu Picchu’ya gitmeye gelmişti. Aguas Calientes’e gitmek için Ollantaytambo’dan trene bindik.
Aguas Calientes, Machu Picchu’ya yirmi dakika mesafede küçük bir kasaba. Machu Picchu’yu gidecek olanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere çok iyi organize olmuş yemyeşil bir kasaba.
Aslıda Aguas Calintes’e Cusco’dan doğrudan gitmek de mümkün. Cusco, Aguas Calientes arası yaklaşık 80 kilometre. İnca Trail’de 80 kilometre. Cusco’dan ”İnca Trail” adı verilen parkurda yürüyerek de Machu Piccu’ya ulaşılabilir. İnka trail herşey dahil 500 ile 600 U$ arası. Bu arada sırt çantaları da yük taşıyıcılar tarafından taşınıyor. Birkaç İnka şehrini gördükten sonra hiç aklımın kalmadığını söylemeliyim.
Cusco’dan ya da Ollantaytambo’dan Aguas Calientes’e dört çeşit trenle ulaşmak mümkün. Bunlardan biri sadece yerliler için pul paraya gidiyorlar. Diğer üçü turistler için. Backpacker’lar için olanı gidiş – dönüş 62 U$ Diğer iki tren oldukça pahalı. Aguas Calientes’ten Machu Picchu'ya otobüs ücreti gidiş-dönüş 17 U$ Machu Picchu gerçekten çok çok özel bir yer.. Ama her şey tam bir para tuzağı.
Ben güneşin doğuşunu yakalamak için sabah beş buçukta hostelden ayrıldım. Benim için göz yaşartıcı bir durum! :)) Gittiğimde uzun bir kuyrukla karşılaştım. Çok sayıdaki otobüs, turistleri Machu Picchu'ya taşımak için adeta yarış içindeydi. Sabah altıda otobüse bindim.
Güneş doğmadan önce oradaydım. Oldukça heyecanlıydım. Harabelere girdiğim zaman hissettiğimi söylemek için kelime bulamıyorum. Harabelerin ötesinde o ne etkileyici bir manzaraydı. Biraz alışmak için oturdum. Çok erken olmasına rağmen çok insan vardı. Ama ses çıkmıyordu.. Adeta kutsal bir yeri ziyaret edercesine insanlar sessizce etraflarına bakınıyorlardı. Eminim çoğumuz çok kereler çeşitli magazinlerde şimdi gözümle gördüğümüz bu fotoğrafı görmüştük. Ama yine de çok çarpıcıydı.
Machu Picchu, deniz seviyesinden 2430 metre yükseklikte yer alıyor. İspanyollar yöreyi işgal ettikleri zaman bitki örtüsü içinde kaldığı için bulamamışlar. Bu nedenle zarar görmemiş. Machu Picchu iki yüzden fazla merdiven sistemiyle birbirine bağlanıyormuş (UFFFF !). "Machu Picchu" eski dağ anlamındaymış. Şehir, Machu Picchu dağının eteğine kurulmuş. Şehrin sonunda Quecha dilinde genç zirve anlamında “Wayna Picchu” yükseliyor.
Wayna Picchu
Kısa inka trail yapmak isteyenler için bu dağlara yürümek bir fırsat. Ama ben yürümeyerek bu fırsatı kaçırdım. Sürekli tırmanma hali beni çok yormuştu. Bu dağlardan manzaranın çok güzel olduğu ve o çevrede yer alan iki İnka şehrini daha görmenin mümkün olduğu söylendi. Oraya çıkmadan gördüğüm manzara zaten inanılmazdı. Daha ötesi ne olurdu ki!
Machu Picchu,1911 tarihinde Hiram Bingham idaresindeki Yale Üniversitesi'nin yaptığı bir bilimsel gezi sırasında köylülerin yardımıyla tesadüfen bulunmuş. Onun için “Lost City” kayıp şehir olarak adlandırılıyor. Aslında burası son İnka şehri değil. Bulunamayan bir başka İnka şehri daha varmış. Amerikalı profesör hala bulunamayan bu şehri ararken tesadüfen Machu Picchu’yu bulmuş.
Machu Picchu’yu tavaf ettikten sonra Aguas Calientes’e vadinin içinden yürüyerek geldim. Yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Vadide en az Machu Picchu kadar etkileyici idi. İspanyolca’da “Aguas Calientes” "sıcak sular" anlamında. Sanırım kasabanın adı sahip olduğu kaplıcalardan kaynaklanıyor. Bu bulutlara kurulmuş şehiri ziyaret ettikten sonra kaplıcaya gittim. Daha sonra da bir kadeh nefis kırmızı şarapla kendimi ödüllendirdim. Çok yorgundum. Hostelime gittim. Ertesi gün sabah treniyle güzel anılarla oradan ayrıldım.
Temmuz 2009