Saydam sicimler düşüyor tepemize, bir Foça sağanağına tutuluyoruz...
Uyuyan bir prenses gibi Küçükdeniz. Haspam deniz, yüzyıllık uykusunu öpücükleyen yağmur damlalarına tepkisiz!
Ne güzel, yağmurda Foça...
Açma şemsiyeni, koşar adım gel Palmiye Kafe'ye iliş uçtaki masaya, yağmur karıştırsın şekerini çayının.
Yağmur ılık, çay sıcak.
Dumanlı, gri sözcükler uçuşuyor eteklerimde. Koşarsam düşecekler, gülümseyerek kıkırdıyorum. Foça kaldırımları defter, ben kalem; hem de karakalem! Karataşı işaretleyeceğim o yüzden zıplıyorum.